Kobanê Davası: Kimlik ve emek mücadelesi birleşmeli

Kobanê Davası'nın duruşmasında konuşan HDP'nin önceki dönem MYK üyesi Bülent Parmaksız, Kürtlerin ulusal mücadelesi ile emek mücadelesinin birleşmesi gerektiğini söyledi.

Kobanê Davası'nın duruşmasında konuşan HDP'nin önceki dönem MYK üyesi Bülent Parmaksız, Kürtlerin ulusal mücadelesi ile emek mücadelesinin birleşmesi gerektiğini söyledi.

22’si tutsak 108 kişinin yargılandığı Kobanê Kumpas Davası’nın 9’uncu duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam etti.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP milletvekilleri, MYK üyeleri, HDP Ankara İl Örgütü'nden üye ve yöneticilerin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

Sincan Cezaevi'nde rehin tutulan siyasetçiler duruşma salonunda bulunurken, farklı cezaevlerindeki siyasetçiler ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Duruşmaya AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi'nin de katılması dikkat çekti.

Sincan Cezaevinde bulunan Ayla Akat Ata ile Kandıra 1 Nolu Cezaevinde tutulan Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Gülser Yıldırım ile Meryem Adıbelli duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı.

Duruşma salonunda bulunan AKP’lilerin duruşma esnasında salondan görüntü alması ve siyasetçilerin fotoğrafını çekmesi dikkat çekti. Kimlik tespitiyle başlayan duruşma, dün esasa ilişkin savunmasına başlayan önceki dönem MYK üyesi Bülent Parmaksız’ın savunmasıyla devam etti.

Eski Türkiye ile yeni Türkiye’ye dair değerlendirmelerde bulunan Parmaksız, Başak Cengiz'in katledilmesine dikkat çekerek, “Sokak ortasında bir kadın katledildi. Kadın ve iş cinayetleri başa baş gidiyor. İşte yeni Türkiye’nin hali” dedi.

'BİRLİKTE YAŞAMA DÖNÜLECEKTİR'

Parmaksız, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“IŞİD denilen barbar Kobanî’ye saldırıyor, biz de buna karşı Kobanî’ye destek mesajı yayınladık. Davanın özeti budur. Biz de bunun için yargılanıyoruz. Tarih bu yargıyı başka türlü yazacak.

38 canım olsa bu topraklarda yaşayan değerlere verirdim. Şeyh Bedrettin isyanı, Osmanlı’daki isyan ve ayaklanmalar. Çok sayıda eşitlik için ayaklanmalar başlıyor. Bedrettin de bunlardan bir tanesi. Egemen sınıfların kinini farkettim. Bedrettin’in mezar taşını yaparken bile aşağılamışlar. Bizlerin hareketleri onları o kadar rahatsız ediyor ki ‘öbür tarafta’ bile onu en aşağı taşımak istemişler. 1965’e kadar kemikler mezarda bekletiliyor.

Ortadoğu’da gerçekleşen tarihsel direnişler var. Mazdek, Babek, Hasan Sabbah gibi önemli direnişler ve direnişçiler.

İnsanlık birlikte yaşadığı döneme geri dönecektir.

Toplumun sınıflara bölünmesinin temel nedeni kapitalizmdir.

Hem doğayı hem insanı yok eden sisteme karşıyım.

Çevik kuvvetlerin çoğu atanamayan öğretmenler. İnsanlarımız kendi mesleklerini yapamıyor ama bundan daha acısı güvenlik güçlerinin halka karşı bir sopa olarak kullanılmasıdır. Onlar devlete hizmet ettiklerini düşünüyorlar ama onları sahte bir dünyada kandırıyorlar. İşçiyi döven çeviğe sorduğunuz zaman ‘Ben devlete hizmet ediyorum’ der. Kendi çocuklarımız analarını darp ediyor. Hem doğayı hem insanı yok eden sisteme karşıyım. Kapitalizm doğayı ve insanı yok ediyor ve öldürüyor.

Bunlar hem dinin içini boşalttı hem de kültürel değerlerin içini boşalttı.

Bizim derdimiz birlikte üretmek ve paylaşmak.

'MÜCADELELERİMİZ BİRLEŞMELİ'

Kimlik siyasetine karşı değilim. Kürtler yapabilir, kadınlar ve Aleviler de yapabilir, bunu destekliyorum. Aborjinler ve yerli Amerikalılar gibi dünyanın çeşitli yerlerinde bu tür mücadeleler var, bunları da destekliyorum. Emek mücadelesi ile birleşmeli. Sosyalistler genişlikten yanadır. Eğer bu mücadeleler emek siyasetiyle birleşmezse sonuç alınamaz. Toplumsal kurtuluş dediğimiz şey ancak üretim araçlarının kamulaştırılmasıyla olur. Bizim derdimiz birlikte üretmek, paylaşmak. Asıl özgürlük o vakit olacak.”

Parmaksız’ın savunmasının ardından duruşmaya 3 Şubat’a kadar ara verildi.