PKK: Komplonun 25’inci yılını özgürlük devrimi yılı haline getirelim

"Halkımızı ve dostlarımızı komploya karşı 25’inci yıl mücadelesinin özelliklerini ve hedeflerini doğru anlamaya ve bu yılı Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde büyük bir özgürlük devrimi yılı haline getirmeye çağırıyoruz.”

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat Uluslararası Komplosunun yıldönümü nedeniyle PKK Yürütme Komitesi yazılı bir açıklama yayınlandı. Komite açıklamasında Mereş merkezli depreme atıfta bulunularak “Tarihi 15 Şubat komplosunun ve komploya karşı mücadelenin 25’inci yıla girişini, Hareket ve halk olarak Maraş merkezli büyük depremin ağır etkisi altında yaşıyoruz. Çifte felâket acılarımızı daha da büyütüyor. Bir yandan deprem felâketinin yol açtığı yaraları hafifletmek, diğer yandan 25’inci yılda uluslararası komployu tümden yenmek için seferber oluyoruz.  İki felâketin sonuçlarını da beynimizde ve yüreğimizde derinden hissediyor ve her ikisinin de birbiriyle bağını kurarak özgürlük mücadelemizi bu temelde geliştiriyoruz. Kürt soykırım günü, kara günü olan 15 Şubat komplosunu bu temelde yeneceğimize ve doğal afetlerin yıkıcı etkisini en aza indirebileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullanıldı.

Komite açıklamasında devamla şunlar belirtildi:

Bu temelde depremden zarar gören halkımızın, Türkiye ve Suriye halklarının acısını bir kez daha paylaşırken, 24’üncü yıldönümünde tarihi 15 Şubat komplosunu kınıyor ve komploya karşı tarihi İmralı direnişini ve Önder Apo’yu saygıyla selamlıyoruz. Önder Apo etrafında ateşten barikat oluşturan ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ fedai direnişinin kahraman şehitlerini, direnişi başlatan Halit Oral ve Aynur Artan yoldaşlar şahsında saygı ve minnetle anıyoruz. Komploya karşı mücadelenin 25’inci yılında özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkese üstün başarılar diliyoruz. 25’inci yılda İmralı tecrit ve soykırım duvarlarını paramparça ederek Önder Apo’yu fiziki özgürlüğüne kavuşturacağımızı belirtiyoruz.

24 YILDIR ÖNDERLİK VE MÜCADELEMİZ SOYKIRIMCI SALDIRIYA DİRENİYOR

Çok iyi biliyoruz ki, 9 Ekim 1998 tarihinde başlatılan uluslararası komplo Önder Apo’nun imhasını ve bu temelde PKK’yi tasfiye ederek Kürt soykırımını tamamlamayı amaçlıyordu. Bu temelde Kürt soykırım zihniyet ve siyasetinin imha ve tasfiye amaçlı bir saldırısıydı. Bu çerçevede Kürt soykırımını öngören küresel kapitalist modernite sisteminin, bu sisteme öncülük eden ABD, İngiltere ve İsrail’in planlayıp hayata geçirdiği bir saldırıydı. Önder Apo şahsında özgür Kürt varlığı ve Kürt özgürlük hareketi imha edilerek, Kürt soykırımı tamamlanmak istenmişti. Yoksa Önder Apo ile bu güçler arasında başka herhangi bir sorun yoktu. Sadece Kürt soykırımını tamamlamak için bu saldırıyı düzenlediler ve özgür Kürt varlığına ağır zararlar verdiler. Umarız komplonun 25’inci yılına girerken söz konusu güçler Kürt karşıtı ve soykırımcı siyasetlerini yeniden gözden geçirirler ve Kürt halkına verdikleri zararı telafi etme yolunu seçerler.

Çok açık ki 9 Ekim komplosu bir günlük imha planıydı ve Önder Apo tarafından boşa çıkartılarak 25 yıla yayıldı. İlk planları başarısız kılınınca, uluslararası komplo güçleri peş peşe yeni planlar denediler ve 15 Şubat komplosunu planlayarak Önder Apo’nun idamını öngördüler. O da boşa çıkartılınca, bu sefer İmralı işkence ve tecrit sistemi içinde çürütme politikasını öngördüler. İşte tam 24 yıldır böyle bir politika yürütülüyor. Önder Apo, tek kişilik hücrede çalışamaz ve düşünemez kılınarak ve mutlak iletişimsizlik uygulanarak tasfiye edilmek isteniyor. Ecevit hükümetiyle başarılamayan bu amaç, Tayyip Erdoğan hükümetleriyle ve AKP-MHP faşizmi eliyle başarılmaya çalışılıyor. İmralı mutlak tecridi altındaki topyekûn saldırı tüm zindanlara, Kürt halkına, Türkiye halklarına, kadınlara ve gençlere, Kürdistan’ın diğer parçalarına ve yurtdışına yayılarak, PKK’nin ve gerillanın imhası hedeflenerek başarılmak isteniyor.

İşte tam 24 yıldır Önder Apo, Hareket ve halk olarak böyle topyekûn faşist, sömürgeci ve soykırımcı bir saldırıya karşı direniyoruz. Çeyrek asırlık bu zorlu ve tarihi direniş Kürt halkını bilinçli ve örgütlü hale getirdiği gibi, Kürt özgürlük mücadelesini de tüm dünya halkları, kadınları ve geçleri tarafından tanınır kıldı. Kürt gerillasının ve halkının büyük direnişi, bu temelde gelişen Rojava Özgürlük Devrimi tüm ezilenler ve insanlık için yeni bir kurtuluş umudu yarattı.

DİRENİŞİN MİMARI ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN’DIR

Hiç kuşkusuz çeyrek asırlık bu büyük ve tarihi direnişin mimarı ve yaratıcısı Önder Abdullah Öcalan oldu. Önder Apo, böyle bir mücadele içinde gerçekleştirdiği zihniyet ve vicdan devrimiyle yeni bir paradigmaya ulaştı ve böylece tüm ezilenlerin kurtuluş yolunu açtı. Kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik toplum paradigmasıyla iktidarcı ve devletçi sistemden koparak, özgür birey ve demokratik komüne dayalı yeni bir yaşam sistemini ortaya çıkardı. Tanımladığı demokratik ulus ve demokratik konfederalizm anlayışı ile tüm yaşanan toplumsal sorunlara çözüm yolunu gösterdi. Böylece Önderliksel gerçeğini ulusal ve bölgesel düzeyi aşarak küresel düzeye ulaştırdı. Artık Önder Apo tüm ezilenlere önderlik ediyor ve kurtuluş yolunu gösteriyor; tüm ezilenlerin ve halkların önderi oluyor.

Şüphesiz böyle bir mücadelede Önder Apo’ya en büyük desteği kahraman gerilla güçlerimiz verdi. Yıllardır on binlerce şehit vererek yürüttüğü fedai direnişi Önder Apo’nun güvenliğini ve etkinliğini sağladı. Özellikle son yıllarda Medya Savunma Alanlarında geliştirilen büyük direniş, en son Zap, Avaşin ve Metina alanlarında yoğunlaşan ve AKP-MHP faşizmine geçit vermeyen tarihi direniş, AKP-MHP faşizminin saldırılarını kırarak, komplonun yenilenen tüm planlarını bozdu. Kuşkusuz böylesi bir gerilla direnişine en büyük katkıyı da ‘Jin Jîyan Azadi’ şiarıyla dört parça Kürdistan’dan tüm Ortadoğu’ya ve dünyaya yayılan kadın direnişi ve özgürlük devrimi yaptı. Yine kadın ve gençlik öncülüğünde dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında kesintisiz mücadele eden Kürt halkının ve dostlarının direnişi yaptı. İşte çeyrek asırlık komplocu saldırılar böyle amansız ve anlamlı bir direnişle boşa çıkartıldı ve tüm komplocu planlar bir bir bozuldu.

AKP-MHP FAŞİZMİ İÇİN YOLUN SONUNA GELİNDİ

Şimdi söz konusu komplocu saldırı İmralı işkence ve soykırım sisteminde tecrit ağırlaştırılarak ve bunu uygulayan AKP-MHP faşist diktatörlüğü ayakta tutularak sürdürülmek isteniyor. Komplocu güçler, Kürt soykırım zihniyet ve siyasetini bu temelde hayata geçirmek istiyor. Bunun için AKP-MHP faşizmi çok yönlü desteklendiği gibi, mevcut deprem felâketinden bile bu yönlü yararlanma çabasına daha şimdiden girdiği gözleniyor.

Fakat nafile! Uluslararası komplo için de AKP-MHP faşizmi için de artık yolun sonuna gelinmiştir. Hatta yüz yıllık Kürt soykırım zihniyeti ve siyaseti için de yolun sonuna gelinmiştir. Komploya karşı 25’inci yıl mücadelesi tüm bunları sona erdirecek güçte olacaktır. AKP-MHP faşizmini ne NATO-Rus ve ne de KDP desteği ayakta tutamayacaktır. Faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetin ömrünü uzatmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Ne tapındığı teknik güç ve ne de deprem gibi afetlerden yararlanma çabası AKP-MHP faşizmini kurtaramayacaktır.

Gerçekten de uluslararası komplo ve komploya karşı mücadelenin 25’inci yılı Kürdistan ve Türkiye’de çok önemli siyasal gelişmelere gebe görünmektedir. Çok açık ki, sadece sekiz yıllık ‘Çöktürme planı’ ve 25 yıllık uluslararası komplo değil, yüzyıllık Kürt soykırım sistemini değişime uğratan gelişmeler yaşanabilecektir. Çünkü bütün bunların hepsi AKP-MHP faşist diktatörlüğünde birleşmiş ve söz konusu faşist diktatörlük de yıkımın eşiğine gelmiştir. Türkiye’deki seçim ve yönetim değişikliği konusu işte böyle bir olay durumundadır. Böyle bir değişimi engellemeye ve AKP-MHP faşizmini iktidarda tutmaya da ne yeni savaş senaryoları ve ne de deprem nedeniyle ilan edilen olağanüstü hal senaryoları yeterli olabilir.

İşte komploya karşı 25’inci yıl mücadelesi böyle bir mücadeledir. Bu yıl mücadelesini önceki yıllarla karıştırmamak gerekir. Önceki yılların mücadelesi evrimsel gelişme yarattı, 25’inci yıl mücadelesi devrimsel gelişmeye yol açacaktır. Artık zamanı gelmiştir, İmralı işkence ve soykırım sistemi parçalanacak ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanacaktır. Artık AKP-MHP faşizmi yıkılacak ve ‘Özgür Kürdistan-Demokratik Türkiye’nin yolu açılacaktır. Artık İmralı tecrit ve işkence sistemiyle ve AKP-MHP faşizmiyle birlikte yaşanmayacaktır.

O halde tüm yurtsever halkımız ve devrimci-demokratik dostlarımız 25’inci yıl mücadelesinin bu özelliklerini ve hedeflerini iyi bilmeli ve her alandaki mücadeleyi buna göre geliştirmelidir. Her türlü gerilla ve halk direnişi, hukuki ve siyasi mücadele, propaganda ve sanat faaliyeti bu karakterde ve amaç temelinde olmalıdır. AKP-MHP faşizmi yıkılarak, onun şahsında uluslararası komploya ve ona temel teşkil eden soykırımcı zihniyet ve siyasete son verilmelidir. Komploya karşı 25’inci yıl mücadelesi halkımızı ve insanlığı yeni bir aydınlığa taşımalıdır.

Bunlar temelinde, uluslararası komployu bir kez daha lanetliyor, komploya karşı direnişin kahraman şehitlerini bir kez daha saygıyla anıyor, halkımızı ve dostlarımızı komploya karşı 25’inci yıl mücadelesinin özelliklerini ve hedeflerini doğru anlamaya ve bu yılı Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde büyük bir özgürlük devrimi yılı haline getirmeye çağırıyoruz!”