Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin Kürdistan’da Kürt halkına yönelik başlattığı soykırım operasyonları, olağanüstü hal uygulamaları ve sokağa çıkma yasakları, tıpkı Erdoğan gibi toplumu “Biz ve Onlar” olarak kutuplaştırmaya çalışan ırkçı ve faşist parti İsveç Demokratları’na ilham veriyor.

İsveç’in Gotland Adası’nda düzenlenen ‘Politikacılar Haftası’nda bir basın toplantısı düzenleyen ırkçı ve faşist partinin lideri Jimmie Åkesson, göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları semtlerde olağanüstü hal ilan edilmesini ve sokağa çıkma yasağı uygulanmasını istedi.

“BU BÖLGELERİ YENİDEN ELE GEÇİRMELİYİZ”

İsveç banliyölerinin kriminal göçmen gruplarının işgali altında olduğunu öne süren Åkesson, ”Bu bölgeleri yeniden ele geçirmeliyiz” dedi ve bunun sağlanması için de özel polis güçleri kurulmasını önerdi.

İsveç’te Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından geçtiğimiz günde yayımlanan istatiktikler her üç göçmenden birinin yoksul olduğunu ortaya koydu. Göçmenlerin önemli bir bölümü Stockholm, Göteborg ve Malmö gibi kentlerin varoşlarında yaşıyor ve bazı semtlerde göçmenler arasındaki işsizlik yüzde 50-60’lara yükseliyor.

İsveç toplumundan izole edilmiş olan bu semtlerde yaşayan gençler, dışlanmaya olan tepkilerini zaman zaman arabalar yakarak ve kurumlara ait binaların camlarını kırarak dışa vuruyor. İsveç Polisi, İsveç’te göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları 53 bölgeyi sorunlu bölgeler olarak belirledi. Siyasi partiler de, bu bölgeler için yapılması gerekenleri tartışmaya başladı. Basın toplantıları ve açıklamalar yaparak görüş ve önerilerini gündeme getiriyor.

Irkçı ve faşit parti İsveç Demokratları’nın lideri Jimmie Åkesson da, ”Politikacılar Haftası’nda düzenlediği bir basın toplantısıyla görüş ve önerilerini kamuoyuna duyurdu. Kendileri dışındaki tüm partilerin göçmen ve iltica politikalarına eleştiriler yönelten Åkesson, tarihin haklı olduğunu göstereceklerini iddia ettikten sonra göçmen semtlerinde çıkan olayları kastederek ”Gerçekliğe hoş geldiniz” şeklinde konuştu.

OLAĞANÜSTÜ HAL VE SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI UYGULANSIN

Bu bölgelerde yaşayan çok sayıda insanın kendileriyle ilişki kurduğunu ve kaygılarını ilettiğini iddia eden Åkesson, olanlardan sorumsuz göçmen politikası uygulayan partileri sorumlu tuttuktan sonra şunları kaydetti: “Arabalar, okullar yanıyor. Taşlar atılıyor ve isyan. Polis, 53 bölgede uyuşturucu ticareti olduğunu ve genel güvensizliğin sürdüğünü söylüyor. Tabii ki böyle olmaması gerekir. Bu toplumda yüzbinlerce insanın bu şekilde yaşamak zorunda kalması büyük sorun. İsveç bugün büyük ölçüde sorumsuz göçmen politikasının yol açtığı bölünmüş bir ülke.”

Åkesson, sorunun çözülebilmesi için savaşlarda kullanılan yöntemlerin uygulanmasını; olağanüstü hal ilan edilmesini, sokağa çıkma yasakları uygulanmasını, özel polis güçleri kurulmasını ve meşru müdaafa hakkını kullanmasının sınırlarının genişletilmesini istedi.

TELEFONLAR DİNLENSİN, GÜVENLİK KAMERALARI YERLEŞTİRİLSİN

Sorunlu bölgelere özel polis gücünün gönderilmesini isteyen Åkesson, sokağa çıkma yasaklarının akşam ve gece saatlerde polis ve diğer kurumların operasyon yapabilmeleri için gerekli olduğunu savundu. Bölgede yaşayanların telefonlarının dinlenmesini ve semtin kameralarla donaltılmasını önerdi.

Bölgelerin kurtarılmasından sonra yeniden göçmenlerin bölgeleri ele geçirilmelerini önlemek için cezaların artırılması ve ceza alma yaşının düşürülmesini de istedi.

Irkçı lider, göçmen bölgelerinde istikrarın sağlanabilmesi için “İsveç kültürünün varlığı tamamen belirleyici” dedi. Sorunlu bölgelerde İsveç halk dernekleri kurulmasını ve göçmenlere İsveç halk dansları öğretilmesini gerektiğini savundu.

BEĞENMEYEN BAŞKA ÜLKELERE GİTSİN

Göçmenlerin İsveç kültür ve geleneklerine adepte olmalarını isteyen Åkesson, “Biz bu imkanları sunuyoruz. Benim anlayışıma göre buraya gelenlerin çoğunluğu İsveç toplumunun bir parçası olmak istiyor. Bunu istemiyorlarsa gidebilecekleri pek çok ülke var" dedi.

2014 yılında yapılan genel seçimlerde % 13 civarında oy alarak 50 sandalye kazanan İsveç Demokratları, İsveç’teki göçmenlerin kültür ve geleneklerini bırakmalarını ve İsveç kültürünü benimsemelerini istiyor.

Åkesson, bir süre önce Dagens Nyheter Gazetesindeki söyleşisinde İsveç’te tek dilin, sadece İsveçcenin geçerli olmasını istemiş, seçim kurulunun diğer dillerde seçmenlere bilgi vermesine karşı çıkmıştı.

Diğer burjuva partileri, İsveç Demokratları’nın asimilasyon politikasına karşı çıkmakla ve entegrasyonu savunmakla birlikte son bir yıl içinde sık sık göçmen semtlerinin İsveçlileşmesinden söz etmeye başladılar. Bu, aralarında iktidar partisi Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin de bulunduğu partilerin entegrasyon politikasından uzaklaşmaya başladıklarının ip uçlarını veriyor.

Mülteci krizi ile birlikte çok sayıda ilticacının İsveç’e gelmesinden sonra İsveç Demokratları sınırların kapatılmasını savunmuşlardı. Bir yıl önce bu politikaya karşı çıkan partiler, geçtiğimiz ay parlamentoda (Sol Parti ve Merkez Partisi hariç) sınırların kapatılması ve daha sert bir göçmen politikası uygulanması için oy kullanmışlardı.

Haziran ayında yapılan kamuoyu yoklamalarının sonuçları ırkçı İsveç demokratlarının yükselişe geçtiğini ve oylarını yüzde 17,3 çıkardığını gösteriyor.