Amed ve İstanbul'da Adalet Nöbeti: Yarın geç olacak!

Amed ve İstanbul'da tutsak ailelerinin Adalet Nöbeti sürüyor. Aileler, "Yarın çok geç olacak. Herkes cezaevlerinin sesi olsun" mesajını verdi.

Amed'de tutsak ailelerinin Adalet Nöbeti 75'inci gününe ulaştı. Amed Barosu'nun hizmet binasında devam eden eyleme bugün de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) şube yöneticileri tarafından destek ziyaretinde bulunuldu.

Eğitim Sen Batman Şubesi Eşbaşkanı Nureddin Şimşek, “İnsanları öldürmek gibi bir şeyi kutlu bir eylem olarak yansıtıyorlar. Kuran’da bir insanın öldürülmesinin tüm insanların öldürülmesiyle bir tutulduğunu görüyoruz” dedi.
Şimşek, Bugün yaptığınız eylem insaniyet için çok büyük onurdur. Bu sebeple sizin yanınızdayız. Talepleriniz talebimizdir" diye belirtti.
Eylemde yer alan tutsak yakınlarından Hakkı Boltan, görevinden ayrılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yerine Bekir Bozdağ’ın getirilmesine dair konuştu. Boltan, “Tarihlerine baktığımızda hepsi bir öncekinden daha beter. Kendilerini adaletsizlikle ayakta tutuyorlar” dedi.


İSTANBUL
Tutsak aileleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından “Hapishanelerde Ölüm İstemiyoruz, Yaşamı Savunuyoruz” adıyla başlatılan ve Ocak ayı boyunca sürdürülen Adalet Nöbeti 4’üncü haftasında devam etti. Ailelere Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, HDP İstanbul il eşbaşkanları Ferhat Encu, İlknur Birol, Marmara Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUAYDER), Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) ve çok sayıda kişi katılarak destek verdi.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu Yakup Akman’ın annesi Fince Akman, “Cezaevinde çocuklarımızın boynuna ‘terör kimliği’ takılması zorlanıyor. Bizim çocuklarımız terör değil, bizim çocuklarımız hırsız değil. Tek suçları Kürt olmalarıdır” dedi.
Dayanışma çağrısı yapan Akman, cezaevlerinde çocuklarının öldüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Yarın çok geç olabilir. Her gün görüyoruz, cezaevlerinde cenazeler çıkıyor. Bu normal bir şey değildir. Bu devletin suçudur. Eceliyle ölseler bile bu yine devletin suçudur. Biz savaştan yana değil, barıştan yanayız. Biz çocuklarımız ölmesin diyoruz. Tüm dünya bu sese kulak versin, ailelere ses olsun. Bizim milletimiz uyansın artık. Bugün bu haksızlığa sessiz kalanlar yarın haksızlığa uğrayacak olanlardır. Herkes elini vicdanına katsın ve cezaevlerine ses olsun. Biz çocuklarımız için yaşıyoruz. Başka ne için yaşayacağız... Bizim amacımız bu ihlalleri sonlandırmaktır."
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ilk defa cezaevlerinin bu kadar yoğun ihlallerin merkezi olduğunu ifade etti. Keskin, “İHD’nin verilerine göre bin 605 hasta mahpus bulunuyor. Bunların birçok kısmı da ağır hasta mahpus. Türkiye hukukunda hasta tutukluların tahliye edilmesini sağlayacak bir çok kanun var. Ama bu hukukların hiçbirini bu devlet işlemiyor. Aslında düşman hukuku bile sayılamayacak  bir hukuk uyguluyor” dedi.
Cezaevinde ölüme sürüklenen Garibe Gezer’in tecrit sisteminin bir kurbanı olduğunu belirten Keskin, Aysel Tuğluk ve  Fatma Tokmak’ın durumuna dikkat çekti.
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, "Belki de faşizmin en ince ayrıntısına kadar uygulandığı cezaevleri, büyük bir sorun olarak, tüm insan hakları ve demokrasiden yana olan herkesin önünde büyük sorumluluk ve ödev olarak durmaktadır. Bugün hasta tutsakların salıverilmesini sağlayacak mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor” diye belirtti.
Adli Tıp Uzmanı Prof. Ümit Biçer, ATK’nin bilimsel ölçüt kullanmadığını söyledi.
Ringlerin birer işkence araçları olduğunu vurgulayan Biçer, “Hasta insanlar o araçla sevk ediliyor, beslenemiyor, lavaboya gitmesi engelleniyor, kelepçeli muayene ediliyor ve bu koşullarda hasta tutukluların rahatsızlığını ifade etmesi bekleniyor. Çoğu insan da bu koşullarla karşı karşıya kalacağını bildiği için hastaneye gitmiyor.  Hastaneye giden mahpusların doktora ulaşan kağıtlarda ‘dikkat terör suçlusu’, ‘dikkat kaçar, kaçırılır’ kaşeleri yer alıyor. Siyasi mahpuslar diğer tutuklularla eşit koşullarda değerlendirilmiyor” diye belirtti.
Biçer, idam cezasının kaldırıldığını ancak şimdi ise sağlığa erişim engeliyle bu durumun sürdürüldüğünü söyledi.