Nağmelere sığmayan bir özgürlük türküsüydü
Özgürlüğün nağmelerini soluyan şehit Zîlan, her nefeste bir direniş türküsüydü. İradesiyle özgürlüğün şanını yükseltirken, adı direniş saflarında anıldı.
Özgürlüğün nağmelerini soluyan şehit Zîlan, her nefeste bir direniş türküsüydü. İradesiyle özgürlüğün şanını yükseltirken, adı direniş saflarında anıldı.
Zîlan Zozan Goyî (Leyla Paksoy), 2015 yılında Kürt Özgürlük Mücadelesine adım attı. Bu adımıyla cesur bir kadın olarak hafızalarda yer edindi. Zîlan'ın tutkulu gözleri ve kararlı duruşu, özgürlük ve adalet için verdiği mücadelede ona güç ve kararlılık kazandırdı. Goyî aşiretinden olan Zîlan yurtsever bir ailede 17 Eylül 1990 yılında doğdu.
GÖZLERİ UMUTLA DOLUYDU
Mücadeleci ruhuyla öne çıkan bir isimdi. İnançla dolu gözleri, yüreğindeki ateşi hissettirirdi çevresine. Adıyla anılan dağlar gibi dik, adıyla anılan nehirler gibi coşkuluydu mücadelesi. Toprağa kök salmış gibi duran ayaklarıyla adımlardı etrafında esen devrim rüzgarlarını. Gözlerinde barındırdığı umut, baharın ilk tomurcuklarına benziyordu. Sözleri, yankılandığı dağların zirvelerine kadar ulaşan çığlıklardı özgürlüğün. Her anı bir direnişin destanıydı.
HER ADIMIYLA ÖZGÜRLÜĞE YAKLAŞIYORDU
Atılgan ruhuyla özgürlüğe doğru fırlayan bir ok gibi ilerlerdi. Gözlerinde saklı zekâsı, yıldızlar kadar parlıyordu gecenin karanlığında. Her adımında çevikliği, uçurumları ve engelleri aşardı. Gökyüzünün hızıyla çabalardı aydınlık yarınlar için. Zihnindeki karmaşık düşünceler, bulutların arasında dans eden rüzgâr gibi özgürdü. Hiçbir engel, hiçbir zorluk kararlı adımlarını durduramazdı. Zîlan, sadece bedeniyle değil, aklıyla da savaşırdı. Stratejik düşünürdü, anında kararlar alır ve harekete geçerdi. Her hamlesi bir oyun hamlesi gibiydi, her zekice adımı özgürlüğe bir adım daha yaklaştırırdı.
YAŞAMDA VE SAVAŞTA KOMUTAN PORTRESİ ÇİZİYORDU
Yoldaşlarına güvenen bir yürekti. Sevgi kucaklarını açar, yoldaşlarına sıcacık bir liman olurdu. Güven dolu bakışları, yoldaşlarının yüreğine işlerdi. Yoldaşları, Zîlan'ın dimdik duruşundan, sabrından ve anlayışından ilham alır, cesaret bulurdu. Zîlan’ın yanında olmak, adeta bir kaleden bakmaktı tüm zorluklara. Çünkü Zîlan, yoldaşlarına olan sonsuz güveniyle her birine güç veriyordu. Savaş alanında adeta bir derviş gibi dans eder, her adımında strateji ve taktik ustalığını gözler önüne sererdi. Savaşın gürültüsü arasında dahi sükunetini koruyan, düşündüğünden hızlı kararlar alarak bir adım önde olan bir komutan portresi çiziyordu.
ÖZGÜRLÜĞÜN KUTSAL ATEŞİNİ TEMSİL ETTİ
Kucaklayıcı yüreğiyle herkese ait olan, sınırları aşan bir ruhun ta kendisiydi. O, savaşın acımasızlığında bile sevgiyi ve dayanışmayı yeşerten bir çınardı. Gözlerinde umudu taşıyan, yaralarını direnişin şifasıyla saran bir yoldaştı. Kudretli bir kadın olarak savaşın yıpratıcı etkilerine inat, azmi ve direnciyle her zorluğun üstesinden gelmeyi başaran bir simgeydi. Fiziksel ve zihinsel gücünü birleştirerek, özgürlük ve adalet mücadelesinde ilerlerken asla durmayan, yorulmayan bir ruha sahipti. İrade ve kararlılıkla dolu olan Zîlan, cesaret ve dayanıklılığın temsil ederek, özgürlüğün kutsal ateşini her zaman canlı tuttu.
Her halaya durduğunda, etrafındakilere neşe ve coşkuyu tattırır. Zîlan'ın ayakları sallandıkça, kalplerde bir coşku dalgalanır, müziğin ritmiyle birlikte umutlar yeşerirdi. Hiperaktif kişiliğiyle, durmayan enerjisiyle yaşamı renkler ve seslerle dolu bir senfoniye dönüştürürdü. Varlığı, adeta bir festival atmosferi yaratır, herkesi halaya ve şarkıya çağırır, birlikte kutlayacak bir sebep bulurdu.
NEHİR GİBİ COŞKUN AKARDI
Hamlelerin adeta ruhu olan, sürekli hareket halinde olma isteğiyle dolup taşardı. Halkların ve yoldaşlarının intikamını düşmandan almak için yanıp tutuşan bu cesur ruh, sabırsızlıkla gününü bekler, zaferin tatlı heyecanını yüreğinde hissederdi. Zîlan'ın kudret dolu hamleleri, düşmanı alt etmek için bir nehir gibi coşkun akardı. Her bir stratejik adımı, düşmanın umudunu tüketir, halkların umutlarını yeşertir, özgürlüğün tohumlarını ekerdi. İçinde saklı olan bu hırs, onu savaş alanında daha da güçlü kılar, düşmanı şaşkına çevirirdi. Ve bu yüzden sürekli hamlelere katılma isteği, özgürlüğün ve adaletin simgesi olduğunu çağrıştırırdı.
Kadın militan duruşuyla yaşama, özgürlüğe bağlılığı her zaman yürekleri titretti. Haksızlığa boyun eğmeyen, adaletsizliğe karşı duran cesur ruhuyla, özgürlüğün simgesi haline geldi. Duruşu, asla pes etmeyen, asla yılmayan ve asla boyun eğmeyen bir ruhun ifadesiydi. Kadın militan duruşuyla, hayata tutunurken özgürlüğün ve adaletin kutsal değerlerini yansıtır, direnmenin ve mücadele etmenin gücünü gösterirdi.
MINBIC’DAN ŞEHBA’YA KADAR MÜCADELE ETTİ
Uzun yıllara sığmayan bir mücadele tarihiyle yoldaşlarının gönlünde ebedi bir iz bıraktı Zîlan. Adı, tarihin derinliklerinde yankılanan özgürlük şarkılarının en kıymetli notalarından biriydi. Mücadelesinde nice zorlukları aşan, nice engelleri yıkan, yoldaşlarıyla omuz omuza vererek özgürlük için verdiği savaşta asla yalnız hissetmedi. Minbic Hamlesi’nde aktif bir şekilde yer aldı. 2015 yılında başlayan Şehba Hamlesi’ne 2016 yılında katılarak hamlenin zafere ulaşmasında önemli bir rol üstlendi. Çetelere karşı büyük bir mücadele vererek, 21 Kasım 2016 yılında Şehba’nın Şealê köyünde şehitler kervanına katıldı.