Mehmet Öcalan: İmralı kapıları bir an önce açılmalı
Mehmet Öcalan, "Çözümün anahtarı Abdullah Öcalan’dır ve bir an önce İmralı kapıları açılmalıdır. Kürt sorunu çözülürse tüm sorunlar çözülür" dedi.
Mehmet Öcalan, "Çözümün anahtarı Abdullah Öcalan’dır ve bir an önce İmralı kapıları açılmalıdır. Kürt sorunu çözülürse tüm sorunlar çözülür" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 2 yıldır haber alamayan kardeşi Mehmet Öcalan, ANF'ye konuştu.
Mehmet Öcalan, Kürt Halk ÖnderiAbdullah Öcalan için hukuk ve adaletin hiçbir şekilde işlemediğini vurguladı. İmralı’da tecridin geldiği noktayı adlandırmakta artık zorlandığını belirten Mehmet Öcalan, bu tecridin arka planında devletin ve iktidarın Kürt sorununu çözmek istememesinin yattığına işaret etti.
Mehmet Öcalan, “İmralı’da görüşmelere en çok giden kişi olarak şunu söyleyebilirim ki Abdullah Öcalan tam 22 senedir Türkiye’deki Kürt sorununun demokratik bir şekilde çözülmesi için uğraşıyor. Ama devlet de hükümet de bunu istemiyor. Çünkü bu çözümsüzlükten nemalanıyorlar. Bunun üzerinden kendilerini yaşatıyorlar” dedi.
‘CPT İLE GÖRÜŞMEDİYSE BU BİR TEPKİDİR’
Sistematik hale gelen bu hukuksuzluğa en çok da abisinin tepki gösterdiğini vurgulayan Mehmet Öcalan, kendisiyle yaptığı ve yarıda kesilen telefon görüşmesinde bunu açıkça ifade ettiğini belirtti, şunları ekledi:
"Abdullah Öcalan açıkça telefonda, Türkiye’de bir hukuk varsa kendisine de işletilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bana 'buraya seni kim gönderdi' diye sordu. Hukuk çerçevesinde önce avukatlarıyla görüşmesi gerektiğini söyleyerek, ‘Siz de yanlış yapıyorsunuz, devlet de yanlış yapıyor’ dedi. Ben gerekçelerimi anlatırken aniden telefon kesildi.”
Duyumlara göre abisinin CPT ile görüşmediği doğruysa, bunun sistematik hale gelen tecrit politikasına bir tepki olarak okunması gerektiğini dile getiren Mehmet Öcalan, “Abdullah Öcalan CPT ile görüşmediyse bu bir tepkidir ve haklı bir tepkidir. Çünkü İmralı’da uygulanan özel sistemin sorumlularının başında Avrupa, Amerika, dış güçler de vardır” dedi.
‘MUHALEFETİN DE TECRİTTE PAYI VAR’
İmralı’da yaşanan bu hukuksuzlukta ana muhalefetin de payı olduğunu belirten Mehmet Öcalan, “Hak, hukuk, adalet” kavramlarını ağızlarından düşürmeyen ana muhalefetin nedense İmralı’daki bu özel sisteme ilişkin tek bir kelime etmediğini hatırlattı. Sorunun temelinin bu çifte standartta kilitlendiğini ifade ederek, şöyle tepki gösterdi:
“İmralı’da yaklaşık 2 yıldır dört insandan haber alınamıyor. Yasal haklarını kullanamıyorlar. Aileleri ve avukatlarıyla görüşemiyorlar. İş Sayın Öcalan üzerinden polemik ve spekülasyon yapmak olunca konuşan iktidar ve ana muhalefet bu hukuksuzluk karşısında tek kelime etmiyor. Kendine muhalif diyen sözde TV kanalları da bu konuyu gündeme getirmiyor. İşte sorun budur. Bu çirkin bir şeydir, ayıptır.”
Muhalefetin bu konudaki sessizliğiyle iktidara hizmet ettiğini vurgulayan Mehmet Öcalan, ancak ses çıkarılmayan hukuksuzluğun yayılarak her yere sirayet ettiğini söyledi. Kayyum politikasını örnek veren Mehmet Öcalan, yıllar önce HDP’nin belediyelerine kayyum atanmasına ses çıkarmayan, gereken tepkiyi göstermeyen ana muhalefetin bugün İBB’de aynı kayyum tehdidiyle karşı karşıya olduğunu hatırlattı.
‘ÇÖZÜMÜN ANAHTARI ABDULLAH ÖCALAN’DIR!’
Kürt sorununun Türkiye’yi de aştığını söyleyen Mehmet Öcalan, abisinin defalarca, ‘Gelin, aramızda bu sorunu çözelim’ çağrısında bulunduğunu ancak iktidarın buna yanaşmadığını hatırlattı.
İmralı kapılarının bir an önce açılmasını gerektiğinin altını çizen Mehmet Öcalan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt sorunudur. 2023 yılında bu sorun çözülürse hem demokratik hem siyasi hem de ekonomik sorunlar çözülecektir. İmralı kilidi açılırsa Kürt meselesi demokratik bir şekilde çözülür. Bu gerçek hem bugünkü iktidar hem de yarın kendini iktidara taşımak isteyen muhalefet için geçerlidir. Çözümün anahtarı Abdullah Öcalan’dır ve bir an önce İmralı kapıları açılmalıdır.”