Serxwebun ‘Tecridi de Katliamları da, Saltanatınızı da Direnişle Yıkacağız’ manşetiyle çıktı

Serxwebun gazetesinin 493’üncü sayısı “2023'de Tecridi de Katliamları da, Saltanatınızı da Direnişle Yıkacağız” manşetiyle çıktı.

Serxwebun 493 Ocak ayı sayısında Rêber Apo'nun ‘Demokratik Moderniteyi Yeniden İnşa ve Entellektüel Görevleri’ başlıklı değerlendirmesine yer verdi. Rêber Apo yaptığı değerlendirmede Demokratik Modernite birimlerinin yeniden inşa çalışmalarında Entelektüel ve bilimsel çalışmaların katkısına değiniyor. Bu bağlamda da Entelektüel ve bilimsel faaliyetler için on maddelik önermede bulunuyor. Rêber Apo, “Kaybettirilen değerleri yeniden kazanmak için devrimsel nitelikte entelektüel ve bilimsel üretim demokratik modernitenin inşasında en çok ihtiyaç duyulan desteği oluşturacaktır. Olmazsa olmaz kabilinden bu ihtiyacı karşılamak için entelektüel görevlerimiz üzerinde yoğunlaşmamız, çözümleme ve çözme çabalarımızı yoğunlaştırmamız her zamankinden daha fazla hayati önem taşımaktadır” diyor.

KADIN ÖNCÜLERİNE SALDIRI

Gazetenin bu ayki sayısı yine birçok konuyu sayfalarına taşıdı. Siyasal sürece ilişkin KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “2023 Yılı, Türkiye ve Ortadoğu'da Demokratik Değişim Yılı Olacaktır” başlıklı yazısında;  Önder Apo üzerindeki mutlak tecridi değerlendirirken,  Türk devleti Kürt soykırımını kendisinin varlık nedeni olarak gördüğünü ve bu yüzden soykırımın en yoğunlaşmış biçimi İmralı’da uygulandığını bu uygulamayı kabullenmeyen Bubo (Veysi) Taş ve Mehmet Akar'ın tecride karşı geliştirdikleri eylemler ile Türkiye'nin gündeminde olan Seçimler, HDP'nin kapatılması, hazine yardımının dondurulması, ittifaklar, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına nasıl yakalışdığı konularını ele almış. Cemil Bayık yazısında “Soykırımcı sömürgecilik özellikle kendi soykırım politikası için çok tehlikeli gördüğü kadın öncülerine saldırmaktadır. Nagihan Akarsel yoldaşın Süleymaniye’de katledilmesinin ardından Paris’te Evîn Goyî yoldaş ve 2 değerli yurtseverin katledilmesi Kürt halkını soykırıma uğratma saldırısı olmaktadır. Rêber Apo, Sara yoldaş katledildiğinde ikinci Dersim soykırımı olarak tanımlamıştı. 2. Paris Katliamı da böyle bir saldırıdır” belirlemesinde bulunuyor.

RÊBER APO İNSANLIĞIN KURTULUŞUDUR

PAJK Koordinasyonu ise “Rêber Apo İnsanlığın Kurtuluşudur, Özgürlüğü Kadınların Özgürlüğüdür” başlıklı yazısında “Kadınlar başat hedeftir, saldırılarının odağındadır. Soylu’nun PKK’yi kadın hareketi olarak tanımlamasının altında yatan bu gerçekliktir. Bunu fark eden düşman, kadın öncülerini, örgütlülüğünü ortadan kaldırarak Önderliği zayıflatmayı hedeflemektedir” tespitinde bulunuyor.

SARA YOLDAŞIN HAKİKATİNE YÜZ SÜRMEK

Dilzar Dilok ise “Sara Yoldaşın Hakikatine Yüz Sürmek” başlıklı yazısında “Bugün dağlarda, Onun yaptığı tartışmalar sonrası günlük yazmaya başlamış ya da sigarayı bırakmış yüzlerce yoldaş var. Sara arkadaşa bir saygı ya da minnet değil mesele. Sara yoldaşın hakikatine yüz sürmüş, Onun hakikat damarından beslenmiş, Onun tanrısal güzelliğine ibadet etmiş, ondan öğrenmiş yoldaşlar. Ve bu yoldaşlar şimdi mücadelemizin öncüleri tabi. Her biri bir dağ başında, bir vadinin yamacında, bir tepenin fark edilemeyecek kadar ustaca yapılmış kamuflajlı arazisinde, mevzide, yolda, pusuda inatla, inançla ve özgür yaşam aşkıyla savaşıyor” diyor.

Sakine Cansız (Sara) ile Amed Zindanında omuz omuza direniş mevzisinin ön saflarında yer almış, ortak mücadele alanlarında kavgayı güzelleştirmiş mücadele arkadaşı Fuat Kav, 21013 yılında Paris katliamında şehit düşen  “Üç Özgür Kadın” Rojbin, Ronahi ve Sara üzerine yazdığı şiir de bu sayıda yer alıyor.

APOCU ZİHNİYETİ DOĞRU KAVRAMAK

Serxwebûn gazetesinin yazarlarından PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan ise, “Apocu Doğrularda Birleşip Demokratik Modernite Devrimini Zafere Taşıyalım” başlığıyla yayınlanan yazısında Önder Apo'nun  Önderliksel doğuş süreçlerini ve Önderliğin kendisini örgüt ve eyleme dönüştürme süreçlerinin gelişimine ilişkin yazısına yer vermiş.

PKK Merkez Komite Üyesi Cemal Şerik'in “PKK'nin Mücadele Tarihi, Sorunların Çözüm Anahtarıdır” başlıklı yazısında, Önderlik ve Apocu hareketin ortaya çıkışı ile çıkıştan günümüze kadroların nasıl  şekillendiğini değerlendiren yazısı da yer alıyor.

KENDİ ASKERLERİNİ YAKAN ORDU

Medya Savunma Alanları'dan yazan Pirdoğan Kemal ise “Türk Ordusunun Geri Çekilmesini Doğru Okumak” başlıklı yazısında “Büyük bir hazırlıkla Avaşîn, Zap ve Metîna alanlarına yönelik başlatılan kapsamlı işgal harekatı ile ordunun yerle yeksan olan prestijini kurtarmak ve gerilla güçlerinin topyekün imhası hedeflendi. Bu alanlarda açığa çıkan yeni mücadele düzeyi ordunun daha önce yaşamadığı bir durum yarattı. Tünel savaşlarının fedailik düzeyi ile birlikte yürütülmesi ordunun felç olmasına neden oldu” diyen Pirdoğan, yazısında; yere göğe sığdırılamayan Türk ordusu askerlerinin cenazesini yakacak düzeye geldiğini belirtiyor.

AKP-MHP FAŞİST İKTİDARIN TARİKAT POLİTİKASI

Cihan Eren ise bu sayıda AKP-MHP iktidarının tarikat ve cemaatlere suç işleme özgürlüğü tanıdığını kaleme almış. Cihan Eren, “Altı yaşında kızını satan baba İslam'ın birinci halifesi Ebubekir’i, kızı satın alan da peygamber sünnetini taklit ettiğini varsayabilir. Devlet bakanları da iktidarları için “bir kereden bir şey çıkmaz” ya da “bu olayı iki yıldır biliyoruz, denetimimizdedir” demekte sakınca görmeyebilirler. Toplumsal ahlakta çökme, çürüme ortaya çıkınca her türlü kötülük yaşanabilir” diyor.

Xebat Andok ise 2022 yılında Katar'da oynanan Dünya Kupası'nı ve ulus devletlerin futbol politikalarını kaleme alan yazısı ile 1978 Yılında Halkın Kurtuluşu örgütü tarafından şehit edilen Mahir Can hakkında anı yazısı yer alıyor