Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde giderek artan hak ihlallerinin son bulması için siyasi tutsakların yaptığı dönüşümlü ve süresiz açlık grevi 138. gününde. Açlık grevini takip eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Destina Yıldız ANF'ye konuştu.

Marmara bölgesi hapishanelerindeki durumu müvekkilleri üzerinden takip ettiklerini belirten Yıldız, hapishanelerde beş kişiyle başlayan dönüşümlü ve süresiz açlık grevlerinin sağlık sorunları göz önünde bulundurularak ikişerli ve üçerli olarak devam ettiğini aktardı. Dönüşümlü olduğu için sürekli aynı kişilerin tekrar, tekrar 5 günlük açlık grevine girmek zorunda kaldığını belirten Yıldız, bu durumun da uzun vadede tutsakların sağlığını etkilediğini söyledi. Yıldız, şu anda ciddi bir sağlık sorunu olmadığını ancak açlık grevinde olan müvekkillerinin arasında 2018-2019 yıllarında da uzun süreli açlık grevi yapanlar olduğunu; bunun da ileriki dönemlerde sıkıntılara neden olabileceği uyarısında bulundu.

TALEP 4 DAKİKALIK TELEFON GÖRÜŞMESİYLE GEÇİŞTİRİLEMEZ

Açlık grevi gerekçe gösterilerek tutsaklara her 5’er gün için ayrı disiplin cezaları verildiğine dikkat çeken Yıldız, cezaların giderek katlandığını ve ileride hücre cezalarına dönüşebileceğini söyledi. Tutsakların taleplerinin meşru ve karşılanabilir olduğunu; devletin kendi kanunlarına uymasını ve İmralı’da aile ve avukat görüşleri yapılmasını istediklerini hatırlatan Yıldız, kamuoyunun bir an önce bu taleplere ses vermesi gerektiğini kaydetti. Tutsakların talebinin 4 dakikalık bir telefon görüşmesiyle geçiştirilemeyeceğini vurgulayan Yıldız, "Mahpusların talebi net; avukat ve aile görüşlerinin düzenli ve hukuka uygun yapılmasını istiyorlar. Bu talep 4 dakikalık ve usule aykırı yaptırılan bir telefon görüşmesi değil" dedi.

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

Yıldız, doğrudan hukuktan kaynaklanan avukat ve aile görüş hakkının uygulanması için tutsakların açlık grevine girmek zorunda kalmasının ülkede süregelen hukuksuzluğun açık resmi olduğunu kaydetti. Tutsakların son çare olarak bedenlerini açlığa yatırmak zorunda kaldığını vurgulayan Yıldız, duyarlılık çağrısı yaparak, "Siyasetçiler ve sivil toplum örgütleri, ‘Biz nerede yanlış yapıyoruz ki mahpuslar açlık grevine varan eylemler yapmak zorunda kalıyorlar’ diye kendilerine sormalı. Bu açıdan kamuoyunun, sivil toplum örgütlerinin ve siyasetçilerin üzerine düşeni yapıp, bu konuda bir çaba sarf etmesi lazım. Çünkü bu süreç çok belirsiz; açlık grevleri dönüşümlü olarak devam ediyor olabilir ama ucu açık bir durum. Daha geç olmadan taleplerin kabul edilmesi için bir adım atılmalı" ifadelerini kullandı.