İsveç'de 5 azınlık halkın festivali devam ediyor

İsveç'in azınlık halk olarak kabul ettiği Samiler, Romanlar, Yahudiler, Tornedal Finlileri ve İsveç Finlilerinin İsveç'in ulusal günü 6 Haziran'da startını verdiği etkinlikler, Stockholm'de düzenlenen bir açık hava festivaliyle devam etti.

İl merkezindeki Kralın Bahçesi'nde (Kungsträdgården) düzenlenen festivalde, çadırlarını kuran azınlık halklar tarih, dil, kültür ve geleneklerini tanıtan broşürler dağıttılar, resim sergileri açtılar. Azınlık halkların sanatçıları kendi dillerinde türkü ve şarkıları seslendirirken, folklor grupları da halk oyunlarını sergilediler.

Sunucular, azınlık halkların tarih ve kültürlerini, geçmişte ve günümüzde karşı karşıya kaldıkları sorunları, taleplerini ele alan konuşmalar yaptı.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen azınlık halklar festivalinin motor gücünü Roman ve Samiler oluşturdu. Festivalin örgütlenmesine önderlik eden Sami ve Roman halklarının temsilcileriyle, günümüzde karşı karşıya kaldıkları sorunları ve çözüm önerilerini konuştuk.

İSVEÇ DEVLETİNİ AYRIMCILIKTAN MAHKUM ETTİRDİ

1960'lı yıllarda insan hakları mücadelesinin simge isimlerinden olan Yazar Katarina Taikon'un kuzeni Fred Taikon, onun ölümünden sonra bayrağı devraldı. Uzun yıllardan beri gazetecilik yapan Fred Taikon, sadece İsveç'te değil, uluslararası platformlarda da Romanları temsil ediyor.

İsveç polisinin Romanları fişlemesinin açığa çıkmasından sonra dava açılmasına önderlik eden Taikon, İsveç devletini ayrımcılıktan mahkum ettirmeyi başardı.

”5 Halk Festivali” ve etkinlikleri düzenleyerek İsveç halkını azınlık halkların durumları hakkında bilgilendirmeyi hedeflediklerini belirten Taikon, hükümetin Romanlara yönelik ayrımcılık ve dışlamanın önlenmesi için belirlediği 20 yıllık stratejinin uygulanmaya başlamasından sonra Romanları durumlarında kısmi iyileştirmeler olduğunu söyledi.

AZINLIK OLDUĞUMUZ SADECE KAĞIT ÜZERİNDE KABUL EDİLDİ

Ancak hükümetin 2000 yılında 5 halk grubunu azınlık olarak kabul etmesinden sonra ortaya çıkan tablonun hiç de iç açıcı olmadığını söyleyen Taikon, “İlk 10 yıl içinde azınlıkların taleplerini gerçekleştirmek için hiç bir somut adım atılmadı. Azınlık olduğumuz sadace kağıt üzerinde kabul edildi. Daha sonra yeni bir yasa daha çıkarılarak yeni önlemler alınması kararlaştırıldı. Samiler kendi parlamentolarını oluşturma hakkını kazandı. Ama bu hak bize tanınmadı. Biz parlamentomuzun olmasını isteriz ama ilk aşamada tüm Romanlar için bir platform oluşturmamız gerekir” dedi.

ROMANLARA YÖNELİK IRKÇILIK VE AYRIMCILIK ARTTI

Tanınmış müzisyen ve yazar Hans Kalderas, İsveç ve Avrupa ülkelerinde güçlenmekte olan ırkçılığın Romanları çok olumsuz etkilediğini, dışlanmanın ve ayrımcılığın arttığını gözlemlediğini söyledi.

Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerden İsveç ve Avrupa'nın diğer ülkelerine gelerek yaşamlarını dilenerek sürdürmeye çalışan Romanlar'ın varlığından rahatsızlık duyan politikacıların medyadaki söylemlerinin ırçılık ve yabancı düşmanlığının daha da artmasına neden olduğunu dile getirdi.

MEDYA VE POLİTİKACILAR ROMANLARA KARŞI ALGI OLUŞTURDU

Bu insanların keyflerinden değil yaşamlarını sürdürebilmek için İsveç'e geldiklerini söyleyen Kalderas, “Hiç kimse, karda, kışta veya sıcakta günde 15 saat bir mağazanın kapısında oturup el açmak istemez. Bu insanların kendi ülkelerinde nasıl dışlandıklarının göstergesi. Medya ve politikacılar bu insanların sorun oldukları ve toplum düzenini tehdit ettikleri algısını oluşturdu. Bu, tüm Romanlara karşı ırkçılık ve nefretin artmasına yol açtı. Saldırılar ve nefret suçları arttı. İsveç'te dilenmek suç değil. Bugün, polis, bazı yerlerde dilenen Romanları arabalara doldurup Stockholm il sınırları dışına çıkardı. Bu kesinlikle yasalara aykırı ama hiç kimse bu olanlara tepki göstermiyor” şeklinde konuştu.

FİŞLEME ROMANLARI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI

15 yıldan bu yana Romanların yayın organı “Ê Romani Glinda” dergisinin redaktörlüğünü yapan Bengt Björklund, İsveç'te her dönemde Çingene ve Yaudi karşıtlığının olduğunu ama son yıllarda bir değişim yaşandığını belirterek yaşanan değişimleri şu cümlelerle dile getirdi.

“Daha önce bu kapalı yapılıyordu ama son yıllarda açıkça yapılıyor. Romanlar söz konusu olduğunda Hükümetin Roman stretejisini uygulamaya koymasından sonra bazı ilerlemeler oldu. Romanlara iş ve eğitim olanaklarının yaratılması için yerel düzeyde de bazı adımlar atıldı. Ana dil eğitiminde iyileştirmeler oldu. Ama aynı zamanda Romanlara karşı yapısal  ırkçılık da devam etti. Tüm bu iyileştirmeler olur ve Romanlar yaşamlarında iyileştirmeler olacağı duygusuna kapılırken, Polisin aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 5 bine yakın Romanı fişlediği açığa çıkınca Romanların devlete güvenleri sarsıldı ve bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar”

ERDOĞAN KÜRTLERİ DEĞİL IŞİD'I BOMBALASIN

Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri yakından takip eden Björklund, insan hakları , ifade özgürlüğü ihlalleri ve Kürtlere yönelik katliamların inanılmaz boyutlara ulaştığını söyledi.

5 yıl İstanbul'da cezaevlerinde yattığı ve Türkiye'yi yanından tanıdığı için ülkedeki gelişmeleri sürekli izlediğini söyleyen Björklund, birlikte cezaevinde yattığı Amerikalı Billy Hayes'in yazdığı kitaptan uyarlanan “Geceyarısı Ekspersi”  filminde İsveçli Erich karekteriyle canlandırılmıştı. 

Kürtlere savaş açtığı için Erdoğan'a çok kızgın olduğunu söyleyen Björklund, “Erdoğan haklarını isteyen Kürtleri değil, insanlık dışı katliamlar yapan IŞİD'ı bombalasın. Türkiye'nin Kürtlere açtığı savaşı çok gereksiz. Türkiye bu tutumundan derhal vazgeçmeli. Türkiye'de ifade ve medya özgürlüğü de yok. Erdoğan Türkiye'nin Putin'i. Her ikisi de daha fazla yetki peşinde. Ama Erdoğan'ın İslami amaç ve emelleri olduğu için Putin'den daha tehlikeli. Türkiye'deki gelişmeler gerçekten beni çok korkutuyor” şeklinde konuştu.

LAPONYA'NIN SÖMÜRGELEŞMESİ DEVAM EDİYOR

Samileri temsilen “5 Halk Festivali” etkinliklerini yürüten Anita Jönsson, Laponya'nın İsveç tarafından 17. yüzyılda başlatılan sömürgeleşmesi sürecinin günümüzde de devam ettiğini, topraklarında her gün maden ocakları, elektirik ve rüzgar santralleri açılan Sami halkının topraklarını terk etmeye zorlandığını söyledi.

Geyik bakıcılığı yapan Samilerin hayvanlarını otlatmak için kamyonlarla başka bölgelere taşımak zorunda kaldıklarını söyleyen Jönsson, “Yaşam bölgelerimiz her geçen gün daha da daraltılıyor. Eğer geyiklerimizi otlatacak alanlarımız yok ediliyorsa geçimimizi nasıl sağlayacağız?” şeklinde konuştu.

Hükümetin Sami Parlamentosu oluşturmasına rağmen parlamentoya bölgenin idaresi için yetki vermemesini eleştiren Jönsson, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in pek çok kez İsveç'in Samilere yönelik ayrımcı yaklaşımını eleştirmesine rağmen Laponya'daki durumun daha da kötüleştiğini söyledi.

Jönsson, İsveç'in azınlık halkların haklarını güvence altına alan ILO'nun 169. maddesini imzalamasını talep ettiklerine de vurgu yaptı.

“5 Halk Festivali” etkinlikleri 21 Temmuz akşamı yapılacak bir geceyle sona erecek.

 

...