'Devlet hasta tutsakları ölüme sürüklüyor'

Polis saldırısında gözaltına alınan tutsak yakınları ve siyasetçiler, "Devlet tutsakları ölüme sürüklüyor" dedi.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nin (TDİ), hasta tutsakların serbest bırakılması için Yenibosna’da bulunan Adil Tıp Kurumu (ATK) önünde dün “Hasta tutsaklara özgürlük” şiarıyla yaptığı nöbet eylemine yönelik polis saldırısında 17 kişi gözaltına alındı. Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülen 17 kişiden koronavirüs testi pozitif çıkan Burcugül Çubuk, serbest bırakıldı. Emniyette, “Toplantı ve gösteri kanuna muhalefet etmek” iddiasıyla ifadeleri alınan 16 kişi, sabah saatlerinde Bakırköy Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılıkta ifadelerinin alınmasının ardından hakimliğe sevk edilen 16 kişi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Polisin saldırısını protesto etmek amacıyla adliye önünde bir araya gelen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Şahin Tümüklü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü Eşbaşkanı Ferhat Encü, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ve sivil toplum örgütü temsilcileri, burada açıklama yaptı.

'MİNNET BEKLEMİYORUZ'

Hasta tutsak yakını ve Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Kumrî Akgül, “Dünyayı, zenginliği değil, çocuklarımızı istiyoruz. Kürt, Türk, Çerkes, Alevi ve Arap hiç fark etmiyor. Anne annedir” diye konuştu. 

HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, tutsakların ölüme terk edildiğini ve bunun özel bir devlet politikası olduğunu belirtti. Bu durumun da bir ceza yöntemi olduğunu kaydeden Demir, iktidarı yasaları uygulamaya davet etti. Demir, “Onlardan rica, minnet ve bağışlanma talebimiz yoktur. Biz hukuki, etik, ahlaki ve tıbbi yasaların uygulanmasını istiyoruz. Gayriahlaki, gayrihukuki ve gayri-insani uygulamaların karşısında olmaya devam edeceğiz. Aileler, çocuklarının cezaevinde ölüme terk edilip ve bedenlerinin kendilerine teslim edilmesini istemiyorlar. Bununla karşı karşıya bırakılmaya karşılar. Bu nedenle ATK’nin tutumunu teşhir etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“Cezaevleri ölüm evlerine dönüştü” diyen HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü, “Her gün bir hasta tutuklu yaşamını yitiyor. Ölümler yaşanmasın ve çocukları tedavi edilsin diye anneler çığlıklarını yükseltiyorlar. Fakat ne yazık ki bu ülkeyi yöneten AKP-MHP anlayışı bu vicdani sese sessiz kalıyor. Bu anlayış her gün içerdeki tutuklulara tecrit uygulayarak ve ölüme sürükleyerek hem dışarıdaki sesi bastırmaya hem de içerdeki iradeyi teslim almaya çalışıyorlar” diye kaydetti.                       

ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Kürtlere, kadınlara, Alevilere ve işçilere saldıran bir faşizm gerçeğinin olduğuna işaret etti. Tümüklü, “Toplumu kimliksizleştirmeye çalışıyorlar. Burjuvazi hukukunda yer alan yaşam hakkını dahi tanımıyor. Hasta mahpusların yaşam hakkının önüne geçiyor. Dolayısıyla buradan örgütlü güçlere, sosyalistlere, demokratlara ve insan hakları mücadelesi verenlere çağrıda bulunuyorum; tecride karşı ve yaşam hakkı için direnenlerin yanında olalım” dedi.