Oluç: Yıkımın bu seviyede olmasının sorumlusu iktidar

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, depremin büyük yıkıma dönüşmesinin sorumlusunun iktidar olduğunu belirtti, OHAL'in yıkımı artıracağını vurguladı.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, depremden etkilenen 10 ilde OHAL ilan edilmesine ilişkin kararın görüşülmesi üzerine Genel Kurulda konuştu.

Oluç'un konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

"Üzüntümüz ve acımız büyük, ama öfkemiz de büyük. Fakat öfkeyle değil akılla konuşacağız. Bakın deprem deyince 5 kavramdan söz etmek istiyorum. Tedbir, hazırlık, zamanında müdahale, yurttaş dayanışması ve yerel yönetimler… Tek tek değerlendirelim.  Depremler olur, şiddetli de olabilir. Depremlerde yıkılmayacak binalar yapmak tedbirdir. Var mı? Yok. Devletin görevi binaların uygunluğunu ve yerini kontrol etmek ve ona göre ruhsat vermek veya vermemektir. Yeterince ve doğru yapılıyor mu bu görev? Hayır. Deprem olduğunda yaraları sarmak için hazırlıklı olmak gerekir. Yeterli hazırlık var mı? Yok. AFAD yetersiz. Ayrılan bütçe komik. Hem eleman hem ekipman eksik. Tablo apaçık ortada. Biraz sonra sayılarla bunu tekrarlayacağım.

Bu yetersizliğin yarattığı en önemli sonuç da zamanında müdahale edilmemesinin yarattığı ağır insanlık trajedisidir.

İBB verilerine göre İstanbul’da toplam 1,5 milyon bina bulunmaktadır. Olası bir depremde yıkılacağı tahmin edilen bina sayısı en iyimser beklenti ile 190 bin civarındadır. Bugün deprem bölgesinde yıkılmış olan bina sayısı resmî açıklamaya göre 6 bin 444’tür. Felaketi düşünebiliyor musunuz?

Pek çok önerge verdik Bakanlıklara, en son Hatay Milletvekilimiz Tülay Hatimoğulları, Hatay ile ilgili soru önergesi verdi. 2022 yılının aralık ayında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından cevap geldi mi? Hayır. Ciddiye bile almadı.

Devletin '99’dan bu yana yeterli bir hazırlığı olmadığı acılarla birlikte defalarca ve şimdi bir kez daha ortaya çıktı.

(...) Riskli bina oranı %80. Hatay çoktan terk edilmiş bu iktidar tarafından.  Sonuç bugün görüldü.

Selde, orman yangınlarında gördük, yurttaş çaresizliğe sürüklendi. Yurttaşa yardımcısı olması gereken sosyal devlet, halktan IBAN’la para toplayan devlete dönüştü.

İktidar o kadar merkeziyetçi bir anlayışa sahip ki sivil alanı teşvik edeceğine her şeyi merkeze toplamaya çalışıyor. Sivil alanı güçsüzleştirip merkezi güçlendirmek bunun bir yansımasıdır.

Geç kalma sonucu binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Sorunlu bir iktidarın zihniyetidir.

Her felakette gördüğümüz tablo şudur. Organizasyon ya yoktur ya da yetersizdir. Koordinasyon ya yoktur ya da yetersizdir! 10 ili etkileyen Maraş depreminde de organizasyonsuzlukla, koordinasyonsuzlukla karşı karşıyayız. Çünkü yeterli tedbir alınmıyor. Ön çalışma yetersiz. En başta alınması gereken tedbirler günler sonra alınmaktadır. İşte bu yaklaşım, öngörüsüzlüğün, tedbirsizliğin ve organizasyonsuzluğun sonucudur. Arama kurtarma çalışmalarına katılan AFAD personeli sayısında da tablonun ne olduğu belli değildir.

OHAL'İN SONUÇLARI NE OLACAK?

Gelelim OHAL meselesine. Bu iktidarın elinde yeterince yetki yok mu? Var. Afet bölgesi ilan edildi o bölgede yapılması gerekenlerle ilgili yeterince yetkiniz yok mu? Var. Peki OHAL’i niye istiyorsunuz. İnsan soruyor. Neden OHAL’e ihtiyaç var. Çünkü 2016’da ilan edilen OHAL’de yaşananlar nedeniyle bunu soruyoruz. OHAL makamlarının yetkisinin genişletilmesi sonucunu yaratıyor. İktidarın önceki pratiklerine bakarsak bunun afet yönetimi değil tam tersine böylesi bir dönemde halkı baskılamak basını susturmak muhalefeti engellemek gibi sonuçlar çıkaracağı kuvvetle muhtemeldir. 2016 sonrasında yaşananlar bunu göstermiştir. Ayrıca basiretli bir yönetimin Afet yönetimi için OHAL’e de ihtiyacı yoktur.

Çok değil 2016 yılını hatırlayalım. Birbirini takip eden fazlaca hukuksuz uygulamalar devreye sokuldu. Anayasa Mahkemesi de OHAL KHK’larını incelemeyeceğine hükmetti. Tüm bu sebeplerle ilan edilen OHAL’in iktidarın elinde neye dönebileceğini madde madde söylemeye çalışalım.

• OHAL bahanesiyle birbirini takip eden hukuksuz uygulamalar devreye koyulabilir.

• OHAL ilan gerekçesiyle bağdaşmayan kısıtlama kararları alınabilir.

• OHAL ile ilgisi olmayan ve olağan yasalarla düzenlenmesi gereken konuları düzenleyen ve dolayısıyla yasama yetkisinin devri niteliğini taşıyan KHK’lar çıkarılabilir.

• Genel, soyut ve kişilik dışı kurallar içermeyen, kişiselleştirilmiş cezalandırma niteliğinde olan ve bu nedenle yargı yetkisinin devri niteliğini taşıyan KHK’ler çıkarılabilir.  

• Bir OHAL KHK’sinin taşıması gereken niteliklere haiz olmayan KHK’leri yasa haline getirilebilir.

Tüm bu saydıklarımız ihtimal dahilindedir ve OHAL’in uzatılma ihtimali de vardır."