Uğur Tekstil işçileri: Yine kandırıldık

Sendikalı oldukları için işten atılan Urfalı Uğur Tekstil işçilerine ‘işe alınacaksınız’ denildi fakat söz yine yerine getirilmedi. Hem patrona hem de sendikaya tepki gösteren işçiler, “Patron patronluğunu yapıyor ama DİSK/Tekstil çok yanlış yaptı" dedi.

Urfa’da 2021 yılının ağustos ayında DİSK/Tekstil’e örgütlenen Uğur Tekstil işçileri, patronun baskısı ile karşılaşmış, sendikadan geri adım atmadıkları için usulsüz şekilde, süreli işçilere uygulanan maddelerle işten çıkarılmıştı. Hatta patron Hayri Uğur 300 işçiyi işten atıp fabrikayı da kapatmıştı.

İşçiler Kasım 2021’de direnişe geçti ve IndustriALL Küresel Sendika ile Zara markasının da girişimiyle fabrika yeniden açıldı. Bu defa ise DİSK/Tekstil yönetimi işçilerin onayını almadan patron ile sözleşme imzalayıp o dönem sendikanın Antep bölge temsilcisi olan Mehmet Türkmen’i de görevden aldı. Buna itiraz eden 97 işçi yeniden işten çıkarıldı.

YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ

İşten çıkarılan 97 işçi uzun süre devam eden hem hukuk mücadelesi hem de eylemler neticesinde yeniden işe alınacaktı. Fakat patron açılan davadan feragat edilip öyle işe alınmalarını dayattı. Bu dayatmaya süreç boyunca işçilerin eleştirilenin hedefi olan DİSK/Tekstil yönetimi de katıldı. Öyle ki sendika başkan vekili Mehmet Ali Başak, işçilerin fabrikaya karşı açtığı davada patronun şahidi olarak kayıtlara geçti. İşçilerin bir kısmı Mart 2022’de ekonomik baskıya dayanamayıp ve de adların kara listeye alınmasıyla iş bulamamaktan dolayı işe geri döndü. Bir kısmı ise davadan feragat etseler bile işe alınacaklarına dair teminat ve haklarını istemeye devam etti. Bu çerçevede ilk eylemlerini Adana’daki Zara mağazası önünde yapma çağrısında bulundular. Fakat bu eylem henüz gerçekleşmeden IndustriALL Küresel Sendika, işçilerin taleplerinin kabul edildiğini kendilerine iletti ve işçiler eylemi sonlandırdı.

Bu süreçte üzücü bir olay da gerçekleşti. Uğur Tekstil’den atılan ve işçilerin “adlarımız Urfa Organize Sanayi’de kara listeye alındı, tekstilde iş bulamıyoruz” dedikleri mesele yüzünden inşaatta çalışan, üç çocuk babası, 29 yaşındaki Sedat Aslan çatıdan düşerek hayatını kaybetti.

Uzun süredir devam eden ve yılan hikayesine dönen mesele burada da bitmedi. İşçiler 1 Nisan Cuma günü fabrikaya gittiklerinde patron kendilerine yeniden önce davadan feragat edin dayatması yaptı. Şimdi işçi patron Hayri Uğur’un evinin önü başta olmak üzere Zara mağazaları önünde eylem yapmaya hazırlanıyor ve destek bekliyor.

YİNE DÖNDÜK BAŞA

Uğur Tekstil işçisi olan Suphi, durumu ANF’ye anlatırken son kazanımda bile meselenin en başa döndüğünü ifade ediyor: “Adana'daki Zara mağazasının önünde basın açıklaması yapılacaktı. Basın açıklaması yapmak için otogarda yola koyulduğumuzda bize küresel sendikadan bir cevap geldi. Markayla küresel sendikanın garantörlüğünde taleplerimizin kabul edildiğini bize söylediler. Bunun üzerine tabii fikir alışverişi yaptık arkadaşlarla. Basın açıklamasının seyrini değiştirdik. Hatta taleplerimizin kabul edildiğini oradan duyurduk. Patron ayın birinde bizi işyerine davet etmişti. İş yerine gittik. Geriye kalan 31 kişi halihazırda bekliyordu. Avukat ile görüştüler ve ilk önce davadan feragat etmeleri gerekiyor dendi. Yani döndük dolaştık en başa geri geldik. En başta da biz davalarımızdan feragat edersek eğer işbaşı yapabileceğimizi söylemişlerdi. Ama garanti vermiyorlardı. Mahkeme masraflarının bize kalmayacağını, geriye dönük ödemenin yapılacağını hatta ve daha önemlisi işbaşı yapabileceğimizin garantisini bize kimse vermiyordu ki. En azından bir taahhütname ya da bir protokol imzalayalım dedik ama yine kandırıldık.”

İÇERİDEKİ İŞÇİLERE BASKI YAPILIYOR

Tekstil işçisi Suphi, açmış oldukları davalarda patronun yanında tanıklık eden, Mehmet Ali Başak’ı örnek göstererek eylem yapmaktan başka çarelerinin kalmadığını söylüyor.

Suphi, ayrıca DİSK/Tekstil’in Mart ayında işe geri dönen işçilerle yaptığı basın açıklamasında ise kendilerini hedef gösterdiğini anlatıyor: “Mehmet Ali Başak, DİSK/Tekstil’in başkan vekili ve bizim fabrikaya açtığomız davalarda patronun şahitliğini yaptı. Daha ne denilebilir ki? Bir işçi sendikadan onu korumasını bekler ama burada tam tersi oldu. Sendika bizi asi olarak göstermeye çalıştı son açıklamalarda. Ki bu öyle bir basın açıklaması ki patronların dilinde yazılmış olduğu apaçık ortada. Başkan vekilinin eline tutuşturmuşlar, okutturuyorlar. Bizim içeride hala samimi olduğumuz arkadaşlarımız var. Onları şu şekilde tehdit ediyorlar: ‘Eğer ki bu basın açıklamasını yapmazsanız fabrika kapanır. Fabrikayı kapatırız siz işsiz kalırsınız.’ İşçi de mecburiyetten dolayı o basın toplantısına çıkmak zorunda kaldı.

Direnmekten başka yapacak başka bir şeyimiz kalmadı. Gidelim başka bir fabrikada işe başlayalım desek, o da artık kalmadı. Her yere isim listesi dağıtılmış. Kalkıp memleketi mi terk edelim? Mecbur direneceğiz. Açıkladığımız eylem planına uyacağız. Bir de şunu söylemek lazım patron patronluğunu yapıyor, ona bir şey demiyoruz ama DİSK /Tekstil sendikası çok yanlış yaptı.”