Kobanê Davası: Sokağa çağırmak meşrudur

Kobanê Davası’nın duruşmasında yapılan savunmalarda, sokağa çağırmanın meşru olduğu belirtildi. 4 isim için tahliye kararı verildi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan eş başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 3’üncü duruşmasının son oturumu Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmayı HDP milletvekillerinin yanı sıra Karadeniz illeri Artvin, Giresun, Samsun, Çorum, Amasya, Rize ve Zonguldak’tan gelen çok sayıda partili izledi.

Duruşmada söz alan dava avukatlarından Kenan Maçoğlu, duruşma savcısının HDP’in kapatılması istemiyle açılan davanın ve KCK yargılamasına yönelik iddianamelerinin de dosyaya istediğini belirtti. Savcının yeni delil arayışında olduğunu kaydeden Maçoğlu, “Savcı HDP’nin kapatma iddianamesini neden istediğini açıklamadı ama açıklama yapması gerekiyor. Bunun dosya ile ne ilgisi var. Anlaşılıyor ki bazı yerlerde kimi hazırlıklar yapılıyor, bunlar savcı beyin kulağına fısıldanıyor ve onun gereğini yerine getiriyor” dedi.

HDP’ye yönelik kapatma davası iddianamesinde yeni bilgilere ulaştıklarını ifade eden Maçoğlu, tanık Kerem Gökalp’in detaylı ifadelerinin Kobanê Davası’nın soruşturma savcısı olan A.A. tarafından kendilerinden gizlendiğini ve bu ifadeleri kapatma iddianamesinde gördüklerini söyledi. “7 yıldır yürütülen ve önünüze getirilen dosya kapsamında alınan ifadeler de bu kapatma iddianamesinde var. Ancak gizlilik kararı olduğu için bizim ulaşamadığımız tanık Kerem Gökalp’in ifadelerinin tamamı kapatma iddianamesinde var" dedi.

Gizlilik kararından dolayı ulaşamadıkları tanık ifadelerinin neden HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianamede yer aldığına ilişkin de Maçoğlu, şunları söyledi: “Savcı bey bunu neden yapıyor? Siz yargılamanın ilerleyen aşamasında hukuka uygun kararları vermeye başladınız devam da edeceksiniz buna belki de ileride AİHM kararını uygulayıp hepsini tahliye edeceksiniz. Ama savcı Erdoğan'ın ‘karşı hamlemizi yaparız’ sözünün hazırlığını yapıyor. Demirtaş ve Yüksekdağ’ı aynı dosyadan 3’üncü kez tutuklamaya hazırlanıyorlar."

Soruşturma savcısı A.A.’nın dosyaya ilişkin ne yapmaya çalıştığını duruşma başından beri avukatlar olarak mahkeme heyetine anlatmaya çalıştıklarını vurgulayan Maçoğlu, “Ama bakın savcı, maalesef Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında doğrudan HDP için görevlendirilmiş. Önünde HDP dışında başka bir dosya yok. Kerem Gökalp’in bizden gizlenen ifadesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı öğrenmiş. Gizlilik kararı olan bir dosyadan öğrenmiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, A.A. ile birlikte çalışıp HDP’yi kapatmaya çalışıyor. Siz mahkeme olarak bu ifadeleri isteseniz dosyada gizlilik kararı var diye göndermezdi ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na vermiş. Bu kumpas davalarının devamı da gelecek. Size önerimiz buna devam etmeyin” dedi.

Duruşmada avukatlar, tutukluluğa dair beyanlarını iletmek üzere söz aldı. Tutuklu siyasetçilerden RTÜK üyesi Ali Ürküt’ün avukatı Erhan Ürküt söz aldı. Dün görülen oturumda söz alan tutuklu siyasetçilerden Nazmi Gür’ün Sincan Cezaevi’nde arama sırasında tacize varan bir muameleye maruz kaldıklarını anlattığını hatırlatan Ürküt, “Sizin bu kötü muameleye müdahale etmemeniz hak ihlalidir. Kötü muamele, işkence insanlık onurunu zedeler. Buradan insan hakları örgütlerini harekete çağırıyorum. Cezaevindeki arama ahlaki boyutu aşmıştır. İki tane zavallı, kendince işgüzarlık yapmıştır. Ama bunun hesabını ağa babalarına soracağım. Suç duyurusunda bulunuyorum” diye belirtti.

Söz alan Gülfer Akkaya’nın avukatı İbrahim Ergün de yargılama boyunca mahkeme heyetini sadece tutuklu siyasetçilere “şöyle düşündünüz mü” diye soru sorabildiğini hatırlattı.

Sebahat Tuncel ve Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü, HDP İzmir il binasına yönelik gerçekleşen saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı andı.

'DENİZ POYRAZ İÇİN DE KOBANÊ İÇİN DE SOKAĞA ÇAĞIRMAK MEŞRUDUR'

Güngördü, “Katilin sosyal medya hesaplarına bakın ‘hepinizi öldüreceğiz’ diye paylaşımlar yapmış. Bir tane soruşturma açılmış mı? Bugün HDP, Kürtler haklılıklarını ölümleriyle ispat etmeye çalışıyorlar yıl olmuş 2021. Bunlar tesadüfi değildir, linç kampanyasının sonucudur. Siz de bu kampanyanın parçasısınız” dedi. Deniz Poyraz'ın katledilmesinden sonra HDP ve birçok kurumun sokağa çıkma çağrısında bulunduğunu sözlerine ekleyen Güngördü, “Çünkü bu yeni bir sürecin başlangıcı olarak görüldü. Deniz Poyraz için sokağa çıkma çağrısı ne kadar meşru ise Kobanê içinde sokağa çıkma çağrısı da o kadar meşrudur. Buradakileri IŞİD katliamına sessiz kalmadıkları için yargılıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Bülent Parmaksız’ın avukatı Gülşen Uzunel söz alarak, soruşturmanın 7 yıldır devam ettiğini ve müvekkilinin 10 aydır tutuklu olduğunu hatırlattı.

Verilen arada, Karadeniz Bölgesi’nden gelenler HDP milletvekillerinin katılımıyla duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, “HDP’ye yönelik Kobanê kumpas davasının bugünkü rengi Karadeniz. Biz HDP olarak Anadolu Mezopotamya coğrafyasındaki tüm renklerin, kültürlerin ve etnik yapıların ortak mücadelesiyle bu ülkenin doğasını, geleceğini, ortak yaşamını birlikte kuracağız" dedi.

Açıklama, “HDP halktır halk burada” sloganları ile sona erdi.

ARA KARAR

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın avukatı Cahit Kırkazak duruşmanın işleyişine dair taleplerini söyledi. Müvekkillerinin kendilerine gönderilen ek klasörleri incelemeleri için bir sonraki duruşmanın Ekim ayına ertelenmesini isteyen Kırkazak, iki haftalık duruşma periyodunun da kötü muameleye dönüştüğünü, bu nedenle periyotların 5 gün ile sınırlandırılması talebinde bulundu.
Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, şu kararları verdi:

"HDP eski Milletvekili ve İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya hakkında ‘adli kontrol şartı’ taleplerinin kaldırılmasına, HDP Mardin eski Milletvekili Gülser Yıldırım hakkında, “konut terk etmeme” yönündeki kararın kaldırılmasına, Ayhan Bilgen hakkında, 2014 tarihinde Adana’da milletvekilli adayı olup olmadığına Kars Cumhuriyet Savcılığına müzakkere yazılmasına, HDP eski MYK üyesi Can Memiş’in baz istasyonlarında “kropların” istenmesine, HDP MYK üyelerinin listesinin istenmesine, resmi twitter hesaplarının tespitine, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, DAİŞ’in eylemlerinin “kronolojik” tarihlerinin bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay’ın paylaşımı ile ilgili Evrensel gazetesinin bir örneğinin istenmesine, dijital materyallerinin incelenmesi ve imajı alınarak sahiplerine verilmesine, Eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’den cep telefonunun Kars Belediyesine ait olup olmadığına, AYM’den kapatma davasının bir örneğinin istenmesine, DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Sibel Akdeniz’in Sincan Kadın Kapalı Cezaevine alınması için müzekkere yazılmasına, HDP eski MYK üyesi Ayşe Yağcı’nın cep telefonunun incelenmesi için Emniyete müzekkere yazılmasına ve “Kandile” gidip gitmediğinin tespitinin istenmesine, Sırrı Süreyya Önder'in vareste tutulma talebinin kabulüne, hukuka aykırı deliller toplanması, HDP eski milletvekili Nazmi Gür’ün şikayetlerinin iletilmesi yönünde Sincan Cezaevine müzakere yazılmasına, tutuklu siyasetçilerin odalarına bilgisayar konulup konulmadığını uygun olup olmadığını sorulmasına, uygun olması halinde gereğinin yapılmasına, HDP genel merkezinde yapılan MYK’ karar defterlerinin istenmesine işlem yapmayanlar hakkında işlem yapılacağı yönünde ihtarının yapılmasına, tutuklu sanıklara SEGBİS kayıtlarının tebliğine, Emniyet GM’ye müzekkere yazılmasına, sahte tutanak tutulduğuna yönelik itirazlara yönelik suç duyurusunda bulunabileceklerine ihtarına, Ahmet Altun’un nasıl atandığına ilişkin HSK’ye sorulmasına, Mecliste grubu bulunan partilere müzakere yazılarak PYD tarafından mailin atılıp atılmadığını tespitine, birleşen dosyalarla ilgili incelenerek gereğinin yapılmasına..."

Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, HDP eski Saymanı Zeki Çelik, HDP eski milletvekilleri İbrahim Binici ve Emine Beyza Üstün ve Emine Ayna için adli kontrol şartı, yurt dışı yasağı, haftada iki gün imza vermeleri şartıyla tahliye kararı verdi.

Duruşma 20 Eylül’e ertelendi.