Irak’ta seçimlere 48 saat kala…

Irak parlamento seçimleri 12 Mayıs günü yapılıyor. Seçime giren partiler, listeler, örgütler, hareketler miting, gösteri, toplantı, ziyaretlerinde söylemlerini netleştirdiler.

Seçim konuşmalarında sarf edilen sözler, yapılan uyarılar –ki bazı uyarılar tehdit niteliğinde- seçim sonrasında Irak ve Başûrê Kurdistan’ı zorlu hatta çatışmalı bir sürece götüreceğini işaret ediyor.

SON HAFTADA SERT VE NET MESAJLAR

12 Mayıs'ta Irak’ta yapılacak parlamento seçimlerine iki gün kaldı. Seçimlere iki gün kaldığı için seçim yasağı da başladı. Ancak seçim yasağı başlamış olsa da son bir hafta içinde yapılan propagandalarda seçimlerin gerçekleştiği ortam, olası hile başvuruları, seçimlerden sonra ortaya çıkacak tablodan sonra olabilecek gelişmelere ilişkin ipuçları veriliyordu. Ancak kullanılan üslup gayet açık, uyarılar ve uyarılar ile birlikte tehdit içerikli, ayrıca geçmiş süreçten kalan birbirini suçlayıcı üsluplar kullanıldı.

Yaklaşık bir hafta önce şimdiki Başbakan ve Nasır Listesi Sorumlusu Haydar Abadi "seçimlere uzanacak elleri keseriz" diye tehdit etti. Bu açıklama ve tehdit Irak seçimlerinin müdahaleye açık ve bazı güçlerin de müdahale edebileceği yönündeki tartışmaları doğruladı.

Irak seçimlerinde en çok tartışılan hususların başında seçimlere -İran ima edilerek- müdahale yapılacak söylemlerinin yanı sıra seçimlere hile karıştırılmış olması... Oyların çalınması, değiştirilmesi, yine bazı adayların oylarının yakılması vb. birçok yöntemle geçmiş seçimlerde hilelerin yapıldığı biliniyor; bu seçimlerde de hilelerin yapılacağı yönünde kuşkular, kuşkularla birlikte tartışmalar var. Ancak ilk defa Irak’ta oy kullanma ve sayımı bu seçimde elektronik sistemle yapılacak. Dolaysıyla hile olasılığının fazlasıyla azaldığı belirtiliyor. Ancak buna rağmen Kanun Devleti Listesinin başında yer alan eski Başbakan Nuri Maliki, "seçimlere hile karıştırılması durumunda iç savaş çıkar" şeklinde bir açıklama yaptı.

Maliki’nin bu sözlerine Yasa Devleti Sözcüsü Abbas Musewi açıklık getirmekle birlikte daha da ileri götürerek şunları söyledi: “Maliki’nin uyarısı gerçekçi bir uyarıdır. Özellikle de seçmenler, Baasçıların ve tekfircilerin çıkarları doğrultusunda oylarının çalındığı hissine kapılır ve Irak’ın başka bir projeye doğru götürüldüğünü düşünürse bu böyledir. Bu yüzden şehit aileleri ile Baasçılardan zarar görenler eli boş durmaz, haklarını savunurlar. Maliki’nin uyarısı siyasi kurumlarla ilgili değil, gelecekle ilgili tehlikelere ve siyasi süreçte hırsızlık yapılmasına yönelikti. Savaş bu hırsızlığı yapmaya çalışanlara ve Baasçılarla tekfircilere karşıdır.”

Bu açıklamalar oy kullanma ile başlayan süreçten sonra kısa süre içinde yaşanabilecek gelişmeleri işaret ediyor. Elbette Abadi ve Maliki tehdit içerikli açıklamalar doğrultusunda herhangi bir gelişme olması durumda sadece Irak’taki parti, halklar, bölgeler arası bir sorun yaşamakla sınırlı değil. İran, ABD ve uluslararası güçlerin de böyle bir sürecin başlaması ile başından beri içinde yer alacaklarını belirtmek gerekir. Zira başta ABD ve İran olmak üzere uluslararası güçler ve bölgesel birçok gücün, Irak üzerine olan hesapları ve seçimleri etkilemek için bazı yöntemlerle başvuracaklarını da göz ardı etmemek gerekir.

KERKÜK VE TARTIŞMALI BÖLGELERDEN OLANLAR İÇİN AÇIK MESAJLAR...

Seçimlere hile karıştırılması ve müdahale edilmesine ilişkin bu açıklamalar yapılırken, Kerkük ve tartışmalı bölgelerde yaşanan ile bu alanlarda yapılan seçim propagandalarında yapılan konuşmalar asıl tehlikenin ise bölgede yaşandığını gösteriyor.

Zira son hafta içinde RTE’ye bağlı Irak Türkmen Cephesi (ITC)tarafından Kerkük’te çok tehlikeli oyunların oynandığını gösteriyor. ITC ve etkilediği, ittifak yaptığı bazı Araplar tarafından Kerkük’teki Kürt nüfusu ve mahallelerinin seçim malzemesi yapıldığı, propagandalarını Kürtler ve bu mahalleler üzerinden yürüttüğü açığa çıktı. ITC ve onunla birlikte hareket eden kesimler tarafından yapılan seçim propagandalarında seçimlerden sonra Kürt mahalleleri ile evlerinin yıkılacağını açıkça dile getiriyorlar. Bu durum Kerkük’te yeniden ve çok ciddi çatışmaların habercisi olduğunu gösteriyor. Bunun körükleyicisi ve örgütleyicisi RTE’den başka kimse değil. Çünkü ITC'nin RTE’ye ve RTE üzerinden Türk MİT’ine bağlı bir yapı olduğunu bilmeyen yok. RTE’nin oluşturduğu ITC lokal olarak Kerkük'te yaşayan halklar, genelde ise Kürtler ve Irak için bir tehlike teşkil ediyor. Çünkü RTE oluşturduğu ITC ile bir yandan Kürt savaşını verirken, öte yandan Kerkük’e ele geçirme planlarının temel taşı olarak hazırlamış durumda.

LAHUR ŞEY CENGİ TALABANİ'NİN KERKÜK MESAJLARI...

Kerkük’te ITC merkezli bu oyunlar oynanmak istenirken, YNK’nin yeni ve genç kuşak siyasetçilerinden özel Kuvvetler sorumlusu Lahur Şeyh Cengi Talabani, seçim propagandasının son mitingini Kerkük’te yaparak cevap verdi. Şeyh Cengi, dün Kerkük’te gerçekleştirdiği mitingde Kerküklülerin 16 Ekim'de yaşananlara ilişkin merak ettikleri konulara ilişkin bazı iddialarda bulundu. KDP’nin Mam Celal’ın ölümünden dolayı YNK’yi bitirmek için referandumdan önce Irak Merkezi Hükûmeti ile 400 milyon dolar karşılığında bazı anlaşmalar yaptığını ve bunun başarılamadığını söyledi. KDP’nin Kerkük’te seçime girmeyerek protesto etmesini de ihanet olarak değerlendiren Şeyh Cengi Talabani, seçime girmemenin YNK üzerine yapılan anlaşmayı kanıtladığı iddiasında bulundu. Konuşmasında Kerkük üzerine oynanan oyunlara ilişkin ise, “Kerkük bir Kürt kentidir ve Kürt kenti olarak kalacak. Hiç kimse Kerkük’ün bu yapısını değiştiremeyecek. Kerkük’ten Xaneqin’e kadar ya diyalog yoluyla yada savaşla alacağız” diyerek RTE’nin ITC üzerinde oynamak istediği oyunlar ile Irak Merkezi Hükûmetine açık mesajlar verdi.

Şeyh Cengi Talabani’nin Kerkük mitinginde konuşma yaptığı saatlerde, Mesrur Barzani de Hewler çevresindeki son mitingde konuşuyordu. Mesrur Barzani konuşmasında Kerkük’te yaşanan felakekten KDP tarafından sorumlu görülen YNK için, 'ihanet edildi' söylemlerine birkaç kez vurgu yaparak, 'yapılan ihanetin hesabı sorulacak' diyordu. Irak Merkezi Hükûmetinin izlediği politikalara ilişkin herhangi bir eleştiride bulunmaması da dikkat çekti.

GORAN VE YENİ NESİL ADAYLARI HALKLA BULUŞTU

Lahur Şeyh Cengi Talabani Kerkük’te, Mesrur Barzani Hewler çevresinde mitingde konuştuğu sırada Goran Hareketi adayları ise Süleymaniye’de halka sesleniyordu. Goran adayları 26 yıldır iktidarda olan KDP ve YNK’ye yaşanan ekonomik sorunlar, Irak Merkezi Hükûmeti ile yaşanan sorunlar ve 25 Eylül'de gerçekleştirilen referandumdan sonra yaşanan Kerkük felaketi nedeniyle eleştiriler yağdırıyordu. Ayrıca Türk devletinin Bradost alanına yönelik başlattığı işgal harekatından da her iki partiyi sorumlu tutuyordu. 'Eğer bu işgalde ortak değillerse tutum alsınlar' çağrısını yapıyordu.

Yeni Nesil Hareketi’nin 120 numaralı listesinin adayları ise Germiyan ve Halepçe’de halk, esnaf ziyaretlerini gerçekleştirerek sorunları çözüm programlarını anlatıyorlardı. Bunun yanı sıra halkı Türk işgaline karşı birlikte karşı koymaya oylarını vererek davet ediyordu.

9 Mayıs'ta Irak seçimleri için belirlenen yaklaşık bir aylık seçim propagandası süreci son gün yapılan ve açık ama bir o kadar da sert, birbirini suçlayıcı mesajlarla son buldu. Seçim yasağı başladı. 12 Mayıs'ta halk sandığa giderek tercihini yapacak. Ancak gerek Maliki, Abadi ve gerekse KDP ve YNK’nin sözcüleri, seçim kurmaylarının yaptıkları açıklamalar, seçimler sürecinde ve sonrasında çatışmalar dahil çok ciddi gelişmelerin yaşanacağını gösteriyor. Gelişmelerin hangi yönde seyredeceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak yapılan açıklama ve suçlamalara bakılırsa çatışma ihtimalinin yüksek olduğu bir sürece girileceğini gösteriyor.