'Tecrit AKP ve uluslararası güçlerin aldığı ortak bir karar'

Tecridin bir insanlık suçu olduğunu belirten İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, Öcalan’a uygulanan tecridin, iktidar ve uluslararası güçlerin ortak aldığı bir karar olduğunu söyledi.

İnsan Hakları Derneği Van Şube Başkanı Murat Melet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin katmerleşerek devam ettiğini söyledi. Tecridin sıradan alınmış bir karar olmadığını kaydeden Melet, tecrit kararının İmralı Cezaevi yönetiminin veya Adalet Bakanlığının tek başına alabileceği bir karar olmadığını dile getirdi.

Tecrit kararının hem siyasal iktidar hem de uluslararası güçlerin ortak aldığı bir karar olduğunu ifade eden Melet, "Çünkü bu sefer ki tecrit ve bu tecrit koşullarının bu kadar ağırlaştırılması, ailesi ve avukatlarıyla uzun süredir görüştürülmemesi sıradan bir durum değildir. Bu tecrit diğer tecrit dönemlerine de hiç benzemiyor" dedi.

‘BU DEFAKİ TECRİT ÇOK FARKLI’

Bugüne kadar defalarca sayın Öcalan üzerine buna benzer tecrit durumlarının geliştiğini söyleyen Melet, "Bu defaki tecrit çok farklıdır. Birincisi, tecrit içinde bir tecrit gerçekliği var. Uzun bir süredir görüştürülmüyor. Daha önce OHAL bahane ediliyordu fakat son yapılan açıklamalar disiplin cezalarına dayandırılıyor. Şimdi şunu çok iyi biliyoruz, disiplin cezalarının aslında tecride neden olabilecek durumlar gerektirdiği çok anlaşılır değildir, böyle olmayacağını da tahmin edebiliyoruz.

Şimdi ikinci şeyde çifte standart uygulaması var. Diğer tutuklu ve hükümlülere uygulanan koşulların aynısı dahi uygulanmıyor. Böylesi bir durumda aslında Sayın Öcalan ile avukatları, ailesi ve Sayın Öcalan’ın fikirlerine ihtiyacı olanların arasına bir kopukluk, mesafe konulmaya çalışılıyor. Bu durum Ortadoğu’da son dönemlerde gelişen, gelişmeleri de bu konuda etki ettiğini düşünüyoruz. Çünkü Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Lozan Anlaşması 100. yılına doğru giderken, yeni düşüncelere ve yeni fikirlere ihtiyaç vardır. Bu temelde bir engelleme durumu söz konusudur" şeklinde konuştu.

'TECRİTTE ISRAR ETMEK, SAVAŞTA ISRAR ETMEKTİR'

Tecridin hiçbir tutuklu ve hükümlüye uygulamaması gerektiğine dikkat çeken Melet, tecridin bir insanlık suçu olduğunu ve bunu defalarca söylemelerine rağmen hala tecridin ısrarla devam ettirildiğini vurguladı. "2013 ile 2015 yılları arasında devam eden barış müzakereleri ve diyaloğunda Sayın Öcalan önemli taraflardan biri olduğunu ve barış görüşmelerinin başlamasına vesile oldu" diyen Melet, tecritte ısrar etmenin aslında bir nevi savaşta ısrar etmek olduğunu söyledi.

Türkiye’deki ekonomik krize dikkat çeken Melet devamla şunları belirtti: "Kriz ve kaos ortamında Öcalan’la yapılabilecek görüşmeler, hem bu kriz ve kaosun sona erdirilmesine ve Türkiye’nin demokratikleşmesine hem de Türkiye’ye bir an önce barışın gelmesine büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

 

'CPT’NİN SESSİZ KALMASI ANLAŞILIR BİR DURUM DEĞİL'

İnsan Hakları savunucuları olarak her zaman barıştan yana olduklarını dile getiren Melet, "Hiçbir savaşın Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya demokrasiyi getirmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Daha fazla insan hakkı ihlalleri yaşanmaması ve barış ortamının bir an önce gerçekleşmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması elzemdir, aynı zamanda görüşmelerin bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kürt Halk Önderi Öcalan'a uygulanan tecrit karşısında dünya kamuoyunun sessizliğine de tepki gösteren Melet şöyle konuştu: "Dünya kamuoyunun bu kadar sessiz kalması, CPT’nin yaptığı görüşmeyi bile kamuoyuna rahat bir şekilde açıklamaması ve halan CPT’nin bu konuda sessiz kalması, uluslararası insan hakları kuruluşlarının ya da bu temelde hukuksal çalışmalar yürüten kurum ve kuruluşların sessiz kalması anlaşılır bir durum değil. Bu anlamda tüm uluslararası yapılara, kurumlara ve insan hakları kurumlarına bir çağrımız var. Tecridin bir an önce sonlandırılması ve derhal Türkiye’de müzakere sürecine geçilmesini istiyoruz."