Konya Katliamı Davası'nın duruşması devam etti

Konya Katliamı failinin, 112’yi arayarak "5 kişiyi daha öldüreceğim" dediği ortaya çıktı.

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları Ailesi'ni katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinden 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Aranın ardından duruşma salonunda bulunan sanık Yahya Çalık’ın ifadesi alındı. 12 Mayıs saldırısının ardından tutuklandığını ifade eden Çalık, fail Mehmet Altun’la katliam öncesi görüşmediğini iddia etti.
Söz alan müşteki avukatı, gözaltına alındığında teslim ettiği telefonun tamirde olan telefon olup olmadığını sordu. Sanık Çalık, “Hayır teslim etmedim. Başka telefonu teslim ettim” dedi. Teslim ettiği telefonun pin kodunun bilinmediğinden açılmadığını belirten avukat, Çalık’a teslim ettiği telefonun pin kodunu sordu. Çalık pin kodunu bilmediğini iddia etti. Olay günü Ayşe Keleş’le neden görüştüğüne dair ise Çalık, “Tarlada çay içtik, kalktık” dedi.
Ardından sanık Ali Çalık ifade verdi. 12 Mayıs saldırısında yer aldığını belirten Çalık, cezaevinde 20 gün yattıktan sonra çıktığını söyledi. Çalık, katliamdan sonra tekrar tutuklandığını ve 94 gün cezaevine kaldığını söyledi.
Katliamın yaşandığı evden silah seslerini duyduktan sonra “olayı bizden bilirler” diye düşünerek hemen kendi evlerine gittiklerini belirten Çalık, kendisinde ateş artığının çıkmasına ilişkin, “Arada av tüfeğini kullanıyordum” iddiasında bulundu.
Sanık Ramazan Çalık ifadesinde, "Olaydan sonra 3 ay tutuklu kaldım. Cezaevindeyken amcamın oğlu Mustafa bana para yatırdı" dedi.
Söz alan müşteki avukatları, sanık Çalık’ın teslim ettiği telefonun kime ait olduğunu sordu. Sanık Çalık, kendisine ait olduğunu söyledi.
Ardından “mahkeme” isimli WhatsApp grubunu kuran ve avukat ile savcıyla görüşmeleri ayarlayan, cezaevine paraları gönderen sanık Ali Keleş’in ifadesi alındı.


'SAVCILAR BİR BİR SERBEST BIRAKTI, ONLAR DA ÖLDÜRDÜ'


Ardından Dedeoğulları Ailesi'nden sağ kalan tek kişi olan Çetin Dedeoğulları konuştu. Dedeoğulları, “Bu işin organize bir suç olduğunu biliyorum. Bu aileler aileme saldırdıklarında öldürme teşebbüsünde bulundular, abim komada kaldı. Kardeşimin kolu kırıldı. Öldürmeyi başaramadılar ama dışarıdan bir bir çıkınca Mehmet Altun’u kiralık katil olarak gönderdiler. İşi organize eden de Ali Keleş’tir. Ben kendisini daha önceden tanımam ama yalan söylüyorlar. Babamın komşusuyla kavgası olabilir ama 12 Mayıs’ta öldürmeye geldiler. Ama savcılar hepsini bir bir serbest bırakınca Mehmet Altun’u tuttular ve öldürdüler” ifadelerini kullandı.
Dedeoğulları, "Mehmet Altun ailem için el kol hareketi yapıldığını söylüyor, göstersin hangi kamerada var. Derslerine iyi çalıştırmışlar. Aileme saldırdılar, hastanelik oldu ailem ama koruma kararını alan karşı taraf. Bu aileler nüfuslu olduğu için karakollarda da tanıdıkları var. Olay 3 aile tarafından organize edildi. Ailemi katlettiler, hepsinden şikayetçiyim" dedi.


'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN SÜREKLİ KÜFÜR EDİYORLARDI'


Katliamda yaşamını yitiren Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Ayfer Karasu konuştu. Karasu, “Kürt olduğumuz için sürekli bize küfür ediliyordu. Hakaret ediyorlardı, tehdit ediyorlardı. Abimin evi yol üzerinde olduğu için  gelen giden onlara küfür ediyordu. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye konuştu. Yaşar Dedeoğullarının abisi Cengiz Rıfatoğlu, “Hepsinden şikayetçiyim” derken, Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Filiz İşke de “Keleş ve Çalık ailesi bir gün ben abimlerdeyken geldiler ve ‘Kürtler sizi buradan göndereceğiz’ diyerek tehdit ettiler. Adalet istiyorum, şikayetçiyim” diye belirtti.
Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Öner Rıfatoğlu, “Hepsi katliamdan geç haberlerinin olduğunu söyledi. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Kurban seçtiler. Yalan konuşuyorlar. Adalet yerini bulamayacak mı? Gereken neyse yapılsın” dedi.


'KATLİAM İKLİMİ...'


Beyanda bulunan Avukat Atila Kart, “Gücünüzü aşan şeylerin farkındayız. Ama burada topluma bir mesaj verilmesi gerekiyor. Herhangi bir adli cinayeti tartışmıyoruz. Türkiye’nin vicdanı olma sorumluluğuyla genel bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Bunu yaparken de bir taraftan maddi gerçeği açığa çıkarma bir yandan da linç kültürüyle yaratılan iklimi anlatmak zorunda kalacağız” dedi. Katliamın insanlığa karşı suç niteliğinde olduğunu söyleyen Kart, “Türkiye’de böyle bir iklim yaratıldı. Dedeoğulları Ailesi 30 yıl önce Kars’tan Konya’ya göç ediyor geleceklerini Konya’da inşa etmek istiyorlar” dedi.
Dedeoğulları’nın bir süre sonra çevreden “Kürt aile” olarak tanımladıklarını bildiklerini ifade eden Kart, “Ama buna dair bir şey yapmıyorlar, art niyet aramıyorlar ve yaşamlarına devam ediyorlar. 20-30 yıl öncesine gitmeye gerek yok. 12 Mayıs’a gidelim. Kasten adam öldürmeye teşebbüs dosyası var 8 ağır ceza mahkemesinde. Oraya dair tutanak var. Bu tutanağa göre mağdur Serpil çığlık üstüne çığlık atıyor. Devletin yetkili kurumlarını arıyor. 22 dakikada 18 kez arıyor. ‘Odunlarla saldırdılar çabuk gelin, yaralılar’ var diyerek çığlık atıyor. Kolluğa verdiği ifadesinde de doğruluyor. Saldırganların isimlerini hangisinin hangi darbeyi vurduğunu aynen anlatıyor. Yoldan geçen biri de aynı şekilde polisi arayarak yardım istiyor" diye belirtti.
Katledilen Serpil Dedeoğulları’nın Türk İçişleri Bakanlığı’na yazdığı mesajı hatırlatan Kart, “Ama bakanlık birşey yapmıyor. Aynı şekilde Yaşar Dedeoğulları da CiMER’e yazıyor ve saldırıya dair fotoğrafları gönderiyor" diye ekledi.
Kart, "Dedeoğulları koruma talebinde bulunuyor ama talepler karşılıksız kalıyor” dedi.
Konya’nın Meram ilçesinde  Diyarbakırlı Hakim Dal’ın katledilmesini de hatırlatan Kart, “Kürt oldukları için saldırıya uğradıklarını anlattı Dal Ailesi. Nefret ikliminin yarattıklarını görüyorsunuz” diye belirtti.


AİLE FERTLERİ YAKA PAÇA DIŞARI ÇIKARILDI!


Katliama dair kamera kayıtlarının olduğunu dile getiren Kart, “Yoksa olay faili meçhule giderdi” dedi.
Avukatın konuşması sırasında Çetin Dedeoğulları ve aile yakınları sanık avukatlarına, “Böyle insanları mı savunuyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Tepki gösteren aile üyeleri polisler tarafından yaka paça dışarı çıkarıldı. Salonda bulunan avukatlar duruma itiraz ederek, “Böyle tepki göstermeleri gayet normal, yaka paça dışarı çıkaramazsınız” dedi.


'FAİLİ 55 KERE ARAMIŞ!'


Duruşmada söz alan dava avukatı Özüm Burgun, soykırım suçlarına dair kanun maddelerine dikkat çekti. Burgun, “Kürt kavramını kullanarak ırkçılık ve ayrımcılık üzerinden söz kuruyor. Hakîm Dal olayı bu katliama zemin sundu. Belki medya belki de verilen diğer kararlarla bu ayrımcılık pekişti. Bu dosya bir soykırım dosyasıdır” dedi.
Çalık ve Keleş ailesinin Dedeoğulları için sürekli “Kürtler” olarak bahsettiğine dikkat çekti. Burgun, “Aynı ay içinde iki katliam yaşandı. Bu dosya bir soykırım dosyasıdır. 112’i arayan herkes ‘Kürtlerin evi yanıyor’ diyor. Kolluk dahi onların evini biliyor. Kademeli bir saldırı var. Özel kast çok net açıktır. Tamamen yok etmek için geliyor” dedi.  Burgun, fail Mehmet Altun'un kullandığı sanal medya hesaplarında kimleri takip ettiğine dair bilgilerin dosyaya alınmasını talep etti.
Ardından Avukat Abdurrahman Karabulut beyanlarda bulundu. Karabulut, “Saldırılar sonrasında koruma talep ettik cevap bile yazmadılar. Bu görevliler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ama başsavcı bana, ‘ben savcımı harcatmam’ dedi. Kimse kusura bakmasın, ben de 7 cenazemi harcatmam” ifadelerini kullandı.
Yaptıkları tutuklama taleplerine hiçbir geri dönüş almadıklarını belirten Karabulut, “Tutuklama talebimize karşı tahliye kararları verildi ve katliam yaşandı. İddianamede bir işiten bağı kurulmamıştır. Örtülü tahliye talebi vardır iddianamede. 22’yi aşkın taleplerim karşılanmadı. 12 Mayıs ve 22 Mayıs’ta yaşanan saldırılarla katliam dosyası arasında fiili bağlantı var. Dosyaların birleştirilmesini ve sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz.
Kimi sanıklardan katliam gecesi alınan örneklerde ateş artığının bulunduğunu hatırlatan Karabulut, “Bundan daha iyi kanıt olur mu” diye sordu.
Karabulut, fail Altun’un çektiği kredilere dair ilgili bankalara sorulmasını talep etti. Karabulut, “Tüm sanıkların sosyal medya yazışmalarını talep ediyoruz. 12 Mayıs saldırısından sonda cezaevinde bulunan tutukluların telefon görüşmelerinin hepsinin getirilmesini istiyoruz” talebinde bulundu.
Avukat Yahya Danışman ise şunları söyledi: “Soruşturma düzensiz hazırlanmış. Ben savcıya, cezaevi konuşmalarının getirilip getirilmediğini sordum, savcı getirildiğini söyledi. Ancak iddianamede yer verilmedi. Telefon görüşmelerinin getirilmesini istiyoruz. Ayşe Keleş olaydan bir saat öncesinde 155’i arıyor 112’yi arıyor. Herhangi bir olay yokken neden aramış? Buna dair savcılık en azından bilgi istenirdi ama yok. Mehmet Altun eşiyle whatsapptan konuştuğunu söylüyor. Altun’un eşi Zehra Altun Altun’u olaydan önce 16.16’da 51 defa aramış. Daha olay yaşanmamış. Aynı anda Ayşe Keleş’i de arıyor. Ayşe Keleş de kollukta kullandığı telefonun numarasını değil oğlunun numarasını göndermiş.”
Fail Altun’un katliam öncesi bir saat oturduğu Kent Plaza’ya dair kamera görüntülerinin eksik toplandığını belirten Danışman, “Tüm kayıtların getirilmesini istiyoruz. Bir diğeri fail Eskişehir en lüks otelde günlüğü 900 lira vererek kalmıştır. Bunun da araştırılmasını istiyoruz” diye belirtti.
Ardından söz alam avukat Özüm Burgun, araştırılmasını istedikleri konulara dair talepte bulundu. Burgun, “Tüm sanıkların kullandıkları telefonların şirketlerinden IP ve protokol numaralarının istenmesini, Mehmet Altun olay sonrası 112’yi aramış ve ‘5 kişiyi daha öldüreceğim’ demiş. Bu görüşmenin hepsinin istenmesine, kaldığı otellere dair kalanlara ilişkin tutulan kayıtların istenmesine, sanıkların cezaevindeki konuşmalarının, ziyaret kayıtlarının tamamının istenmesini” talep etti
Söz alan avukat Ali Bozan da tutuksuz sanıkların tutuklanmasına, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılmak süreciyle tutuklanmalarına karar verilmesini istedi.
Söz alan sanık avukatları ise, araştırılması istenilen hususlara dair taleplerin kabulüne tutuklama ve dosyaların birleştirilmesi yönündeki taleplerin reddedilmesini istedi.
İddia makamı söz aldı. İddia makamı, “Katılan vekillerin birleştirme taleplerinin reddine, tutuklama taleplerinin reddine, Zehra, İsmihan ve İbrahim Altun ile Ahmet Keleş’in yeniden dinlenmesine, sanıklara verilen yurt dışı yasağı şeklindeki adli kontrol kararının devamına, duruşmada hazır bulunmayan Ayşe Keleş, İbrahim Keleş ve Ali Keleş’in bir sonraki celseye zorla getirilmesine, sanık Mehmet Altun’u olay öncesi konakladığı otellere dair gerekli yazışmalar yapılarak yalnız kalıp kalmadığı ve bu sırada başka kişilerle görüşüp görüşmediği hususun sorulması, Altun’un tutukluluk halinin devamına, takipsizlik kararı verilen kişiler için savclığa yazı yazılarak kesinleşip kesinleşmediğinin sorulması, Altun’un telefonun tekrar incelenmesi, dijital materyallerin tekrar incelenmesi, Ayşe Keleş’in olay günü 112 ile yaptığı görüşmelerin istenmesi, sanıkların sosyal medya hesaplarının ayrıntılı incelenmesi için ilgili şirket merkezlerine yazı yazılmasına, sanıkların cezaevinde bulunduğu dönem içerisinde telefon görüşme kayıtlarının istenmesine, Kent Plaza AVM’de bulunan olay gününe ait görüntülerin getirilmesine, sanık Mehmet Altun’un çektiği kredilere ilişkin Deniz Bank ve İş Bankası’na yazı yazılarak kredi sözleşmesinin ve eklerinin asıllarının istenmesine, kredinin ödenip ödenmediğinin sorulmasına, borcun kim tarafından ödendiğinin sorulmasına karar verilmesine” karar verilmesini istedi.
Duruşmaya ara karar verilmesi için 15 dakika ara verildi.