KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Sivas katliamında yaşamını yitirenleri andı

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi: 2 Temmuz anması vesilesiyle Alevileri inandıkları hakikat yolunun emri gereği birlik içinde AKP-MHP faşizmine karşı daha güçlü ve etkili tutum almaya çağırıyoruz.

2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, “Alevi katliamlarını örgütleyen ve tetikçilik yapanlar bugün AKP-MHP adı altında iktidarda olanlardır. Resmi ideolojiyi temsil eden ve muhalefet adı altında duran kesimlerse devletin ve rejimin hassasiyeti adı altında bunlara her zaman destek çıkmıştır. Böylece Alevilere dönük her katliam, devletin derinliklerinde kaybedilmek ve unutturulmak istenmiştir” dedi.

“2 Temmuz 1993’de Sivas’ta bir kez daha inançlarından ve temsil ettikleri demokratik yaşam değerlerinden ötürü Aleviler, faşist Türk devleti tarafından katledildi. Bu katliam Türk devletinin halklara ve inanç gruplarına dönük seri katliamlarının en vahşi olanlarından biri olarak tarihe geçmiştir.

Bilindiği gibi Mayıs-Temmuz 1980’de Çorum’da da Alevilere dönük saldırılar olmuş çok sayıda Alevi yurttaş yaşamını kaybetmişti. Gün vesilesiyle başta 2 Temmuz 1993 Sivas katliamında yaşamını yitiren canlar olmak üzere, tüm demokrasi ve eşitlik mücadelesi şehitlerini saygıyla anıyoruz.  Özlem ve taleplerine demokratik Türkiye, Özerk Kürdistan mücadelemizi zaferle taçlandırarak yanıt olacağımızı bir kez daha belirtiyor, başta Alevileri olmak üzere tüm Türkiye halklarını bu mücadeleyi daha örgütlü ve güçlü vermeye çağırıyoruz” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Türkiye Cumhuriyeti devleti özellikle de 1960’dan sonraki Alevi katliamlarında kontrgerilla unsurlarının yanına dinci ve milliyetçi güruhtan örgütlediği gurupları da vererek, katliamlara ‘Müslüman halkın Alevilere karşı öfkesi’ görüntüsünü vermeye çalışmıştır. Bu taktikle Alevileri milliyetçi laik çizgide tutmak istemiştir. Alevilere sürekli laik ve milliyetçiler üzerinden mesajlar vererek adeta yedek bir güç olarak kullanmaya çalışmıştır.

Alevi katliamlarını örgütleyen ve tetikçilik yapanlar bugün AKP-MHP adı altında iktidarda olanlardır. Resmi ideolojiyi temsil eden ve muhalefet adı altında duran kesimlerse devletin ve rejimin hassasiyeti adı altında bunlara her zaman destek çıkmıştır. Böylece Alevilere dönük her katliam, devletin derinliklerinde kaybedilmek ve unutturulmak istenmiştir. Bu nedenle bugün Alevilerin ve demokrasi güçlerinin, ‘Sivas’ı unutma unutturma’ sloganı katliamlardan hesap soran iradenin ve kararlılığının ifadesi olduğu için anlamlıdır.

TÜRK DEVLETİ İLK GÜNDEN İTİBAREN ALEVİ VE KÜRT KİMLİĞİNİ İNKAR ETTİ

Türk İslam sentezine dayanan AKP-MHP iktidarı, Sivas katillerini af ederek ve katillerin savunmasını yapan avukatları bakan ve milletvekili yaparak temsil ettiği çizginin ne olduğunu da göstermiştir. Bir kez daha belirtmek isteriz ki Koçgiri’den Sivas’a tüm Alevi katliamlarının faili Türk İslam sentezine sahip zihniyet ve siyasettir. Bu ideolojiye dayanan halklar ve inançlar inkarcısı Türk ulus devletidir. 

Türk devleti kuruluşundan beri halkları ve inançları inkar ederek varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu stratejisine karşı çıkanlara katliam ve soykırımlarla cevap vermiştir. Türk devletinin ilk günden itibaren inkar ettiği kimliklerden biri de Aleviler ve Kürtler olmuştur. Bu nedenle özellikle de AKP-MHP iktidarı Alevileri ve Kürt halkını her türlü saldırıyla yok etmek istemektedir. Türk devleti, Kürt halkına dönük soykırım saldırılarını Bakur Kürdistan sınırları dışına taşırarak halklar ve inançlar düşmanlıkta nasıl bir güç olduğunu her gün işlediği cinayetlerle de göstermektedir. Bu saldırganlığının önü alınmazsa tarihte bir benzeri görülmemiş soykırımlara yol açacağı bilinmektedir. Dolayısıyla Sivas katliamı başta olmak üzere Anadolu topraklarında katledilmiş tüm halk ve inançlardan insanların anısına verilecek tek doğru yanıt, bu faşist ve katliamcı devlet ve iktidara karşı mücadeleyi sonuç alıncaya kadar büyüterek sürdürmektir. Bu vesile ile yeni katliamların önüne geçmenin demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesine bağlı olacağını bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Sivas katliamı, Türkiye halklarının Kürdistan özgürlük mücadelesi ile demokratik birlik temelinde ortak mücadeleyi geliştirmeye başladığı bir dönemde gerçekleşti. Bu yanıyla Sivas katliamı Türkiye demokrasi güçlerinin Kürdistan özgürlük mücadelesiyle ortaklaşmasını engellemeyi hedeflemiştir. Dolaysıyla Alevilere dönük katliamlar ve her türlü baskı politikaları, özünde Türkiye demokrasisine bir saldırı olmaktadır. Başta Aleviler olmak üzere Türkiye'deki tüm demokratik ve muhalif kesimlerin Sivas katliamı vesilesiyle bu gerçeği daha derin görmesi ve karşı mücadele içinde olması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Faşizme karşı direnişi ve demokrasi mücadelesini pasifize eden, faşist iktidarı seçimle sonlandıracağız diyerek faşizme meşruluk ve yasallık sağlayan tutum ve anlayışların tehlikeli olduğunu da bu anma vesilesiyle bir kez daha belirtmek istiyoruz. Onlarca uygulamayla sabit olduğu gibi faşistler seçimle iktidar olmadıkları gibi seçimle de iktidarı terk etmeyecektir. Bu da faşizme karşı ideolojik, siyasi, askeri ve kültürel olmak üzere her türlü mücadelenin ne kadar meşru ve bir o kadar da elzem olduğu anlamına gelmektedir. Canlarını yitirmiş demokrasi şehitleri anısına verilecek en doğru yanıtın bu olduğunun altını yeniden çizmek istiyoruz.

2 Temmuz anması vesilesiyle Alevileri inandıkları hakikat yolunun emri gereği birlik içinde AKP-MHP faşizmine karşı daha güçlü ve etkili tutum almaya çağırıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Sivas ve Çorum şehitlerini bir kez daha anıyoruz. Demokrasi şehitlerine bağlılığın emri gereği tüm halkların ve inançların özgürce yaşayacakları demokratik Türkiye, özerk Kürdistan mücadelesini zaferle taçlandıracağımızın sözünü yineliyoruz. Bu mücadeleye katılarak güç vermenin her kesimden demokrat ve yurtseverin görevi olduğunu belirtmek istiyoruz. İçinden geçtiğimiz süreçte Demokratik Alevi hareketi yöneticilerinin, kurum ve örgütlerinin de tarihsel sorumluklarını birlik içinde yerine getirerek şehit canlara layık olacağına inanıyoruz.”