İşçi ve emek örgütleri açıklanan asgari ücreti protesto etti

İşçi ve emek örgütleri, 2022 asgari ücreti AGİ dahil 4 bin 250 TL olarak açıklanmasını Kadıköy’de protesto etti: “ Sefalet ücretini kabul etmiyoruz. 'Artık yeter' sesini yükseltme zamanı.”

Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen işçi ve emek örgütleri, 2022 asgari ücreti AGİ dahil 4250 TL olarak açıklanmasını protesto etti.

Polis ablukasında gerçekleşen eylemde, “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz.  Sömürü, rant, talan, savaş düzenine karşı birleşelim” yazılı pankart ile “ Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın” dövizleri taşındı.

Sık sık “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni” , “Zafer direnen emekçinin olacak”, "İşçilerin Birliği patronları yenecek", "Genel grev, genel direniş" sloganları atan işçi ve emekçiler adına açıklamayı Gül İnce okudu.

‘GÖRÜŞMELERİN ORTA OYUNDAN İBARET OLDUĞU BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ’

2022 yılında geçerli olacak asgari ücretin bir kere daha sefalet ücreti olarak açıklandığını hatırlatan İnce, görüşmelerde işçilerin temsil edilmediğinin, orta oyunundan ibaret olduğunun bir kere daha görüldüğünü vurguladı.

Komisyonun Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in yalan makinası gibi hareket etmekten başka bir misyonu olmadığı açık olduğunu kaydeden İnce, “Erdoğan, Çalışma Bakanlığı, TİSK ve Türk-İş bürokratları her fırsatta sermayenin çıkarlarını gözeten açıklamalarla toplumun karşısına çıktılar. Asgari ücrete yüksek zam yapılması halinde işten atmaların artacağını ve milyonların işsiz kalacağını, istihdamı arttırmanın yolunun ülkeyi ucuz işgücü cennetine çevirmekten geçtiği propagandasını sıklıkla ifade ettiler. Bu gibi açıklamalarla algı operasyonu yaparak, işçi ve emekçilerin gözünü korkutarak sefalet ücretine mahkum etmenin zeminini oluşturmaya çalıştılar” dedi.

‘AÇIKLANAN MİKTAR ALIM GÜCÜ KAYBINI GİDERMİYOR’

 2022 asgari ücreti AGİ dahil 4250 TL olarak açıklandığını hatırlatan İnce, açıklanan miktar 2021 Ocak ayı başında açıklanan asgari ücretin alım gücündeki kaybını dahi gidermediğine işaret etti.

İnce, yılbaşında 380 Dolar olan asgari ücretin şu anda ise 270 Dolar olduğunu belirtti.

Asgari ücret oyununun parçası olanların işçi ve emekçilerin yaşadığı sorunların baş aktörleri olduğunu vurgulayan İnce, bu kadar rahat hareket etmelerinin arkasında ise sınıfın güçlü örgütlülüklere sahip olmamasının yatmakta olduğunu söyledi.

Hükümet temsilcileri, düzen siyasetinin tüm aktörleri ve TİSK’in doğrudan sömürücü sınıfın temsilcileri olduğunu kaydeden İnce, Türk-İş bürokratlarının ise sömürücü sınıfların işçi sınıfı içindeki ajanları ve bir parçası olduğunu belirtti.

‘SERVET VE SEFALET ARASINDAKİ UÇURUM DERİNLEŞTİ’

 “Krizi biz yaratmadık bedelini de biz ödemeyeceğiz” diyen İnce, sermaye ve iktidarın pandemi koşullarını fırsata çevirerek ücretlerde azaltma, kısa çalışma ödeneği, Kod 29 saldırısı, uzun ve ağır çalışma koşullarını hayata geçirdiklerini anımsattı.

Sermaye sahiplerinin, bu saldırıların hayata geçtiği dönemlerde ise devasa büyüme rakamları açıkladıklarını, aynı büyüme rakamlarının ülke ekonomisi için de yapıldığına işaret eden İnce, tüm bu açıklamalara rağmen işçi ve emekçilere Gayri Safi Milli Hasıla’dan düşen payın ise her geçen gün azaldığına dikkat çekti.

Servet ve sefalet arasındaki uçurumun derinleştiğini dile getiren İnce, iktidarın borazanlığını yapan TÜİK’in dahi bu gerçekliğin üzerini tamamen örtemediğini vurguladı.

Gelinen noktada temel tüketim ürünlerine her saat yeni zamlar geldiğini, sene başında ekmeğin 1,25 TL iken şimdi 3,5 TL’ye çıktığını hatırlatan İnce , biraz daha ucuz ekmek almak için Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan kuyrukların her gün uzandığına işaret etti.

Ayçiçek yağı, peynir, zeytin gibi ürünlerin ise asgari ücretle geçinmek zorunda kalanlar için adeta lüks olduğunu belirten İnce, şöyle konuştu: “Gerçek enflasyon almış başını gidiyor. Türk lirası 1 yılda döviz karşısında yüzde 95 değer kaybına uğradı. ‘Dolarla ne işiniz var’ diyenler, ihaleleri dolar kuru üzerinden alırken milyonlara ise ‘şükredin’ diyorlar. Ülke, işçi ve emekçiler için adeta bir cehenneme dönüşmüş durumda. ‘Geçinemiyoruz’, ‘insanca çalışma ve yaşam koşulları istiyoruz’ diyenleri ise polis copu ve keyfi yasaklarla susturmaya çalışıyorlar. Resmi rakamlara göre dahi yoksulluk sınırı altında kalan ücretle yaşamaya mahkum edilenlerin öfkesinden korkuyorlar.”

BAKIRKÖY MİTİNGİNE KATILIM ÇAĞRISI

Krizi fırsata çevirenlerin, insanlığa açlık, yoksulluk, geleceksizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey sunamayacaklarının altını çizen İnce, “Tüm canlı hayatının yıkımı pahasına, karlarını ve düzenlerini korumaya çalışanlara karşı ‘artık yeter’ sesini daha fazla yükseltmenin zamanıdır. ‘Krizi biz yaratmadık, bedelini de biz ödemeyeceğiz’ demek için mücadeleyi büyütmenin zamanıdır. Sömürü düzenine karşı tek seçenek mücadeledir. Kapitalist sömürü düzeni ve onun dümenindeki AKP iktidarı, işçi ve emekçilerin ürettiği zenginliğe el koymaktan başka bir şey yapmıyor. Sömürü düzeni devam ettikçe de emeğimizi, alın terimizi çalmaya devam edecekler. Yaşadığımız sorunların tek bir çözümü var; işçi ve emekçiler olarak örgütlenmektir” diye konuştu.

Tüm işçi ve emekçileri 18 Aralık Cumartesi günü saat 17.00 ‘de Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapacakları mitinge katılım çağrısı yapan İnce, “ Bizden çaldıklarını almak için sermayenin ajanları olarak çalışan bürokratları oturdukları koltuklardan def etmek ve sendikaları, tüm işçi ve emekçileri bu düzen altında ezilen, sömürülen herkesi, bir kere daha ücretli kölelik düzenine karşı mücadeleyi büyütmeye, sefalet ücretini kabul etmemeye davet ediyoruz” dedi.