Oluç: AKP koşar adım muhalefete hazırlanıyor!

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Tasarruf genelgesinde çoklu maaş alanlar, 5’li çete, iktidar yandaşları da yok" dedi. Oluç, AKP'nin 'koşar adım muhalefete hazırlandığını' söyledi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 
Fiyat İstikrar Komitesi ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurulmasına ilişkin yayımlanan genelgeye değinen Oluç, şunları söyledi:

 
"Bugün ilginç bir gün. Neden derseniz, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Fiyat İstikrar Komitesi ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu oluşturulduğunu öğrendik, bir de tasarruf genelgesinin yayımlandığını öğrendik. Ne oldu? Kaynaklar bitti mi, deniz tükendi mi? Aklınız şimdi mi başınıza geldi? Yıllardır "şatafat ve israf düzenini kurdunuz, ekonomiyi çoklu krize sürüklüyorsunuz" dedik, aklınız şimdi mi başınıza geldi? Şimdi mi fark ettiniz, Fiyat İstikrar Komitesi ve tasarruf genelgesi yayınlıyorsunuz?
AKP, kuyruklara ve karaborsaya yol açan '70’lerdeki Fiyat Kontrol Komitesine dönüyor.
Bunun için ekonomik anlayışı değiştirmek gerekiyor. Yani üretimin artırılması gerekiyor ve üretime dayalı ekonominin hayata geçirilmesi gerekiyor. Siz istediğiniz kadar Fiyat İstikrar Komiteleri kurun, idari ve polisiye önlemler alın ya da bulunduğunuz yerden tehditler savurun ama bunun sonucu ekonomide sizin açınızdan daha zor bir döneme işaret edecektir. Gelelim bu genelge meselesine, tasarruf genelgesine.
Kaç yıldır büyük bir israf ve şatafat ekonomisi ve düzeni üzerine yükseliyorsunuz diye anlatıyorduk, fakat anlaşılmıyordu. Aslında şimdi bu tasarruf genelgesinin yayılması demek, konkordatonun ilanı demektir. İflasa doğru hızlı bir gidiş vardır, belki iflas edilmiştir de bu daha tam açıklanmıyordur.
Erdoğan’ın sarayları tasarruf genelgesinde yok: Bu sistem her gün zarar ziyan demektir.
Tasarruf genelgesinde çoklu maaş alanlar, 5’li çete, iktidar yandaşları da yok.
Halkın alın terini yandaşlarınıza akıttığınız sürece tasarruf gerçekleşmez.
Bu halk kendisinden alınanları mutlaka hukuk yoluyla geri alacak."

 

'ERDOĞAN BİR KISMININ HIRSIZ OLDUĞUNU İTİRAF EDİYOR'


Oluç, şu değerlendirmeleri de yaptı:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün AKP grup toplantısında muhalefeti kast ederek 'Bunlara göre herkes yolsuzluk yapmaktadır; herkes hırsız, herkes uyuşturucu kaçakçısı, herkes banka soyguncusu, herkes satılmış, herkes kötüdür' diyor. Hayır, muhalefet bunu herkes için söylemiyor ki, muhalefet bunu iktidarın içinde odaklanmış çevreler için söylüyor. İktidardan nemalanan çevreler için söylüyor. İktidardan hukuksuz ve haksız yere nemalanan çevreler için söylüyor. Yani hakikaten yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüz harcamalar yapanlar ve hakikaten uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar için söylüyor. Zaten AKP Genel Başkanı Erdoğan bu sözleriyle demek istiyor ki, 'herkes değil bir kısmımız.' Yani ikrar! Bir kısmımız demek istiyor. Biz de diyoruz ki, kimse o bir kısmı, sayıları önemli değil, o kişilerin hukuk önünde yargılanması ve hesap vermesi gerekiyor. Bir şey daha görüyoruz epey zamandır, bugünkü grup toplantısında AKP Genel Başkanı üslubu ve tarzı ile bunu bir kez daha gösterdi. AKP aslında koşar adım muhalefete hazırlanıyor. Bugünkü grup toplantısı da açıkça bunu gösterdi. Bütün grup toplantısında muhalefetin nasıl yanlış yapıldığını anlattı. Doğru muhalefeti kendilerinden bekleyeceğiz artık.


AKP Türkiye demek değildir; Türkiye’nin bir parçasısınız ama tamamı değilsiniz."


'YARGI ÇÜRÜME İÇİNDE'


OIuö, "Yargı paketinde yer alan cinsel istismarda somut delil aranması şartı vardı. Bunun çıkması mı gündemde, çıkarılması için özel bir düzenleme mi söz konusu" sorusunu da şöyle yanıtladı:


"Yargı paketi henüz gelmedi. Bunu eleştirdik, eleştirmeye devam edeceğiz. Somut delil meselesinin aslında çocuk istismarının önünü açacak, kolaylaştıracak, çocuk istismarında bulunmuş olanların salınmasını sağlayacak, tutuksuz yargılanmasını sağlayacak bir düzenleme olacağı yönünde ciddi eleştirilerimiz var. Genel Kurula geldiğinde de bunu konuşmaya devam edeceğiz. Bunun vahim bir konu olduğunu düşünüyoruz. Hele hele yargının bu kadar çürüme yaşadığı, yargıda tuzun koktuğu böylesi bir dönemde bu tür düzenlemelerin hukuk açısından, demokrasi açısından ciddi bir darbe olacağını düşünüyoruz. "