Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisleri, "Örgütlenelim, özgürleşelim" şiarıyla 30 Eylül'de Amed'de bölge konferansı düzenleyecek. Konferansın gençlik mücadelesinde nasıl bir rol oynayacağı, neden böyle bir organizasyona ihtiyaç duyulduğu, gençlik mücadelesinin ne aşamada olduğunu ve devletin genç kitleler üzerindeki sindirme politikalarını, HDP Gençlik Meclisi Üyesi Ferat Dalkıran ANF'ye değerlendirdi. Kürdistan ve Türkiye'de gençlik mücadelesinin 2013 yılında başlayan "çözüm süreci"nin hep öyle devam edeceği düşüncesiyle rehavete kapıldığını belirten Dalkıran, gençliğin söz konusu rahatlıkla örgütleme ve bilinçlendirme çalışmalarında atıl kaldığını kaydetti.

Gençlik mücadelesinin rehavete eriştiğinde sindiğini söyleyen Dalkıran, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "2015 yılıyla beraber başlayan çatışma, savaş ve direniş döneminde genel olarak baktığımızda gençlik kitlesinin sinmiş olduğunu görüyoruz. Bu sinmişlik durumu da 2013 ile başlayan sürecin rehavetinden kaynaklanıyordu. Biz bu meseleyi böyle ele alıyoruz. Sonrasında da şehirler yıkıldı, insanlar katledildi ve devletin baskıları giderek arttı. Bunu gören halkımız da sinmek zorunda kaldı. Tabi bu sinmişliğin diğer bir kanadı da gençlikti. Gençlik kitlesi gün geçtikçe örgütsüz bir hale geldi."

'GENÇLİĞİN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ ZAFERE ULAŞMAMIZIN TEK YOLUDUR'

Gençliğin sindirilmiş olmasının sessiz oldukları anlamına gelmediğinin altını çizen Dalkıran, "Gençlik sessiz kalan bir kitle değil. Çünkü bunların örneğini Newroz alanlarında görebiliyoruz. Geçen yıl ve ondan önceki Newrozlarda Amed, Cizre, Nusaybin gibi yerlerde halkımız ayaktaydı. Özellikle lise ve üniversite gençliği en ön saflarda yer alıyordu.

Bunu hem halkımız hem de devletin kendisi de gördü. Eksikliklerimiz elbette var. En başta örgütlülük. Örgütsüz bir gençliğimiz var. Var olan enerjinizi kanalize etmenin yöntemlerini saptamayan bir kitle ile karşı karşıyayız. Bizim için örgütlülük olmazsa olmazdır. Gençliğin örgütlülüğü zaferlere ulaşmamızın tek yoludur" diye konuştu.

'ÖRGÜTLENMEK İSTEYEN BİR GENÇLİK VAR'

Kürdistan ve Türkiye'nin kimi kentlerin kongreler, buluşmalar ve meclisler düzenlediklerini aktaran Dalkıran, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu düzenlediğimiz organizasyonlarda gençliğin etkinlik ve konferanslar istediklerini gördük. Çünkü gençliğin ihtiyacı örgütlülüktür. Tartışarak, paylaşarak ve dayanışarak örgütlenmek isteyen bir kitle var. Gençliğimiz ve halkımız bunları istiyorsa bizlerde bu minvalde yaklaşmalıyız. Eski tarz, genelde neyi amaçladığımız bilmeden ortaya koyduğumuz pratiklerin toplamıydı.

Kendini ifade edemeyen bir katılım söz konusuydu. Gençlik kendini tanımadan ve kendine bir şeyler katmadan eyleme geçiyordu. Ama artık öyle olmaması gerekiyor. Gençlik kendini ifade edebileceği alanlar istiyor. Gençlik kendini siyasi alanda ifade ederek geliştirmek istiyorsa, bunun zeminini hazırlamak bizim görevimizdir. İşte HDP Gençlik Meclisleri de bunun için kuruldular."

ASİMİLASYON VE YOZLAŞTIRMA POLİTİKALARI

Var olan sorunların artık ideolojik, tarihsel ve kültürel birikim ile çözülebileceğini savunan Dalkıran, "Bizler de spor turnuvaları, konferans ve forum gibi etkinliklerle bunu amaçlıyoruz. Gençliğe bir derinlik kazandırmak istiyoruz. Gençliğin mücadeleye artık duygusal bağlamda değil, kuramsal ve politik bağlamda da katılmasının imkanlarını yaratacağız. Çünkü Kürdistan'ın her yerinde fuhuş ve uyuşturucu gibi ahlaki ve kültürel yozlaşmanın aracı olan yöntemler oldukça artmış durumda. Artık önlenemez bir boyuta ulaşmış. Faşist devletin eliyle yapılan bir ticarete dönüşmüş. Ama hedeflerinde halkımızın ve gençliğimizin kodlarıyla oynamak vardır" ifadelerini kullandı.

KONFERANSA ÇAĞRI

30 Eylül Pazar Günü Amed'de düzenleyecekleri bölge konferansına herkesin katılması gerektiğine ilişkin çağrı yapan Dalkıran, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Tüm halkımızı ve gençliğimizi konferansımıza davet ediyoruz. Çünkü, ancak örgütlü bir gençlik bir şeyler başarabilir. Bizler bu zemini hazırlamış durumdayız. Gençlerimiz gelsinler, tartışalım ve eksiklerimizi bulalım. Bunları birlikte tartışıp çözüm önerileri bulduğumuz zaman, emin olalım ki zafer bizim için yakın olacaktır.

Bu sessizlik ve sindirilmişlikten şikayetçi olanların, meclislerimizde ve konferanslarımızda kendilerini ifade etmeleri gerekiyor. Yine HDP'nin kurum ve kuruluşlarına gelerek bizleri bulabilirler. Mücadelenin büyümesinin tek yolu budur. Örgütsüz bir birey büyüyemez, ezilir ve asimle olur. Örgütlenerek, tartışarak ve zafere yürüme inancıyla başarabiliriz."