Kuryeler ayakta: Makine değil insanız!

Kargo sektöründe dayatılan sömürüye ve sefalet ücretine karşı ayağa kalkan esnaf ve işçi kuryeler, “Makine değil insanız” diyerek haklarını alana kadar mücadele edeceklerini vurguladılar.

Kargo sektöründe ağır çalışma koşullarına rağmen yapılan düşük zamlara karşı kuryeler ayakta. Siparişleri yetiştirmek için canları pahasına çalışan ve adeta zamanla yarışan esnaf ve işçi kuryelerin sömürüye ve sefalet ücreti dayatmasına karşı mücadelesi dalga dalga yayılıyor. Trendyol emekçilerinin yüzde 11 oranındaki zamma karşı kontak kapatma eylemiyle başlayan ve kazanımla sonuçlanan protestosu domino taşı etkisi yaratarak esnaf ve işçi kuryelerin direnişiyle büyüyor. Direnen HepsiJet emekçileri ve Yemeksepeti işçileri ANF’ye konuştu. 

FACEBOOK’TAN SORU SORDU, SÖZLEŞMESİ FESHEDİLDİ

HepsiJet çalışanı Mert Güner, HepsiBurada firması tarafından yapılan yüzde 1’lik zamma itiraz ettiği için sözleşmesi feshedilen ilk emekçi oldu. Dayatılan bu zam oranı hakkında HepsiJet çalışanları isimli facebook sayfasından soru sorduğu için sözleşmesinin feshedildiğine dikkat çeken Güner, “Facebook sayfasından sadece, ‘Arkadaşlar bu zam oranından mutlu musunuz?’ diye sordum ve bunun üzerine diğer şubelerde çalışanlar benimle iletişime geçti. Aramızda daha istişare yapamadan, yarım saat içerisinde telefonum çaldı, sözleşmemin feshedildiği söylenerek evrak imzalamam için hemen şubeye gelmem istendi. Şubeye gittiğimde sadece ismini duyduğum ama hiç görmediğim bölge müdürü gelmişti. Ona hangi gerekçeyle sözleşmemin feshedildiğini sorduğumda, ‘Sen Türkiye genelinde insanları zehirlemeye çalışıyorsun’ cevabını aldım” dedi.

‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ’ 

HepsiBurada firmasında Eylül ayından beri çalıştığını belirten Güner, iki yıldır kargo sektöründe olmasına rağmen hiç böyle bir uygulamayla karşı karşıya kalmadığını vurguladı. “Bu firmada çalışan hiç kimse halinden memnun değil, herkes patlamaya hazır bomba gibi” diyen Güner, ancak firma yöneticilerinin yukardan bastırması sonucunda çok sayıda çalışanın sindiğini ve mücadeleyi yarıda bıraktığını belirtti. Yüzde 1’lik zammın karşılığının 1 TL olduğuna dikkat çeken Güner, “Zaten komik bir rakamdı, üstüne 1 TL gelince daha da komik bir rakam oldu. Kazançlarımız asgari ücretin bile altında kalıyor. Biz kendi sermayemizle bu işe giriyoruz. Araçlarımız yıpranıyor, biz yıpranıyoruz ama aldığımız rakam asgari ücretin altında kalıyor. Biz aç gözlü değiliz, fazlasında gözümüz yok, sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz” diye konuştu. 

‘ASGARİ ÜCRET BİLE ALAMIYORUZ BU NASIL ORTAKLIK?’

İki senedir HepsiBurada firmasında sözleşmeli olarak çalıştığını anlatan Serkan Yıldız, 2021 yılında enflasyon rakamları açıklandığında Nisan ayında sadece yüzde 8 zam aldıklarını belirtti. Yılbaşında daha fazla zam yapılacağı sözü verilmesine rağmen Ocak ayındaki zamda sadece 3.5’tan 4.5 TL’ye yükseldiğini dile getiren Yıldız, “Matematik hesap ortada, sadece 1 TL’lik zam yapmış oldular ama buna rağmen firma yaptığı açıklamada yüzde 46 oranında zam yaptığını belirtti. Kurulduğumuz günden bu yana yapılan zamları toplasanız zaten yüzde 46 yapmıyor. Bize yapılan zam diğer sektörlerdekinin çok altında. Bize şirkete ortak olduğumuzu söylüyorlar, şirket olarak ciroları ortada ama biz asgari ücret bile alamıyoruz, bu nasıl bir ortaklık? Zaten bütün giderlerimizi aldığımız paradan harcıyoruz. Günde yaklaşık 12 saat sipariş götürüyoruz. Enflasyonun üzerinde hakkımız olan sabit 12.500 artı KDV ve herkese 1 yıllık sözleşme yapılmasını istiyoruz” dedi. 

‘5 DAKİKA GEÇ KALSAK PARAMIZ KESİLİYOR’

Kendilerine dayatılan sefalet ücretine karşı ülkenin dört bir yanında kontak kapatan Yemeksepeti işçilerinden Hilmi Aygen, üç yıldır Yemeksepeti firmasında çalıştığını ancak vasıfsız eleman muamelesi gördüklerini ifade etti. Canlarını ortaya koyup, zamanla yarıştıklarını ve her gün güler yüzle hizmet vermeye çalıştıklarını ifade eden Aygen, bunun karşılığında da haklarını istediklerini vurguladı. Yapılan zammın yeni açıklanan asgari ücrete tekabül ettiğini belirten Aygen, şöyle konuştu: “Biz bordrolu, sigortalı işçiyiz. Bir yıl önce DİSK’e üyeydik ancak iş kolumuzu değiştirerek ve ofis çalışanı olarak göstererek bu hakkımızı da elimizden aldılar. Buna itiraz edenler mobbinge uğradı. Puan sistemine benzer bir şekilde çalışıyoruz. Primlerimize zam yapıp, mesaide kalmaya ve daha çok paket dağıtmaya teşvik ediyorlar. Daha fazla para kazanmak için daha fazla mesai yapıp daha hızlı çalışmamız gerekiyor. Ama bu da yetmiyor. Ayın sonunda ne alacağımızı bilmiyoruz. Net bir rakam yok. Hep bir belirsizlik hakim ve aldığımızla da geçinemiyoruz. Mesela siparişi 5-10 dakika geç götürdüğümüz zaman paramız kesiliyor. Sürekli kesinti yapılıyor. O yüzden bir ay bir ayı tutmuyor. Yani hem 12 saat kesintisiz çalıştırıyorlar, hem de geç kaldığımızda paramızı kesiyorlar. Biz makine değil insanız sonuç itibariyle. Brüt çalışıyoruz ve vergiye göre kesinti yapılıyor. Bir arkadaşımız geçen ay asgari ücretten bile az maaş aldı. Normalde aldığımız ücret asgari ücretin yüzde 20 fazlasıydı. Ama şimdi bunu da vermediler. Her ay maaşımızı eksik yatırıyorlar. Biz de haliyle kontak kapattık.” 

İki çocuğu olduğunu ve çalışmaktan onların büyüdüğünü bile göremediğini ifade eden Aygen, en düşük 5 bin 500 TL maaş artı primlerini istediklerini ve bu taleplerini alıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti. 

TEHİS KURYELERİN HAKLI MÜCADELESİNİ YÜRÜTMEYE TALİP

Esnaf ve işçi kuryelerin direnişine öncülük eden sendikalardan Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Eş Sözcüsü Kubilay Çelik, kargo sektöründe hiç olmadığı kadar büyük bir direnişin baş gösterdiğini vurguladı. Trendyol emekçileriyle başlayan ve kazançla sonuçlanan direnişin önce arabalı sonra da motorlu kuryelere kadar adım adım her yere yayıldığını belirten Çelik, Yemeksepeti kuryelerinin İstanbul başta olmak Türkiye genelinde gasp edilen hakları için ayağa kalktığını vurguladı. Alttan alta bir mayalanmanın söz konusu olduğunu ifade eden Çelik, motokuryelerin şube şube, bölge bölge örgütlendiğini belirtti. 

Esnaf kuryeler ile işçi kuryeler arasında farkı anlatan Çelik, “Esnaf kuryeler şirket ile şirket ilişkisi kuruyor. Yani bir şirket diğer şirkete hizmet sunuyormuş gibi gösteriliyor ama aslı öyle değil. Bu arkadaşlarda sanki onlar patronmuş gibi algı yaratılıyor oysa işçi statüsünde, hatta daha da dezavantajlı koşullarda çalışıyorlar. Paket başına aldıkları ücrete en son 1 TL’lik zam yapıldı. Senelik izinleri yok, izin hakları yok. Kaza geçirdiklerinde bu bir iş kazası değil, trafik kazası sayılıyor. Sendikaya da üye olmadıkları için sorunlarıyla ilgilenen de yok. Aynı zamanda işçi kuryeler iş hukukundan faydalanabiliyorken, esnaf kuryelerin böyle bir hakkı da yok. Bağ-Kur’a kendileri ödeme yapmak zorunda kalıyorlar. Geleceklerini feda ederek yaşamak zorunda kalıyorlar. Biz bu ayrımcılığın tümden ortadan kalkmasını savunuyoruz. Çünkü burada bir sömürü, esnek çalışma söz konusu. O yüzden biz esnaf kuryelerin de işçi sayılması için mücadele ediyoruz. Ama diğer yandan işçi kuryelerin net maaşları asgari ücrettin bile altında kalıyor” dedi.

TEHİS olarak bu işin kalbi olmayı hedeflediklerini vurgulayan Çelik, kurye çalışanların haklı mücadelesini yürütmeye talip olduklarını kaydetti.