Uzmanlar, göçmenleri durdurma operasyonları sırasında yapılan tehlikeli manevralara, dayak ve teknelerin alabora edilmesine dair ciddi raporlar aldıklarını bildirdi.
Ocak-Temmuz ayları arasında 189 göçmenin geçişler sırasında, 265 kişinin ise deniz operasyonları esnasında hayatını kaybettiği ve 95 kişinin kaybolduğu rapor edildi.
Uzmanlar, kurtarılan göçmenlerin limana çıkarıldıklarında daha da zor koşullara maruz kaldığını vurguladı. Cezayir ve Libya sınırlarına insani yardım olmaksızın zorla yapılan nakillere de dikkat çekildi.
Özellikle, çocuk ve hamile kadınlar da dahil olmak üzere göçmenlerin çöllük alanlara götürüldüğü ve geri dönmeye çalıştıklarında sınır muhafızları tarafından vuruldukları iddiaları endişe yaratıyor. Ayrıca, Tunus’taki Sahra altı göçmenlerin güvenlik güçleri tarafından şiddete maruz kaldığına dair raporlar bulunuyor.
Sivil toplum örgütlerine yönelik baskılar, göçmenlerin temel hizmetlere erişimini engellerken, sınır bölgelerinde insan kaçakçılığı ve cinsel şiddet vakalarının arttığı bildirildi.
Uzmanlar, bu şartlara rağmen Tunus’un güvenli bir yer olarak görülmeye devam etmesinden ve Avrupa Birliği ile Tunus arasındaki işbirliğinin sürmesinden duydukları kaygıyı dile getirdi.
2023 yazında Avrupa Birliği, Tunus ile yasadışı göçle mücadele için 105 milyon euro değerinde bir anlaşma imzalamıştı.