‘CPT, önceki açıklamalarıyla ve AİHM kararıyla çelişiyor’

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, CPT’nin ANF’ye yaptığı açıklamaların önceki tavsiye-tespitleri ve AİHM kararı ile çeliştiğini belirterek, “Müvekkillerimize ağırlaştırılmış infaz rejimi kuralları dahi uygulanmıyor” dedi.

Avukat Raziye Öztürk, “Türkiye hükümetinin tavsiyelere uymama durumu karşısında CPT bir prosedür başlatabilir. Ancak bunu yapmaktan imtina ediyor. Sanki burada bir madde yokmuş gibi davranıyor ama Azerbaycan kararı, bize bir kez daha CPT’nin Türkiye hükümeti karşısında çifte standartlı yaklaşımını ortaya koyulmuş oluyor ve kendini ele vermiş oluyor” ifadelerini kullandı.

CPT’nin İmralı Ada Hapishanesi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile ilgili ajansımıza yaptığı açıklamanın yankıları sürüyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk CPT’nin eski tutumunda ısrarcı olduğunu söyledi. CPT’nin açıklamalarının “Abdullah Öcalan’a Özgürlük” eylemlerinin bir sonucu olarak geliştiğini ifade eden Raziye Öztürk, “Aslında bizim de yüz yüze görüşmede karşılaştığımız tutumlarını devam ettirmişler. Ama basına röportaj verme noktasına gelmeleri CPT’ye yönelik protestoların ya da CPT önünde yapılan oturma eylemlerinin bir sonucudur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

CPT’NİN AÇIKLAMASI AİHM KARARI İLE ÇELİŞİYOR

CPT’nin bu aşamaya gelmesinin önemli olduğunu ancak cezaevi genelinde bir kötü muamele yapılmadığı gibi bir hava yansıttığını ifade eden Raziye Öztürk, “Cezaevi idaresi ve cezaevi personelinin kendilerine yönelik kötü bir muamele olmadığı uyandırıp sadece avukat ve aile görüşü noktasına taşıyan bir yaklaşıma girmişler. Ama bu durumun kendisi CPT’nin daha önceki tavsiyeleri, yapmış olduğu tespitlerle ve AİHM kararı ile çelişen bir durum. Çünkü sadece personelin müvekkillerimize yönelik tutumu kötü muamele olarak değerlendirilemez. Müvekkillerimizden 40 ayı aşkın bir süredir haber alınamıyor. Onlardan haber alınamaması dahi insanlık dışı bir durumdur” dedi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ İNFAZ REJİMİNDEKİ HAKLARA BİLE SAHİP DEĞİLLER

Daha önce yaptıkları açıklamaların insan hakları standartlarına uygun olmadığı yönünde olduğunu ancak şimdi farklı davrandıklarını söyleyen Raziye Öztürk, şöyle devam etti: “Daha önce oradaki durumu uluslararası insan hakları standartlarına uygun olmadığı şeklinde ifade etmişlerdi. Kaldı ki koşullar itibarıyla değerlendirdiğimizde, ağırlaştırılmış infaz rejiminin uygulandığı bir ada hapishanesidir ama uygulandı demek doğru değil; isim olarak ağırlaştırılmış infaz rejimine tabidirler demek gerekiyor. Ama ağırlaştırılmış infaz rejimi içindeki haklara dahi sahip değiller. O rejim içinde kişilerin aile ve avukatlarıyla görüş hakları var. Bunlara sınırlandırma getirme söz konusu olmuyor. Yine dışarı ile bir şekilde bağlantı söz konusu. Ancak İmralı ada hapishanesinde bunların hiçbiri yok. Hal böyleyken buradaki durumun sadece kötü muamele değil işkence olduğu açık. Ağırlaştırılmış infaz rejimini işkence diye belirtmişlerdi. Yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesine aykırı diye belirtmişlerdi. Burada onun çok daha ötesinde bir durum var.”

DIŞ DÜNYAYLA BAĞLANTILARININ TAMAMEN KOPARTILDIĞINDAN BAHSEDİYORUZ

Avukat Raziye Öztürk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik işkencenin tüm Kürt toplumunu etkilediğini, “Bu meseleye bir bütün olarak bakmak lazım. Müvekkillerimizin dış dünyayla tümüyle bağlantıları kopartılmalarından bahsediyoruz. Yine aynı şekilde bu konuda mağdur edilmiş başta Kürt halkı olmak üzere aileler ve muhataplar söz konusudur. Ama sayın Öcalan’ın pozisyonu ve liderlik vasfı gereği bundan tüm Kürt toplumunun etkilenmesi söz konusu” ifadeleriyle aktardı.  

CPT TOPU TÜRKİYE’YE ATARAK KENDİNİ ELE VERMİŞ OLUYOR

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, şunları ekledi: “Bizim birçok kez ifade ettiğimiz bir durum vardı. Evet, prosedürler gereği bu böyle olabilir. Ama Türkiye hükümetinin ısrarla CPT’in onay ve tavsiyelerini uygulamayan bir pozisyonu var. 2019 yılı raporunda avukat görüşlerinin düzenli olmadığını ve düzenli periyotlarla gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmişti. Ama bu aşamada bunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Daha da derinleşen ve kötüleşen bir durum var.  Dolayısıyla Türkiye hükümetinin tavsiyelere uymama durumu karşısında CPT bir prosedür başlatabilir. Ancak bunu yapmaktan imtina ediyor. Sanki burada bir madde yokmuş gibi davranıyor ama Azerbaycan kararı bize bir kez daha CPT’nin Türkiye hükümeti karşısında çifte standartlı yaklaşımını ortaya koyulmuş oluyor ve kendini ele vermiş oluyor.”

2025 yılı içersinde CPT’nin ziyaret edeceği ülkeler içerisinde Türkiye’nin bulunmadığına da işaret eden Raziye Öztürk, “Maalesef tüm kötü uygulamalara rağmen CPT’nin kendi ajandasında İmralı’nın ötelenmeye çalışıldığını görüyoruz” dedi.