Tülay Hatimoğulları: Sizleri mücadelemizde yaşatacağız!

Ankara Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı. Anmada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Sizlere sözümüz olsun; sizleri unutmayacağız, mücadelede ve her alanda yaşatacağız" dedi.

GAR KATLİAMI

Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde Tren Garı Meydanı'nda yapılmak istenen Barış Mitingi'ne yönelik Türk devleti ve DAİŞ ortaklığıyla gerçekleştirilen saldırıda yaşamını yitirenler katledildikleri yerde anıldı. Anmaya katledilenlerin aileleri ve katliamda yaralananların yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları,  Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, CHP, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi de anmaya katıldı. 

Halk, Ulus Metro İstasyonu’nundan Gar Meydanı’na doğru yürüdü. Yürüyüşte, “10 Ekim Katliamı’nı unutmayacağız” pankartı açıldı. Hayatını kaybedenler için saygı duruşu yapıldı. Ardından katledilen 103 kişinin ismi okundu. Anmada sık sık “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek" sloganı atıldı. 

Meydanda yapılan anıtın mimarı Metin Yurdanur, bir konuşma yaptı. Katliamda hayatını kaybeden avukat Uygar Coşgun'un eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, hazırlanan ortak metni okdu. Mehtap Sakinci  Coşgun, "10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi dava kabul edilecek?" diye sordu. Mehtap Sakinci Coşgun, "Dönemin siyasilerinin açıklamalarına bakınca da 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi cinayet olarak apaçık ortadadır" diye belyirttib

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ize şunları söyledi:

"Onların tek talebi barıştı. Türkiye’de devam eden savaş ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Ortadoğu’daki savaşların ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiydi. Onların talebi ekmekti. Emeklinin hakkıydı. Çünkü onlar bilir ki ekmek olmazsa barış olmaz, ekmek olmazsa adalet olmaz. Bunu çok iyi bilenlerdi burada katledilen 104 güvercinimiz. Onların talebi kadınların katledilmemesiydi. Onların talebi geçtiğimiz günlerde İstanbul’un göbeğinde boğazı kesilerek aynı IŞİD vari yöntemlerle boğazı kesilerek katledilen kadınların katledilmemesiydi. Onların talebi bağımsız ve adil bir yargıydı. Onların talebi insan hakkıydı, özgürlüklerdi, Alevilerin bu ülkede eşit yurttaş olarak tanınmasıydı, geçmiş dönemde yaşanmış olan Alevi katliamlarının ve asimilasyon politikalarının son bulmasıydı. Onların talebi gençler göç etmesin, Türkiye’de iş bulabilsin, doğduğu yerde karnı doysun, gençler mutlu olsundu. Onların talebi gençlerin umudu ve mutluluğunu haykırmaktı. Onların talebi eşit işe eşit ücretti. Onların talebi kısacası bu ülkede barışı adaleti ve kardeşliği tesis etmekti.

Bu iktidar, iktidar gücünü korumak için 10 Ekim Gar Katliamını gerçekleştirdi. Hatırlayacaksınız; 10 Ekim’e kadarki sürede adeta bir katliamlar alarmına basılmışçasına her yerde katliam oldu. Antep’te düğün katliamı, HDP’nin mitinginde gerçekleştirilen patlama, HDP’nin Adana ve Mersin il örgütlerine bırakılan bombalar... ve Suruç’ta düş yolcularını katlettiler. Bütün bu katliamları IŞİD ile birlikte gerçekleştirdiler, IŞİD’in önünü açtılar. Bu iktidar, varlığını IŞİD ile işbirliği yaparak sağlamak istedi. Bütün bu katliamlardan haberdardılar. Ankara’nın göbeğinde kuş uçurtmayan MİT’iyle, kolluk kuvvetiyle hepsinden haberdardılar. Ankara Garı Katliamı davasını izlerken orada korkuya ve dehşete kapıldılar. Adeta itiraf ettiler bu katliamın adım adım nasıl gerçekleştiğini. Gübreyi nasıl elde ettiklerini, bombaya nasıl hazırladıklarını, Antep’ten yola çıkarak Ankara’ya yollarının nasıl açıldığını dönüp mahkeme tutanaklarına bakarsak bu katliamın önünün devlet, kolluk ve MİT tarafından açıldığını hepimiz görürüz.

Bizler yitirdiğimiz canlarımızı asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Onları mücadelemizde yaşatacağız. Onların amacı neydi ise, bütün amaçları gerçekleşene dek Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle, bütün sol ve sosyalist yapılarla birlikte, emek ve meslek örgütleriyle birlikte, bu iktidara 'hayır ve biat etmeyeceğim' diyen bütün muhalif kesimlerle demokrasiyi tesis etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sevgili barış güvercinleri sizlere sözümüz olsun; bayrağımız asla yerde kalmayacak. Sizlere sözümüz olsun; sizleri unutmayacağız, mücadelede ve her alanda yaşatacağız. Şu bilinsin ki barış kazanana dek mücadelemiz devam edecek. Barış güvercinlerinin kanadını kırdığını zannedenler bilsin ki -sevgili Hrant Dink’in dediği gibi- bir güvercin ürkekliğinde yürüsek de bu topraklarda, geriye dönüp baktığımızda arkamızda bize sahip çıkan insanların, halkların olduğunu bilerek bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak yüreğimiz kurusun.”

Anmada anıtın önüne karanfiller bırakıldı.