Merkel’in yerine geçecek olası isimler

Bavyera’dan sonra Hessen eyaletinde de iktidar partilerinin ağır yenilgi alması ardından partisi CDU’nun liderliğine aday olmayacağını duyuran Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yerine geçecek isim aranıyor.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) liderliğine bir aday olmayacak olan Başbakan Angela Merkel’in yerine partinin başına birçok mevcut bakan veya eyalet başbakanının ismi geçiyor.

Der Spiegel’in online sayfasında yapılan değerlendirmeye göre, Hessen ve Bavyera eyaletlerinde CDU ile kardeş partisi CSU’nun yaşadığı yenilgiler ardından geri çekilen Merkel’in yerine olası 7 aday öne çıkıyor.

GENEL SEKRETER İLE GENÇ BAKAN

Bunların başında halen CDU’nun Genel Sekreteri olan Annegret Knapp-Karrenbauer geliyor. Eski Saarland Eyalet Başbakanı olan Knapp-Karrenbauer’in Merkel’in de tercih edeceği aday olduğu savunuluyor. Spiegel’e göre mevcut genel sekreter, oldukça ‘pragmatik’ bir isim.

Partinin başına 38 yaşındaki Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın geçmesi olasılığı da bulunuyor. Eşcinsel kimliğiyle bilinen Spahn’ın Merkel’in yönetim anlayışına ve son yıllardaki güç kaybında payı olan mülteci politikasına karşı olduğu biliniyor. Spahn’ın partide nesil değişikliğinin temsili olacağı ve yeni bir muhafazakar anlayışın geliştirilmesinden yana olduğu belirtiliyor. 

MERKEL’İN ESKİ RAKİBİ YENİDEN ADAY OLABİLİR

Bild Zeitung’a göre ise, 2002 yılına kadar partinin Federal Meclsi Grup Başkanı olan Friedrich Merz de aday olacak. Merkel’in partinin başına geçtiği 2000 yılından 2002’ye kadar en önemli rakibi olarak görülen Merz, kaybettiği mücadele ardından 2009 yılında siyasetten de çekilmişti.  Merkel öncesi dönemin savunuculuğunu yapan Merz’in aradan geçen 9 yıldan sonra parti içinde destek bulamayabileceği tahmin ediliyor.

SAVUNMA BAKANI DEVRE DIŞI

Merkel’in en yakınındaki isimlerden olan ve 2005 yılından bu yana farklı bakanlıkları üstlenen Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in de adı önceleri gündemdeydi. Ancak von der Leyen’in uzun süreler ‘Merkel’in halefi’ olduğu yolundaki söylentilere rağmen mevcut yarışta olmayacağı tamin ediliyor.

NRW EYALET BAŞBAKANI DA GÜNDEMDE

Büyük bir kriz içinde olan ve giderek seçmen nezdinde güç kaybeden CDU’nun başına geçmesi olası bir diğer isim ise, partinin üye sayısı en fazla olan Nordrhein-Westfalen eyaleti başbakanı Armin Laschet. Partinin ılımlı muhafazakar kesiminden olduğu bilinen Laschet, Merkel’in 2015’te mültecilere kapıları aralayan politikasına da destek vermişti. Laschet’in partinin 130 bin üyesinin olduğu bir eyaletten geliyor olması da avantaj olarak görülüyor.

Federal Tarım Bakanı Julia Klöckner ile Schleswig-Holstein Eyalet Başbakanı Daniel Günther de Merkel’in yerine adı geçen isimler. Klöckner, daha muhafazakar kimliğiyle bilinirken, Günther ise özellikle mülteci politikasında sertlik isteyen Bavyera partisi CSU yöneticilerinin CDU’ya zarar verdiğini savunuyordu. Günther, daha ılımlı olarak biliniyor.

2013 SEÇİMLERİ HARİCİNDE HEP GÜÇ KAYBETTİ AMA İKTİDARDA KALDI

CDU lideri Merkel, 2005 yılından bu yana aralıksız olarak başbakanlık görevini yürütüyor. CDU ve kardeş partisi CSU, 2005-2009 arasında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile büyük koalisyonu oluştururken, 2009-2013 arasında ise Liberal Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon kurmuşlardı. 2013 ve 2017 seçimlerinden sonra ise tekrar SPD ile iktidar ortaklığı kuruldu.

CDU-CSU’dan çok önce SPD de uzun süredir halk nezdindeki desteği kaybediyordu. SPD’nin daha soldaki seçmeninin bir kesimi 2009 seçimlerinden itibaren Sol Parti (Die Linke) seçeneğine daha fazla yönelmişti. CDU-CSU’nun daha muhafazakar, Avrupa Birliği (AB) ve göç karşıtı seçmenlerinin desteğini alan ise 2013 yılında kurulan Almanya İçin Alternatif (AfD) oldu.

Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ‘kitle partisi’ olarak görülen CDU/CSU ile SPD’nin artık bu tekeli ellerinden kaybedebilecekleri yorumları çoktandır yapılıyordu.

SPD’nin yüzde 23 oy aldığı 2009 seçimlerinden bu yana bu niteliği kaybettiği yorumları yapılıyordu. 2013’te yüzde 25,7 oyla yetinen SPD, geçtiğimiz yıl ciddi oy kaybıyla yüzde 20,5’e kadar gerilemişti.

2013’teki yüzde 41,5 oy oranı haricinde yüzde 33 ile 38,5 arasında oylarda kalan CDU/CSU partileri ise, son aylarda ciddi güç kaybettiler. Seçmenin önemli bir kısmını AfD ile liberal FDP’ye kaptıran birlik partilerinin özellikle mülteci politikası, istihbaratın ırkçılara yönelik tavrı gibi birçok konudaki iç anlaşmazlıkları da halk nezdinde imaj kaybına yol açmıştı.

CDU içinde bir kesim sertlik yanlısı söylemleriyle federal düzeyde AfD’ye oy kaybına yol açtığını savundukları CSU’lu yöneticileri suçluyor. Bir kesim ise, SPD ile koalisyonun partiye zarar verdiğini savunuyor. Ancak göç ve AB gibi konuların seçmenler nezdinde popülist AfD tarafından sıkça kullanılması ve iklim politikasındaki yetersizlikleri nedeniyle şehirli seçmenlerin Yeşiller’e yönelmesiyle iktidar partilerindeki güç kaybı zaten bekleniyordu.