GÖRÜNTÜLÜ

Canpolat: Barışı savunanlar mitinge katılmalı

Amed’de 13 Ekim’deki mitinge yüz binlerce kişinin katılıp ‘tecride hayır’ demesini beklediklerini belirten TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, “Demokrasi ve barışı savunan herke katılmalı” dedi.

İMRALI TECRİDİ

TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, kötüye giden sürece itirazların artması gerektiğini vurgulayarak, şunun altını çizdi: “Güçlü bir karşı çıkış olursa bu gidişatı durdurabiliriz. Sesimiz birleşmediği sürece kötü gidişatın içinde hepimiz kaybolup gideceğiz.”

ANF’ye konuşan Amed TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, İmralı’da derin bir tecrit uygulandığını belirterek, “Tecritle bağlantılı olarak Kürdistan ve Türkiye’nin durumu da iyi değil. Siyasi bir tıkanma ve ahlaki çöküş var. Ekonomik kriz derinleşiyor. Tüm bu sorunların ortadan kalkmasının ve tıkanmanın aşılmasının tek yolu, İmralı kapılarının açılmasıdır. Tecridin sonlandırılmasını ve fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istiyoruz. 2013’te olduğu gibi yeniden diyalog sürecinin başlaması gerektiğini savunuyoruz. Ayakları daha sağlam bir masa kurulması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

GÖRÜŞLERİ TÜM HALKLAR İÇİN ÇÖZÜMDÜR

Devam eden 3. Dünya Savaşı’na işaret eden Canpolat, şunları söyledi: “Bu savaş Ortadoğu’ya yayılacak. Biz de bu savaşı topraklarımızdan, halkımızdan ve tüm Ortadoğu halklarından uzak tutmak istiyoruz. Bunun çözümü İmralı’dadır. Sayın Öcalan’ın görüşleri ve önerileri, sadece Kürtleri değil tüm halkları ve ülkeleri kapsayan, her topluma ön açıcı olacak düzeydedir.”

DEMOKRASİ VE BARIŞI SAVUNANLAR MİTİNGE GELSİN

Tecrit gündemiyle 13 Ekim’de Amed’de büyük bir miting organize edildiğini ve mitingin çalışmalarının her kentte yürütüldüğünü hatırlatan Canpolat, “O gün orada yüz binlerce kişi toplanmak ve hep birlikte tecride bir kez daha net bir şekilde hayır demek istiyoruz. Tecride karşı özgürlüğü haykırmalıyız. Demokrasiyi, barışı, birliği savunan herkes mitinge katılmalıdır. Topyekun bir kötüye gitme durumuyla karşı karşıyayız. Özel savaş politikaları tüm Kürdistan’a yayılmış durumda. Bunlardan arınmanın ve bu politikaları geri tepecek mücadelenin hattını en iyi çizebilecek olan kişi Sayın Öcalan’dır” şeklinde konuştu. 

BU GİDİŞATI DURDURABİLİRİZ

Kötüye giden sürece itirazların artması gerektiğini vurgulayan Canpolat, şöyle devam etti: “İnanıyoruz ki, güçlü bir karşı çıkış olursa bu gidişatı durdurabiliriz. Sesimiz birleşmediği sürece, o kötü gidişatın içinde hepimiz kaybolup gideceğiz. 80’lerden bu yana zindanlarda işkence ve baskı devam ediyor. Hasta tutsaklar rehin tutuluyor, koğuşlar basılıyor, özel eşyalara el konuluyor, tutsakların temel hakları olan sağlık ve beslenme hakkı ihlal ediliyor, aileleriyle görüşmeleri kısıtlanıyor, keyfi sebeplerle verilen hücre cezalarıyla zindan içinde zindan yaşatılıyor. 500’e yakın ağır hasta tutsak var cezaevlerinde. Aralarında durumu ciddi boyutta olan, bir saniye bile kaybedilmeden tahliye edilmesi gerekenler var. Hükümet, tahliyeleri erteleyerek, cezalarını uzatarak bu süreci işkence yöntemi, intikam aracı olarak kullanıyor. ATK raporlarına rağmen tahliye edilmiyorlar. Tedavileri düzenli yapılmıyor, zaten cezaevi şartlarında hiçbir tedavi başarılı olmayacaktır. Söylemesi zor olsa da bir çok arkadaşımız sayılı günlerini yaşıyor ve bu günlerini dışarıda, aileleriyle sevdikleriyle geçirsinler istiyoruz. Maalesef bu sağlanmıyor. Herkesin bu konuda duyarlı olmasını ve hasta tutsaklar için sesini yükseltmesini istiyoruz.”