İBB’nin öğrenci yaş sınırı tepki çekti
İBB Belediye Meclisi öğrenci kartı kullanımına 30 yaş sınırı getirdi. Meclis üyeleri kararın gerekli olduğunu savunurken, hukukçular "Anayasaya aykırı" diyor.
İBB Belediye Meclisi öğrenci kartı kullanımına 30 yaş sınırı getirdi. Meclis üyeleri kararın gerekli olduğunu savunurken, hukukçular "Anayasaya aykırı" diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin Temmuz ayında yaptığı son toplantıda toplu taşıma araçlarında öğrencilere indirim sağlayan İETT öğrenci kartında 30 yaş sınırı getirildi. Karara göre 30 yaşından gün almış olan kişiler indirimli öğrenci kartını çok az indirimle kullanacak. 30 yaşını geçen öğrencilere tam karta oranla yüzde 10 indirim, aylık abonmanda ise yüzde 82 indirim sağlanacak. Bu karara kart kullanıcısı birçok kişi tepki gösterdi. Yüksek yol ücretleri sebebiyle bu yönteme başvuranlar olduğu kadar yüksek lisans ve doktora öğrencileri de bu durumdan olumsuz etkilenecek.
'HER ZARARIN BEDELİNİ HALK ÖDÜYOR'
ANF’ye konuşan ve adını vermek istemeyen, 32 yaşındaki öğrenci kartı kullanıcısı, yüksek lisans yaptığını ve çalışmadığını söyleyerek şöyle tepki gösterdi:
“Ben yüksek lisans öğrencisiyim, bursum var ve aile desteğim ama şu an çalışmıyorum. Neden bu hakkım elimden alınıyor, anlamıyorum. Bu kullanımın kötüye kullanıldığına dair açıklamalar yaptı İBB ama onlarla birlikte bizim de hakkımızı elimizden aldı. Açık öğretim öğrencileri özellikle buna sebep gösteriliyor ama o durumu da anlıyorum. İnsanlar bu ekonomik koşullarda geçinmek için açık öğretime kaydolup öğrenci pasosu alıyor ya da gerçekten de okumak istiyor. Artan hayat pahalılığının sorumlusu iktidar ama muhalefet belediyesi de bunun bedelini halka mı ödetecek? Zaten benzine zam geldi diye defalarca yol ücretlerine zam yapıldı. Her zararın bedelini halk ödüyor, iktidar da benzerini söyleyip bize ödetiyor her şeyi.”
'İSTİSMARA AÇIK BİR ALAN'
Konuya ilişkin görüştüğümüz CHP Belediye İl Meclis Üyesi Abdülcabbar Barış ise, bir mağduriyet yaşandığını fakat bunu istismar edenlerin de var olduğunu söyleyerek, belediyenin de kendisini korumak zorunda olduğunu şöyle ifade etti:
“Mutlaka burada bir mağduriyet var. Gerçekten de buna ihtiyacı olan öğrenciler var. Ama bu alanı gerçekten istismar eden insanlar da var. Hatta iş sahibiyken, patronken ya da çalışır vaziyetteyken bu kartı kullanan da var. Tabii bu ayrımı yapmak lazım, bu bir sistem sorunu. Aslında ayrım yaparak ya da sorunları tespit ederek belki yapılabilirdi. Ama işin içinde gerçekten de istismara açık ve doğal olarak belediyeyi bir şekilde zarara sokan bir yöntem var. Hem sadece istismar değil, aynı zamanda ahlaki bir sorundur. Bazı şirketlerin -bizim duyumlarımıza göre, tabii kesin bilgi veri yok- kendi elemanlarının yol parasını karşılamak için onlara öğrenci kartını çıkararak veriyor.
Biz yine meclis üyesi arkadaşlarımızla bu konuyu konuşacağız, bunu eleştirilerin haklı tepkilerini de dile getireceğiz. Ama istismar alanı açabilecek konularda da belediyeye desteklerimizi sunmaya devam edeceğiz. Biz sosyal belediyecilikten yanayız. Baştan sonuna kadar her şey halk için yapılır ama halkın ihtiyaçlarını giderirken de belediyeyi güçsüz ve muhtaç duruma düşürmeden bu dengeyi doğru tutmak lazım. Belediye tabii ulaşımı kâr meselesine dönüştürmemeli, bir şirket mantığıyla yaklaşılmamalı, ulaşım temel hizmettir. Ama bu hizmeti verirken doğal olarak kendini de ayakta tutmalı. Bu bütün kurumlar için geçerlidir.”
'DÜZENLEMEYE İLİŞKİN DAVA AÇILABİLİR'
Kararın hukuki boyutu hakkında görüştüğümüz Avukat Emrah Baran ise, uygulamanın Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Anayasa’nın 10. Maddesi uyarınca idari işlemlerin kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak tesis edilmesi gerekmektedir. 6701 Sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3. Maddesine göre herkesin hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit olduğu belirtilmiştir. Kanun kapsamında ayrıca cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığın yasak olduğu vurgulanmıştır. Ancak bazı kişi ya da grupların özel durumları nedeniyle diğerlerinden daha başlangıçta farklı olduğu ve bu kişilerin fırsatlara erişimleri sağlanmadığı ve yasal güvenceye kavuşturulmadığı sürece toplumun geri kalanıyla eşit olamayacağı durumlarda fırsat eşitliği durumunun da idare tarafından sağlanması gerekmektedir.
İBB daha önce fırsat eşitliği ve pozitif ayrımcılık yapılarak 'öğrenci' statüsünde olan kişilerin toplum ulaşım araçlarını yüzde 50 indirimli olarak kullanmasını sağlayan düzenlemede bu kez 'yaş' temeline dayalı olarak yapılan değişiklikle, 30 yaşından gün almış kişilerin toplu ulaşımdan yüzde 50 indirimli olarak yararlanması uygulamasına son verdi. Belediye meclisinin negatif ayrımcı bir düzenleme ile 30 yaşından gün alan öğrencilerin toplu ulaşımdan yüzde 50 indirimli olarak yararlanmasına son verilmesi Anayasanın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Başka bir ifadeyle, öğrencilik statüsünün kazanılabilmesi için kanunen herhangi bir yaş sınırı öngörülmemişken toplu ulaşımdan yararlanma konusunda yaş temelli bir sınırlama getirilmesi negatif ayrımcılığa yol açacaktır. Özetle bir öğrencinin yaşının diğerine göre daha genç ya da yaşlı olması ayrımcılık konusu yapılmış olması Anayasa’nın 10. Maddesi’nde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırıdır.
Belediye meclisinin söz konusu kararına karşı kişisel bir menfaati ihlal edilen şahıslar veya dava açma ehliyeti olan dernekler söz konusu idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesine dava açabilir.”