'Hasta tutsakların yaşamı tehlikede'

Hasta tutsaklar Fatma Tokmak, Seyit Narin, Fırat Yağmekan’ın durumlarının ağır olduğu belirtilerek, "Hemen serbest kalmalılar" denildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için her hafta yaptığı “F Oturumu” eyleminin 514’üncüsünü, Taksim’de bulunan dernek binasında yaptı. Komisyon üyeleri, bu hafta Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Fatma Tokmak’ın durumuna dikkat çekti.
İHD Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Leman Yurtsever, iktidarın 2022 yılında 36 yeni cezaevi yapacağını duyurduğunu hatırlatarak, bununla birlikte cezaevlerinde sorunların artacağını söyledi. Yeni kurulan ve gittikçe sayısı çoğaltılan S Tipi cezaevlerine işaret eden Yurtsever, “Cezaevlerinde mahpuslara verilen ekmek miktarının yarıya indirilmesi, yaşamlarını sürdürmelerine yeterli temel besinlerden de mahrum bırakılacaklarını gösteriyor.  Devamında gelecek kısıtlamalar endişeleri artırmaktadır” dedi.
Fatma Tokmak’ın, ileri derecede kalp, astım ve hipertansiyon hastası olduğunu paylaşan Yurtsever, buna ek olarak kadın hastalıkları, diş hastalığı, yaygın morarma, yoğun ağrılar ve sık sık yaşadığı baygınlıklar nedeniyle cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremeyecek durumda olduğunu belirtti.
Tokmak’ın 2006 yılında hastalıkları gerekçesiyle “yurt dışı yasağı” konularak serbest bırakıldığını ancak cezasının Yargıtay tarafından onanması üzere 2010 yılında yeniden tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine konulduğunu belirten Yurtsever, bunun üzerine sağlık sorunlarının ağırlaştığını kaydetti. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın  (TİHV) 23 Temmuz 2014’de hazırlanan raporunu hatırlatan Yurtseven, hastalıkları nedeniyle Tokmak’ın yaşamının tehlikede olduğunu söyledi.
Ancak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK), aksi yönde verdiği raporla Tokmak’ın tahliyesinin engellendiğini belirten Yurtsever, “Covid -19 nedeniyle tedavi ve kontrolleri daha da aksatılan ve dönüşte uygulanan tek başına karantina uygulaması nedeniyle hastaneye gidemeyen Fatma Tokmak’ın durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Yaklaşık bir yıl önce ağrıları daha da artmış, göğsünde ve kollarında morarmalar, şişlikler ortaya çıkmış, sık sık baygınlık yaşamaya başlamıştır. Avukatları, salgın tehdidi dolayısıyla Tokmak’ın serbest bırakılması için yeniden başvuru yapmış ancak bu talepleri de kabul edilmemiştir” ifadelerini kullandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) tarafından “ihlal” kararı verilmesine rağmen tahliyesi engellenerek Tokmak’ın özgürlüğünden mahrum bırakıldığını ifade eden Yurtsever, Tokmak’ın son durumuyla ilgili şunları söyledi: “12 Ocak’ta durumu ağırlaşan Tokmak, hastaneye kaldırılmış, yatış yapılacak denilmesine rağmen hapishaneye geri getirilerek tek başına karantina hücresine konulmuştur. Karantina hücresinde sağlık durumu kötüleşmesine rağmen revire dahi götürülmeyen Tokmak’ın vücudundaki morluklar ve şikayetleri daha artmış olup, hapishanede tutulması yaşamına ağır risk oluşturmaktadır.”
Yurtsever, Tokmak'ın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti.


ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların duruma dikkat çekmek için gerçekleştirdiği eylemlerin 386. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki ağır hasta tutsak, Sur Belediyesi'nin eski Eşbaşkanı Seyit Narin’in durumunu aktardı.
Narin’in 4 Ocak’ta Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi’nde kalp krizi geçirdiğini ve acil olarak hastaneye kaldırıldığını hatırlatan Turgut, “Hastaneye kaldırıldığında idare tarafından eşi aranmış ve ‘Kalp krizi geçirdiği, Rize Devlet Hastanesine kaldırıldığı bilgisi verilmiş ve acil gelmeleri gerektiği söylenmiştir. Ailesine durumun ciddi olduğu söylenmesi üzerine, acil olarak oğlu ve kardeşi Rize’ye gitmişlerdir” dedi.  
Narin’in hastaneye kaldırıldığında acilen ameliyata alındığının ve stend takıldığını söyleyen Turgut, “Ameliyatın ardından 2 gün boyunca yoğun bakımda tutulmuş ve daha sonra servise alınmış, 1 gün de serviste tutulmuştur. Serviste iken oğlu ve kardeşi savcılıktan izin alarak yalnızca 5 dakika kadar kendisini görebilmiştir. Tekrar hastaneden çıkartılıp cezaevine geri götürülmüştür. Cezaevine götürülmeden önce oğlu tekrar görmek için izin almaya çalışmış ancak izin verilmemiştir. Ciddi bir kalp krizi geçirdiğinden ve ameliyatlı da olduğundan dolayı tek başına kalamayacağından arkadaşlarının yanına konulmuştur. Kalp krizinden dolayı oldukça yıpranmış ve sağlığı iyi durumda değildir. Daha önce yalnızca şeker hastalığı ve kolesterol rahatsızlığı şikayetleri olan hastanın kalp hastalığı cezaevinde iken ortaya çıkmıştır” diye kaydetti.
Kalp krizi geçirmesinin ardından avukatı tarafından infazının ertelenmesi için başvuru yapıldığını ancak herhangi bir cevap gelmediğinin altını çizen Turgut, “Narin ailesinden oldukça uzak bir cezaevinde tutulmasından dolayı 2,5 yıldır ailesi tarafından 1 kez görülebilmiştir. Eşinin ağır hastalıklarından kaynaklı olarak uzun yola çıkma imkanı bulunmamakta ve bu nedenle ailesine yakın cezaevlerine yapılan sevk talepleri de kabul edilmemektedir” dedi.
Yaşamsal açıdan risk altında bulunan Narin’in tedavi ihtiyaçlarının giderilmesi çağrısında bulunan Turgut, "Bu süreçte, ailesinin yanında daha sağlıklı koşullarda tedavilerinin devam edebilmesi için infazının ertelenerek tahliye edilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır” dedi.


İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu’nun düzenlediği "Hasta mahpuslara özgürlük" eyleminde Buca Kırıklar 2 No’lu F Tipi Cezaevi'ndeki hasta tutsak Fırat Yağmekan’ın durumuna dikkat çekildi. Konak eski Sümerbank önünde yapılan eylemdeki açıklamayı İHD İzmir Şube Yönetim Kurulu üyesi Avukat Ali Aydın okudu.
Aydın, son bir ay içinde cezaevlerinde 7 tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. 14 yıldır tutsak olan Yağmekan’ın birçok kronik hastalığının bulunduğunu söyleyen Aydın, 3 kez kasık fıtığı, anjiyo ve burun ameliyatı olduğunu belirtti. Aydın, Hepatit B ve enfeksiyonal hastalıkları olan Yağmekan'ın 12 yıldır ilaç kullanmasına rağmen durumunda bir değişim olmadığını söyledi.  
Aydın, Yağmekan'ın hastalıkları hakkında şu bilgileri verdi: “Yüksek tansiyon hastasıdır. Düzenli ilaç kullanmasına rağmen tansiyonunda dengesizlikler oluşmaktadır. Astım ve nefes darlığı hastalığı vardır. Yaşadığı ortam nemli olduğu için nefes açıcı kullanmasına rağmen hastalığı devam etmektedir. Migren hastası olduğu için soğuk hava ve aşırı gürültü şiddetli ataklı baş ağrısına neden olmaktadır. Hemeroid, hastası olup, sürekli kanama ve şiddetli ağrılar yaşamaktadır. İlaçlarını kullanmasına rağmen durumunda değişiklik olmayıp yaşamını olumsuz olarak etkilemektedir.Uzağı görememe, yağlanma, aşırı yanma, kızarma ve gözde sulu akıntı gibi göz hastalığı devam etmektedir. Bel ve boyun fıtığı hastalıkları olup ayak ve omuzda ödem oluşmakta ara ara ağrıları yaşamaktadır. Reflü ve gastrit gibi mide hastalıkları olup, ilaç kullanmasına rağmen durumda iyileşme bulunmamaktadır. Yaşamını olumsuz etkileyen bir başka hastalığı da prostattır. Gün boyu tuvalete gitmekten sıkıntıya düşmektedir. Pandemi öncesi belirlenen fistül ve hemoroitten kaynaklı 2 ameliyat yapılması gerektiği halde, pandemi döneminde hastalıklarının takibinde sorunlar yaşanmış, hastaneye götürülmemiştir.”
Aydın, Yağmakan’ın derhal tahliye edilmesini isteyerek, “Aksi halde oluşacak olumsuzluklardan iktidar ve yetkililer sorumludur” dedi.