Temelli: AKP savaş siyaseti ekonomik çöküş getirdi

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, AKP'nin savaş siyaseti yürüterek ekonomiyi çöküşe sürüklediğine dikkat çekti. Kürdistan'daki yangınlara seyirci kalınmasına tepki gösteren Temelli, yerel seçimlerde ise kayyumları söküp atacaklarını söyledi.

Mezopotamya Ajanası (MA)'ya konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, uzun süredir Türkiye'nin, dış politikasında eksen kayması yaşadığını ifade etti.

'SURİYE'DE KÜRDE DÜŞMANLIKLA KAZANMAK İSTİYORLAR'

Türk Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, sürekli dillendirdiği "dış güçler" ile en barışık kişi olduğunu söyleyen Temelli, şöyle konuştu: "Kendisi de bir Suriye için dış güç olma peşinde. Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde Suriye’ye müdahale alt emperyal heveslerin hayata geçirilmesi doğrultusundaydı. Suriye pazarını kontrol etmek, Suriye’yi yeniden inşa etmek gibi önlerine hedefler koydular. Ve bu dış politika sonucunda da bugün hâlâ içine sürüklendiğimiz büyük bir savaş girdabından çıkamaz haldeyiz" dedi.

Minbic ve Efrîn saldırılarına da dikkat çeken Temelli, "Bu, Türkiye’de iktidarın ayakta kalmasına yönelik bir düşmanlık ve düşmanlaştırıcı siyasetin yansımasıdır. Kime düşmanlık? Kürde düşmanlık. Kimle bu siyaseti sürdürecek? Milliyetçi hezeyanları yükseltip Türk-Kürt ayrımı üzerinden insanları ayrıştıracak ve bu ayrışan iklimde kendi iktidarını bunun üzerine oturtarak yoluna devam edecek" diye konuştu.

Şengal'deki katlam ve Zeki Şengali'nin katledilmesine de değinen Temelli, bunun da AKP'nin 'dış politikası'nın sonucu olduğunu ve bu politikanın bozulması gerektiğini kaydetti.

'SAVAŞA SON VERMEK İÇİN TÜM HALKLAR YAN YANA GELMELİ'

AKP rejiminin, Kandil'i hedef alarak toplumu geren, ayrıştıran bir siyaset yürüttüğüne de dikkat çekerek, "Kandil bu anlamda her dönem önümüze çıkıyor. Bakın, Mardin - Diyarbakır yolu üzerinde kuleler kuruyorlar. Dersim’i, Cudi’yi yakıyorlar. Hep savaş politikası. Çünkü savaş politikaları ile ayakta duruyor bu iktidar. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan vazgeçmek aslında savaş politikalarının gerekçesi" dedi.

Savaşa son vermenin Kürt halkının mücadelesiyle bir noktaya kadar başarılı olabileceğini ama daha çok bütün Türkiye halklarının bu konuda yan yana gelmesi gerektiğini söyleyen Temelli, "Bu ülkenin halkları savaşa karşı itirazını yükseltmeli. Çünkü, savaş herkesin evinin içinde. Ekmeğini çalarken, işinden ederken bu savaş var. Bunu hissetmeli, bunu fark etmeli ve itirazını tam buradan söylemeli" diye ekledi.

'SÜRECİ BİTİRİP EKONOMİK ÇÖKÜŞE SÜRÜKLEDİLER'

AKP'nin, Dolmabahçe Mutabakatı'nı yırtarak ekonomiyi de çöküşe sürüklediğine vurgu yapan Temelli, son günlerde Kürdistan'da çıkarılan yangınlara da HDP dışında ses çıkaranın olmamasına tepki gösterdi. Temelli, "HDP bileşenleri dışında hiçbir kesim ‘Ya bu benim de doğamdır, benim de vatanımdır’ demiyor. Altında yatan işte bu nefret, düşmanlıktır" dedi.

Temelli, sadece savaş politikalarının ekonomik çöküntüyü getirmediğini, bunun yanı sıra AKP'nin kendi kitlesini konsolide etmek için sağ popülizm denilen politikaları sürdürmek için yaptığı harcamaların da çöküşte payı olduğunu dile getirdi. Temelli, AKP'nin yatırımlarını beton ve silaha yaptığını söyledi.

'BİRBİRİMİZE DEĞİL, İKTİDARA YÜKLENELİM'

Temelli, "Toplumsal muhalefet olsun, demokratik kamuoyu olsun, topyekun Türkiye halkları olsun hep sesini birbirine karşı yükseltiyor. Bu da iktidarın istediği bir şey. HDP’yi düşmanlaştırmak, Kürt halkını düşmanlaştırmak, devrimcileri, barış ve demokrasi mücadelesi verenleri düşmanlaştırmak ve bunun üzerinden gerilim atmosferinde insanları karşı karşıya getirerek bir ilizyon yaratıyor. O zaman iktidar buradan aldığı güçle ayakta kalabiliyor.

(...) HDP önümüzdeki dönem bir kez daha toplumsal muhalefetin, tüm halkların ortak sesi olarak Kürt halkının mücadelesinden aldığı güçle parlamentoda, sokakta, evde, iş yerinde neredeyse bu sesi yükseltecek. Herkesi bu dayanışmaya, bu direnişe bu örgütlenmeye davet edecek."

'KAYYUMLARI BU COĞRAFYADAN ATACAĞIZ'

Yerel seçimlere ilişkin de konuşan Temelli, işgal edilen belediyelerdeki kayyum zihniyetine son vereceklerini, seçimlerin uzun soluklu mücadele uğrakları olduğunu, 24 Haziran’da barajı yıktıkları gibi kayyumları da coğrafyadan söküp atacaklarını söyledi.