Kirli savaşa soysuz perdeleme

Türk İçişleri Bakanlığı koltuğunda tutulan Süleyman Soylu, bütçe görüşmelerinin Komisyon ve Genel Kurul safhalarında provokatif, ırkçı ve tehditkar diliyle devasa bütçesini ve kirli icraatlarını perdelemeye çalıştı.

Sadece resmi rakamlara göre son 7 yılda yüzde 300 bütçesi arttırılan Türk İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da sebep olduğu tablo, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altına alınan temel hakların rafa kaldırıldığı, devlet terörünün normalleştirilmeye çalışıldığı, uyuşturucudan fuhuşa kadar devletin bizzat dahil olduğu büyük, neredeyse çeteler koalisyonunun oluştuğu, kirli bir tablo. Bu tablonun sahadaki elemanı ise AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi temsilen Süleyman Soylu bulunuyor. 90’lı yılların Doğan Güreş-Tansu Çiller ekibinin İçişleri ve Emniyet ayağının başında olan Mehmet Ağar’ın tedrisatından yetişerek, AKP’ye iliştirilen Soylu, artık kesifleşen kirliliğiyle Cumhur İttifakı’nın ruhunun gereği koltuğunu koruyor. Soylu, bu hafta yine Meclis’teki lümpen karakteri, şoven zihniyeti ve yüzsüz yalancılığıyla rol çalıp bütçe gerçeklereni kaçırmaya çalıştı.

Kürtlerin uzun zamandır ‘soysuz’ dediği, demokratik muhalefetin ‘Suçişleri Bakanı’ dediği Süleyman Soylu’nun başında bulunduğu İçişleri Bakanlığı ve bağlı 5 kurumun bütçesi, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ardından Çarşamba gününden itibaren Meclis Genel Kurulu’ndan da görüşüldü. Süleyman Soylu da hazır bulundu.

BÜTÇESİ YÜZDE 300 ARTTI

İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 2022’de 117 milyar 457 milyon 299 bin TL bütçe ayrıldı. 2021’de 89 milyar 424 milyon bütçe ayrılan bakanlık ve bağlı kuruluşların toplam bütçesinde yüzde 30 artış yapıldı. İçişleri Bakanlığı Merkezi’ne 2021’de ayrılan 10 milyar 665 milyon TL bütçe 2022 yılı için 14 milyar 734 milyon 260 bin TL öngörüldü. Bakanlığı bütçesi 4 milyar 69 milyon 200 bin TL arttırıldı. 2015’te bakanlık ve bağlı 5 kuruluşa 29 milyar 291 milyon 246 bin TL ayrılan bütçede 2022’de yüzde 300 artış yaşandı.

BÜTÇE ARTTIKÇA İHLALLER ARTTI

Bütçedeki artış savaş bilançosunun büyüklüğünde de artışa neden oldu. İHD Dokümantasyon Birimi tarafından 2020’de açıklanan raporda 5 bin 365 kişinin silahlı çatışma, yargısız infaz ve saldırılarda yaşamını yitirdiğini, 7 bin 986 kişinin ise yaralandığı bilgileri yer aldı.

SON 11 AYDAKİ KARA TABLO

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) “Türkiye’de 2021 Yılı İnsan Hakları Ortamı ve Hak İhlalleri” başlıklı raporuna göre; büyük kısmında failin İçişleri Bakanlığı ve dahli bulunan kurumların olduğu hak gaspları ve ihlallerinin tablosu şöyle:

* Devlet güçleri, 11 ayda 9 kişiyi "dur ihtarına" uymadıkları iddiasıyla katletti.

* En az dördü çocuk 6 kişi zırhlı araçlarla katledildi; 6’sı çocuk 15 kişi ise yaralandı.

* Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu ikisi çocuk dört kişi yaşamını yitirdi; biri çocuk 5 kişi de yaralandı.

* Cezaevlerinde en az 22 kişi yaşamını yitirdi.

* Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi, 29 kişi yaralandı.

* En az 290 kadın katledildi.

* En az bin 853 işçi, iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi.

* 915 kişi, TİHV’e işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı için başvurdu.

* Resmi gözaltı yerlerinde en az 415 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı.

* Barışçıl eylem ve etkinliklere saldırı sonucu en az 28’i çocuk olmak üzere 3 bin 671 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı, 45 kişi ise yaralandı.

* 16 zorla kaçırma vakası yaşandı; en az 11’nin işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı tespit edildi.

* 172 kişiye baskı, tehdit ve işkenceyle ajanlık dayatıldı.

* 371 tutsak işkence şikayetinde bulundu.

* 59 gazeteci cezaevinde. En az 45 gazeteci gözaltına alındı. 10 gazeteci saldırıya uğradı. İki basın yayın kuruluşu devlet güçleri tarafından basıldı, 5 kişi gözaltına alındı.

* İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2021'in ilk 9 ayında 98 bin 714 sosyal medya hesabı incelendi, 39 bin 601 kişi hakkında işlem başlatıldı, bin 175 kişi gözaltına alındı, 52 kişi ise tutuklandı.

* Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla gözaltına alınan bir çocuk 14 kişiden 7’si tutuklandı.

* 2020'de TMK'ya muhalefet ettikleri gerekçesiyle 26 bin 225 kişi hakkında soruşturma başlatıldı; 6 bin 551’i hakkında kamu davası açılmasına karar verildi. TCK’nin 216. maddesine muhalefetten 20 bin 710 kişi hakkında soruşturma başlatıldı, 2 bin 64’ü hakkında kamu davası açılmasına karar verildi.

* Valilikler ve kaymakamlıklar tarafından 24 ilde ve 6 ilçede en kısası 5, en uzunu 30 gün olmak üzere 101 kez tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. En az 291 barışçıl toplantı ve gösteriye saldırıldı, 88 etkinlik ise engellendi. Bu saldırılar sonucunda 28’i çocuk olmak üzere 3 bin 540 kişi işkence ve kötü muamele niteliğindeki uygulamalar ile gözaltına alındı, en az 45 kişi yaralandı. Gözaltına alınanların 40’ı tutuklandı, 242 kişi adli kontrol şartıyla, 45 kişi ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.

* Adında, Kürdistan kelimesi bulunan dört siyasi parti hakkında Anayasa Mahkemesi’ne açılan kapatma davası 2021'de devam etti. Farklı dernek, vakıf, sendika, meslek örgütü, inisiyatif ve platformların üye ve yöneticisi olan en az 248 kişi gözaltına alındı, 69 kişi tutuklanırken 65 kişi adli kontrol şartıyla, 10 kişi ise ev hapsi tedbiriyle serbest bırakıldı.

* ‘Örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’, ‘örgüt üyesi olmak’ ya da ‘eylem düzenleyecek olmak’ gibi gerekçeler ile 10’u çocuk en az bin 519 kişi gözaltına alındı, 5’i çocuk 229 kişi tutuklandı.

* Yerel yönetimlere seçilmiş 31 kişi gözaltına alındı; 8 kişi tutuklandı. Bir belediyeye kayyum atandı, bir belediye eşbaşkanı ile belediye meclisi üyesi 8 kişi, il genel meclisi üyesi üç kişi ve dört muhtar İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı.

* Bir milletvekilinin vekilliği hakkında kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak düşürüldü ve tutuklandı. Daha sonra AYM kararı ile serbest bırakıldı ve milletvekilliği iade edildi. 9 milletvekili hakkında çeşitli gerekçeler ile soruşturma açıldı. 71 milletvekili hakkında 174 fezleke gönderildi.

* HDP’li Deniz Poyraz, İzmir İl binasına düzenlenen silahlı saldırıda katledildi.

* Siyasi partilere ait 26 binaya baskın düzenlendi ve arama yapıldı.

* 1 Ocak 2021-18 Kasım 2021 tarihleri arasında Bitlis’te 32 mahalle (3 kez, toplam 21 gün) ve 103 köyde (3 kez toplam 9 gün) sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 1 Ocak 2021 -18 Kasım 2021 tarihleri arasında Mardin’de 66 mahalle (9 kez toplam 10 gün) ve bir mezra olmak üzere 17 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

* Kürtlere yönelik ırkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi, 25 kişi yaralandı.

* TÜİK verilerine göre 2020'de güvenlik birimlerine 171 bin çocuk mağdur olarak, 114 bin çocuk ise suç işlediği gerekçesiyle getirildi.

EKONOMİK DURUMU TAKMIYOR

Türk hükümetinin Kürt düşmanlığına dayalı savaşla ve işgalci yayılmacılıkla iktidar kalma stratejisinin gereği kaynakları seferber etmek için hazırladığı savaş bütçesi, yükümlü olduğu hizmetleri yapmamayı beraberinde getirdiği gibi ekonomide de çöküşü tetikliyor. Soylu, Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Güler’in ikinci kademesini oluşturduğu Türk savaş kabinesinin, ekonomideki şu hal pek umurunda görünmüyor:

* Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 10 bin 396 liraya; açlık sınırı 3 bin 192 liraya ulaştı.

* 12 bin dolar olan ‘milli gelir’, 8 bin dolara indi. Kişi başı 4 bin dolar savaşa harcandı.

* Küresel organize suç endeksine göre Türkiye, dünyada 12. sırada

*  İnsan kaçakçılığı ve silah ticaretinde ilk, devlete ilişkin suç aktörleri kategorisinde 2. sırada.

*  Hukukun üstünlüğü endeksine göre; 139 ülke arasında 117. sırada.

*  Kara paranın aklanmasına ilişkin Mali Eylem Gücü tarafından hazırlanan gri listede.

* Sefalet endeksine göre Türkiye en sefil ülke kategorisinde.

* Faize sadece 2021’de ayrılan pay 240 milyar lira; dövize endeksli olduğu için kurlardaki son gelişmelerle 2-3 katına çıktı.

* Son üç ayda Türk Lirası yüzde 65 değer kaybetti. 

* Gramajı da düşürülen bir ekmeğin fiyatı 5 TL’ye çıktı.

* ENAG’a göre Kasım’daki yıllık enflasyon yüzde 58,65

* Elektrik ve doğalgaz zamlarında Avrupa’da birinci.

* Avrupa kıtasında Arnavutluk’tan sonra en düşükü asgari ücret ödeniyor. 2 bin 825 lira 90 kuruş. Asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 42. 2020’de kayıtlı sigortalı sayısı 15 milyon 203 bin olurken bunların 6 milyon 390 bini asgari ücret aldı. Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan işçi sayısı 9,7 milyon kişi.

* İşsiz sayısı 10 milyonu zorluyor.

ASIL TABLOYU PERDELEME ÇABASI

Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bütün bu tabloyu perdelemek için Komisyon safhasında olduğu gibi Genel Kurul’da da tetikçiliğine yakışan bir performans sergiledi. HDP, Soylu’yu pankartlarla protesto etti. Dövizlerde Deniz Poyraz’ın, Soylu’nun suçlularla çekilen fotoğrafları ve kayyımdan hediye alınması, Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına binerkenki fotoğrafları yer aldı. Bunun yanı sıra “Suçişleri Bakanı”, “Mafya iltisaklı Bakan” dövizleri açıldı.

Soylu, “Biz devletiz. Devleti töhmet altında bıraktınız. Size devleti iftira ettirmem. Daha çok elimde kalacaksınız” deyip HDP’li milletvekillerine dönerek, “Hakkınızı vereceğim” tehditlerinde bulundu. Soylu, AKP İlçe Başkanı'nın kardeşi Tahir Güven’e yapılan silahlı saldırıya ilişkin HDP’li Hüseyin Kaçmaz’ı suçladı. Soylu, HDP Gençlik Meclisi üyesi Mehmet Miraç Dinç’i, YPS üyesi ilan ederek, Kaçmaz’ın evinde yakalandığını iddia etti. Oysa sabah saatlerinde Dinç ve beraberindeki iki kişi, HDP Silopi ilçe binasına giderken, polis kontrol noktasında durdurularak, gözaltına alındığı kamuoyuna yansımıştı.

DEVRİLECEK 33. BAKAN

Soylu’nun HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz’ı hedef göstermesine Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, şöyle yanıt verdi: “Yalan atma konusunda rekor kırıyor. Narsistlik ya da kişilik bozukluğu olanlarda görülüyor. Şunu unutmasın; Kürt sorunu son 40 yılda 8 başbakan, 13 hükümet devirdi. Son 40 yılda 32 içişleri bakanı devirdi. Kendisi de 33’üncü olacak. Bunun hesabını verecek. Kumpas bakanı kendisi. Kendi emrindekilerine talimat vermiş. Silopi’de gözaltı operasyonu yapmış. Burada suçlu ilan etti. Dün akşam operasyon olması ve bugün İçişleri Bakanın bütçesi görüşülmesi tesadüf mü? Asla değil. Bana dedi ki; başınızı öne eğeceksiniz. Bizim her tarafta alnımız açık, başımız dik. Kendisinin başını eğmesi için uyuşturucu mu, hırsızlık mı dersiniz. Mafyayla iltisak mı dersiniz, başını eğmesini tüm toplum bekliyor. Biz onun başını eğmesini bekliyoruz. Onurumuzun zekatı, ona birkaç ömür yeter.”

PİSLİKLERİ ÖRTMEYE ÇALIŞAN UTUNMAZ

HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz da “Utanmıyor musun yalan söylemeye. Utanmadan Van'da mantar toplayan köylüler hakkında da ‘PKK'li’ dedin ve bunlar beraat etti. Kendi pisliklerinizi bize saldırarak örtmeye çalışmayın. Bu iftiranız karşısında ant olsun ki sizden hesap soracağım” diye seslendi.

KONUŞULMASINI ENGELLEMEK İÇİN GELİYOR

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise Kobanê Davası’nda unutulan TEM belgesini hatırlatarak, “Bu bakanın başında olduğu şube, şu şu kişileri, tutuklayın, şunlar hakkında dava açın. Kumpasınız orada da ortaya çıktı. Kumpasçı bir bakansın sen. Buraya her sene geliyor, kavga çıkarıyor. Neden? Gerçeklerin konuşulmasını engellemek; kendi yaptığı hukuksuzlukları, demokrasi düşmanlığının konuşulmasını engellemek için. Hukuk ve demokrasi düşmanısınız. Mafya iltisaklı, mafya irtibatlı olduğu ilk kez bir bakan hakkında bu kadar ayyuka çıktı. Hesap vereceksin. Yüce Divan’da hesap soracağız. Yalanın alası, odağı, merkezi İçişleri Bakanı'nın kendisidir.” 

ŞİZOİD VAKA

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Soylu'nun kendisine sorulan sorulara cevap vermemesini eleştirerek, özetle şöyle yüklendi: “Thodex'le Türkiye'de 300 binden fazla insanın dolandırılmasına yol vermesini ve görevini yapmamasını açıklamamak; bir suç örgütü liderine koruma vermesiyle ilgili soruya cevap vermemek; karakol baskını sorusuna cevap vermemek; insan kaçakçılığı ile ilgili ağır kusuruna cevap vermemek; Aliye Uzun konusuna cevap vermemek için böyle konuşmaya karar verdi. Sonra sinir krizi geçirerek ‘devlete iftira attırmam' diyor. Şizoid bir sanrı var. Bir vaka var karşımızda. Kahraman Mehmetçik'i, ayakta alkışlar mısın deyip kendi ayakta alkışlanıyormuş çakallığına yapana alet olmayın. Çocuklarımızı uzak tutamadığı bazı kimyasallardan kendini de uzak tutamıyor. Bu neyin kafasıdır, anlayamadım."

SUÇ İŞLEYEN BİR KİŞİDİR

CHP Grup Başkanvekili Özkoç da dünkü açıklamasında Soylu’nun bizzat Genel Kurul’u provoke ederek bütçe gerçeklerinin tartışılmasını engelleme çalıştığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu İçişleri Bakanı artık suç işleyen bir kişidir. Suçluyu koruyan ve kollayan kişidir. Uyuşturucu baronlarının arkasında duran kişidir. Uyuşturucu baronunu koruduğunu saklıyor. Eğer parlamenter sistem olsaydı Yüce Divan’da yargılanırdı, güven oyu istenirdi, bakanlıktan düşürülürdü. Arkasında Recep Tayyip Erdoğan var. Bu İçişleri Bakanı derhal görevinden alınmalıdır. ‘İstifa etmelidir’ demiyorum, çünkü onda istifa edecek yüz yok. Onun yüzünün kızarmasını, istifa etmesini bekleyemeyiz.”

ARTIK SUÇİŞLERİ BAKANI’DIR

Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuşmanın zor ve acı olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Tamamından İçişleri Bakanlığı’nın ve emrindeki kolluğun sorumlu olduğu, Jandarma’nın durmadan seken kurşunlarıyla Derecik’te katledilen 14 yaşındaki Vedat Ekinci’nin, kaybolan hayvanlarını ararken vurulan Şahap Şenkol ve Celal Ekinci’nin, 16 yaşında asker kurşunuyla öldürülen Özcan Erbaş’ın, zırhlı aracın ezerek yaşamına son verdiği 80 yaşındaki Mehmet Tertekin’in, bir yıl sonra ezilen 6 yaşındaki torununun, polisin mahalle ortasında çarptığı Miraç Miroğlu’nun, evlerindeki uyurken zırhlı aracın Muhammed ve Furkan kardeşlerin, helikopterden atılarak, işkence edilen Servet Turgut ve Osman Şiban’ın, bir Newroz günü katledilen Kemal Kurkut’un, dur ihtarına uymadığı için son 13 yılda katledilen 403 kişinin acılarını anlatmakta zorlanıyoruz. Bu acıların neredeyse tamamını yaşatan kurumun başındaki kişinin, sanki bunlar ülkemizde yaşanmamış, sorumlulukları yokmuş gibi bunlara cevap vermek yerine hamaset yapması da başka bir acıdır. Bakan o kadar suçla anıldı ki artık sokaktaki vatandaş bile Suçişleri Bakanı diye adlandırıyor.