Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komitesi 80. Oturumları BM Cenevre Ofisi’ne bağlı Palais de Wilson’da devam ediyor. Oturumlar kapsamında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, işkence ve tecrit de ele alınıp tartışılıyor. BM İşkenceye Karşı Komitesi raportörlerinin yanı sıra Türkiye’ye dönük raporları kaleme alan sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katıldığı oturumlara Türk devleti adına da bir heyet katılıyor.

İŞKENCECİ RÜŞTÜ YILMAZ DA HEYETTE

Heyet başkanlığını Dışişleri Bakanlığı’ndan büyükelçi Kıvılcım Kılıç’ın yaptığı Türk devletinin heyetinde dikkat çekici isimler de var. Ali Yerlikaya’nın Erdoğan tarafından Süleyman Soylu’nun yerine göreve getirilmesinin ardından polis başmüfettişliği görevinden İçişleri Bakanlığı 1. Hukuk Müşavirliği görevine getirilen Rüştü Yılmaz da heyet üyelerinden biri. Rüştü Yılmaz, BM Cenevre Ofisi’ne bağlı Palais de Wilson’da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Başmüşaviri sıfatıyla Türk heyetinde yer alıyor. Yılmaz, 2015-2021 yılları arasında Riha'da 6 kişilik işkence ekibi kuran dönemin Emniyet Müdürü.
Erdoğan, Çöktürme Planı’nı hayata geçirmek için 2015 yılının Haziran ayında gerçekleşen seçimin hemen ardından "Çözüm Süreci"ni bitirmeye karar verdiğinde Riha’nın Serêkaniyê ilçesinde iki polis müdürünün öldürülmesinden PKK’nin sorumlu olduğunu ileri sürdü. Söz konusu dönemde sonradan yapılan yargılamalarda suçsuz oldukları anlaşılan birçok kişi işkenceli sorgular sonrasında polisin hazırladığı ifadelere imza atmıştı. Ceylanpınar Davası olarak bilinen yargı sürecinde adı en çok geçenlerden biri Riha'da İstihbarat Şube Müdürü olan Rüştü Yılmaz’dı. Ceylanpınar Davası’nda sanık olarak yargılananlar Rüştü Yılmaz tarafından kendilerine işkence yapıldığını ve suçun zorla kendilerine yıkıldığını anlatmıştı.

DAİŞ'E GÖZ YUMDU, İŞKENCE EKİBİ KURDU

Rüştü Yılmaz’ın işlediği suçlar arasında sadece Ceylanpınar Komplosu’nu hazırlamak yok. İstihbarat sorumlusu olduğu dönemde DAİŞ çetelerinin Riha sınırlarını pervasızca kullanmasına göz yuman ve bu sınırlardan onlara silah gönderilmesini de organize edenler arasında yer alıyordu. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında konuşan Cemaat yanlısı bazı eski emniyet mensupları, DAİŞ’e dönük soruşturmaları akamete uğratan kişinin de Rüştü Yılmaz olduğunu anlatıyor.

Yine Suruç Katliamı da Rüştü Yılmaz’ın Riha'da istihbarat müdürü olduğu dönemde gerçekleşti. Adıyaman’dan gelen ve Suruç’ta intihar saldırısı gerçekleştiren DAİŞ çeteleri 5 Haziran 2015’te de Amed'deki HDP mitingine bombalı saldırı gerçekleştirmişti. Her iki saldırıda da DAİŞ çetelerinin saldırı alanlarına taşınarak bombaları patlatmasına Rüştü Yılmaz’ın göz yumduğunu ifade eden hukukçular, görev ihmali olduğu gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak bu suç duyuruları işleme konulmadı ve Yılmaz lehine kararlar alınarak devlet görevlilerinin yargılanması engellendi. Rüştü Yılmaz’ın söz konusu dönemde Riha, Amed ve Dilok’ta gerçekleşen veya bu kentler üzerinden Türkiye veya Kuzey Kurdistan’ın diğer kentlerine de gönderilen DAİŞ çetelerine yol açan kişi olduğu da birçok soruşturma dosyasına yansıdı. Toplamda 800’e yakın kişinin öldüğü bu saldırıların birçoğunda Rüştü Yılmaz’ın adının geçmesine rağmen bu kişi hakkında bakanlık tarafından gerekli yasal izinler verilmediği için tek bir soruşturma dahi açılmadı.

Rüştü Yılmaz, "darbe girişimi"nden sonra da özel olarak işkence ile görevlendirildi. Söz konusu dönemde Riha’da görevli olan Yılmaz 6 kişilik özel bir ekip kurarak Cemaat yanlıları ile HDP’lilere ağır işkenceler yaptı.

Birçok işkence suçuna ve insanlık dışı katliama imza atan Rüştü Yılmaz’ın yargılanması gerekirken önce polis başmüfettişi olarak görevlendiriliyor, 2023 yılında ise Erdoğan’ın imzaladığı kararnameyle İçişleri Bakanlığı 1. Hukuk Müşaviri olarak görevlendiriliyor. Aynı Rüştü Yılmaz Türkiye’nin işkence suçlarının gündeme geldiği Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komitesi 80. Oturumları’na ise Türk heyetini temsilen katılıyor.