Günay: İmralı tecridine karşı daha büyük mücadele etmeliyiz
HDP Sözcüsü Ebru Günay, "Abdullah Öcalan’ın koşulları hepimizin koşullarıdır. Daha büyük mücadelelerle sesimizi yükseltmenin zamanıdır" dedi.
HDP Sözcüsü Ebru Günay, "Abdullah Öcalan’ın koşulları hepimizin koşullarıdır. Daha büyük mücadelelerle sesimizi yükseltmenin zamanıdır" dedi.
ÖHD tarafından Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’un katılımıyla Uluslararası Tecrit Forumu düzenlendi. Foruma HDP Sözcüsü Ebru Günay, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Serhat Eren, Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Feleknas Uca, milletvekilleri ve yöneticiler ile çok sayıda kişi katıldı.
'SAVAŞ DA TECRİTTEN BESLENİYOR'
Forumda konuşan Günay, şunları söyledi:
"Öncelikle devletin bütün şiddetine rağmen günlerdir direnen adalet nöbeti annelerine ve Barış Annelerine hoş geldiniz diyorum. Ve tabii ki Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen arkadaşlarıma ve hukukçu meslektaşlarıma da bir kez daha hoş geldiniz diyorum. Çok önemli bir buluşmayı gerçekleştiriyoruz. Tecrit bu ülkede demokrasinin turnusol kağıdıdır. İmralı’ya yaklaşım bu ülkede demokrasiye yaklaşımın, Kürt sorununda çözüme yaklaşımın turnusol kağıdıdır. Ülkenin demokratikleşmesinin kriteri, barışın ve özgürlüğün turnusol kağıdıdır.
İmralı’ya yaklaşım, baskı, haber alamama hali, keyfiyetçilik, hukuksuzluk bir bütün olarak ülkenin her yerinde yönetim biçimi olarak, daha da önemlisi sokağa çıkan, faşizme itiraz eden bütün muhalefete yaklaşım olarak kendini göstermektedir. Bir tecrit politikasıyla, bir savaş politikasıyla kendini göstermektedir.
Savaşın ve tecridin birbiriyle doğru orantılı olduğunu ve birbirinden beslendiğini biz Kürtler çok iyi biliyoruz. Kendi hayatlarımızda bunları deneyimledik, savaşı ve katliamları yaşadık. Bunun tecritten nasıl beslendiğini kendi hayatlarımızda gördük.
Mutlak tecridin başladığı günden bu yana AKP faşizminin nasıl savaşta ısrar ettiğini, savaş politikalarıyla kimyasallar kullanarak katliamlar gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin bütün demokrasi güçlerini cezaevleriyle tehdit ederek savaş politikası içerisine girdiğini gördük. Bu aslında Türkiye’deki demokrasi sorunun tanımlanmasıdır. Biz aslında tecrit ile birlikte hukuk meselesini, ihlal edilen hakları, cezaevlerindeki hak ihlallerini konuşuyoruz ama aynı zamanda çok siyasal bir meseleyi de konuşuyoruz. Bu nedenledir yürüttüğümüz bütün tecrit karşıtı çalışmaların tecrit edildiği bir realite ile karşı karşıyayız. Sokağa çıktığımızda ablukalarla ve şiddetle karşılaşıyoruz. İşte bu, tecrit politikalarının sonucudur. Ama bizler mücadelemizden asla geri durmadık.
'ABDULLAH ÖCALAN'IN KOŞULLARI HEPİMİZİ KOŞULLARIDIR'
Sayın Öcalan’ın İmralı Heyeti ile görüşmesinde dile getirdiği sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları, Ortadoğu’daki tüm halklar ile Türkiye’deki tüm güçler için sağlık güvenlik ve özgürlük koşulları demektir. Bu nedenle savaşa karşı mücadelenin gereği olarak, özgürlüğümüze sahip çıkmanın gereği olarak, tecrit politikalarına karşı olmakta ve tecride karşı özgürlüğü yürütmekte kararlıyız.
Yurt dışından gelen her bir arkadaşımız da gittiği yerlerde mutlaka bunun savunuculuğunu yapacaktır. Ama en büyük iş biz Türkiye’de kalanlara ve bunun mücadelesini yürütenlere düşüyor. Bir iki noktanın altını çizmek istiyorum. Türkiye’de hukuksuzluğun başladığı yer İmralı’dır. Bütün hukuksuzluklar, keyfilikler önce İmralı’da deneniyor, ondan sonra bütün Türkiye’deki bizlere yansıtılıyor. Bize getirilen bütün kısıtlamalar tecridin bu ülkeye yansımasıdır. Sokağa çıkma yasakları, sokağa taşan tecrit ve işkence İmralı’daki tecridin yansımasıdır. Buna karşı mücadele hattını güçlendirmeyi ve tecrit karşıtlığımızı elbette büyüteceğiz. Demokrasinin turnusol kağıdı İmralı’daki tecrit sistemidir, bu sistemin dağılmasıdır. Bugün burada büyük bir adım attık. Tecridin tecrit edilmesi için forum gerçekleştiriyoruz. Bunun startını verdik. Ama bu yetmez, daha büyük mücadelelerle sesimizi yükseltmenin zamanıdır. Bu forumu düzenleyen ÖHD’ye teşekkür ediyoruz. Tecrit kaybedecek ve bu topraklara özgürlük ya gelecek ya gelecek."