Almanya, köpeklerden alınan vergiyle geçen yıl 421 milyon euronun üzerinde gelir elde etti. 

19. yüzyılda uygulamaya konulan bu vergi, servet üzerinden alınan bir vergi olarak görülüyordu. Mücevher, piyano ya da hizmetçi sahibi olmak gibi, zevk için köpek sahibi olmak da bir lüks olarak değerlendiriliyordu. 

Yıllar içinde değiştirilen bu vergi varlığını sürdürdü. Bugün her belediye, vatandaşlarından her bir köpek için ne kadar ücret alacağına karar veriyor.

Örneğin Berlin'de köpek vergisi ilk köpek için yılda 120 euro ve her bir ilave köpek için 180 euro olarak belirlenmiş durumda. 

Frankfurt'ta ise her bir köpek için 102 euro vergi alınıyor. Tehlikeli sayılan cins köpekler için bu miktar yükseliyor. Frankfurt'ta bir Rottweiler ya da Mastiff cinsi köpek sahibi olmak 900 euroya mal oluyor. Vergi bazı şehirlerde 1.000 euroya kadar çıkabiliyor. 

Ancak evcil hayvanları vergilendiren tek ülke Almanya değil. İsviçre'de her kanton köpekler için vergi alıyor. İsviçre'de vergi, köpeğin büyüklüğüne ya da ağırlığına göre değişiyor. Köpek sahipleri tarafından birçok kez sorgulanan bu vergi, kısmen kasaba ve şehirlerin köpeklerle kaplı sokaklarını temizlemek için kullanılıyor. 

Fransa'da köpeklerden alınan vergi 1971 yılına kadar yürürlükteydi. Napolyon III döneminde uygulamaya konulan bu belediye vergisi, büyüklüğüne bağlı olarak hayvan başına 1 ya da 2 franktı. Yaklaşık 600.000 frank (bugün yaklaşık 711.000 euro) gelir getiren bu vergiyi daha sonra kaldırıldı. Fransa’da şu sıralar bütçe açığı nedeniyle hükümet, yeni vergilendirme yolları arıyor.