GÖRÜNTÜLÜ

Akat: AKP/Saray özünde kadın özgürlüğünü hedef alıyor

Türkiye'de AKP/Saray güdümünde özgürlük ve demokrasiye karşı hayata geçirilen ve özünde kadın özgürlük mücadelesini hedef alan politikalara ilişin KJA Başkanı Ayla Akat Ata ajansımıza konuştu.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde AKP tarafından tüm ülkede demokrasiye ve özgürlüklere karşı hayata geçirilen antidemokratik politikalar, toplumun tüm kesimlerini hedef almaya devam ediyor. AKP/Saray tarafından özellikle hedef alınan ve boğmaya çalışılan kadın özgürlük mücadelesi de bunların başında geliyor. Kongreya Jinen Azad (KJA) Sözcüsü Ayla Akat Ata, AKP ve Saray tarafından baskı ile sindirme politikaları ile yok edilmeye çalışılan kadın özgürlüğüne dönük ANF'ye konuştu.

'ÖZDE KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ HEDEF ALINIYOR'

Türkiye'de ciddi bir şekilde özgürlük ve demokrasi karşıtlığı üzerinden hükümetini var eden ve halen hükümetini işlevsel kılan bir AKP anlayışı olduğunu söyleyen Akat, parlamento içerisindeki gündemin dokunulmazlıklar olabileceğini, ancak Türkiye gündeminin demokrasi ve özgürlük olduğunu vurguladı. Dokunulmazlıklar bunun sadece bir yansıması ve bir parçasıdır olduğunu kaydeden Akat, bugün halen sokağa çıkma yasaklarının devam ettiğini, verilen savaş kararının devam ettiğini, barışın en büyük muhatabı olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin sürdüğünü, Türkiye halklarının düşünce ve ifade özgürlüğü açısından büyük bir tehdit altında olduğunu, basın özgürlüğünün kısıtlandığını ve bunların hepsinin devam ettiğini dile getirdi. Tüm bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini ifade eden Akat, "Özüne baktığımızda bugün yaşamış olduğumuz bu anti-demokratik olan demokrasi karşıtı süreç, özünde kadın özgürlüğünü hedef almaktadır. Hükümetin ve ilgili çevrelerin, yine sayın cumhurbaşkanının yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda direkt kadın özgürlüğünün hedef alındığını bizler görmekteyiz. Kadının bedeni, kimliği üzerinden siyaset yapmak bir tarafa, aynı zamanda kadını eve hapseden bir politikayı güncel kılmak, bunu örgütlemek ve bürokrasi içerisinde çıkarılan yasalar ile birlikte var kılmak hükümetin temel görevi olarak kadınlara yansımıştır. Biz bugün büyük mücadeleyi kadın özgürlüğü ve demokrasi karşıtı güce karşı vermekteyiz. Vermeye de devam edeceğiz" dedi.

'NEYE HAYIR DEDEĞİMİZİ KAMUOYUYLA PAYLAŞARAK ÖRGÜTLEYECEĞİZ'

AKP ve Saray'ın antidemokratik uygulamalarına karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından tüm yapıların bileşenleriyle birlikte geçtiğimiz günlerde Ankara'da bir araya gelinerek yayımlanan ortak deklarasyonu hatırlatan Akat, DTK ve HDK eş başkanlarının Türkiye'deki demokrasi, değişim ve var olan sisteme karşı olan gücün hangi bileşenlerden oluştuğunu ortaya koyan bir deklarasyon olduğunu ve burada çözüm için ortaya konulan taleplerin olduğunu söyledi. Deklarasyonun temelinde "dokunulmazlıkların" olduğunu ifade eden Akat, ancak deklarasyonun özü itibariyle bir "hayır" kampanyası olduğunu belirterek, "Dabeye hayırı içeren, şiddete, savaşa, dokunulmazlıkların kaldırılmasına, gözaltı ve tutuklamalar ile sokağa çıkma yasaklarına hayır diyen bir gerçeği içerisinde barındıran bir deklarasyondu. Biz kadınlar da KJA olarak bu çalışmanın bir parçasıyız. Neye hayır dediğimizi kamuoyuna deklere edecek ve kamuoyuyla paylaşarak örgütleyecek, eylem gücü haline getirecek bir çalışmayı da önümüzdeki günlerde programımızı kamuoyuyla paylaşacağız" ifadelerini kullandı.

'KADIN SİSTEMİ DEĞİŞTİREN-DÖNÜŞTÜREN GÜÇ OLARAK MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEK'

"Sokağa çıkma yasakları"na ve AKP'nin çıkarmış olduğu anti-demokrasi yasalara bakıldığında özde kadını hedef alan ve halen yaşanmakta olan savaş ele alındığında kadını ve kadın özgürlüğünü hedef alan bir sürecin içerisinde olunduğunu dile getiren Akat, tüm kuşatılmışlık ve anti-demokratik düzen karşısında kadının sistemin dışında, sistemi değiştiren ve dönüştüren güç olarak mücadelesini devam ettireceğinin altını çizdi. KJA'nın kendisini kongre olarak ilan ettiği ilk gün itibariyle çatısı altına buluşan tüm kadınlar ile birlikte sistemi değiştirme ve dönüştürme programını açığa çıkardığını söyleyen Akat, KJA'nın bu programını da yasal zeminde statüsünü elde ettiğini belirterek, çözüm gücü olarak başta Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü olmak üzere toplumsal tüm sorunların çözüm gücü olarak kadın iradesini ortaya koyduğunu kaydetti.

Akat, "Şimdi bu kadın iradesine ve çözüm iradesine yönelik ciddi bir saldırının başladığını görüyoruz. Kendimizi kongre olarak ilan ettiğimiz ilk günden beri bu kuşatılmışlık hali içerisinde KJA'nın tüm üyeleri, yürütmesi, yönetimi hedef alınmıştır. Bugün Türkiye'nin batısından doğusuna kadar Kürdistan'dan Türkiye'nin tüm metropollerine kadar KJA'nın tüm üyelerine yönelik ciddi bir tutuklama ve gözaltı furyası var. YDG-H, YPJ ve KCK üyeleri oldukları iddiasıyla tutuklanan üyelerimizin dosyalarına bakıldığında hiçbirinin hukuki mesnedinin olmadığı bir gerçeklik ile yüzleşiyoruz. Ama KJA üzerinden kamuoyuna bu tür haberler servis edilerek, KJA hedef alınıyor ve bu tür haberler ile KJA illegalize, terörize ve kriminalize edilmeye çalışıyor" diye kaydetti.

'BİZ DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM GÜCÜYÜZ'

Akat, sistematik olarak KJA'ya dönük geliştirilen bu politikalar ile özde kadının özgürlük iradesinin kriminalize ve terörize edilmeye çalışıldığını söyledi. Devletin ve egemen sistemin çizmiş olduğu dört duvar arasındaki kadının, duvarları yıkarak mevcut sistemin taşlarını yerinden salladığını gören egemen iktidarın kadını tekrardan dört duvar arasına hapsetmeye çalıştığını dile getiren Akat, şöyle devam etti: "Biz savaşın kararının da hangi koşullarda verildiğini, ne amaçla verildiğini çok doğru tespit ediyoruz ve savaşın en çok etkileneni olarak buna karşı mücadele ediyor. Bir çözüm gücü olarak da kendimizi ortaya koyuyoruz. Buda devlet ve egemen iktidar tarafından hem ret ediliyor hem kabul edilmiyor hem de bir tehdit olarak algılıyor. Çünkü bizim devletin ve egemen iktidarın var olan maskesini erkek egemen sistemin kadın karşıtı ve kadın düşmanı yüzünü deşifre edebileceğimizi ve bu sistemi değiştirebileceğimizi biliyorlar. Bu sistemi dönüştürebileceğimizi çok net gördüler.

Çünkü biz 40 yıllık bir mirasa sahibiz. 90'lı yılların başından itibaren de var olan kadının kendini legal alanda ifade etme, örgütleme, sivil toplumdan tutalım sokaktaki kadına kadar hitap etme ve sokaktaki kadının çözüm iradesini açığa çıkarabileceği, meclislerini inşaa etmeye kadar. Bu noktadaki kararlılığımız devletin, bizim hangi ölçülerde değişim-dönüşüm gücü olabildiğimizi görme düzeyini açığa çıkarmıştır. Bu bir gerçektir. Biz değişim ve dönüşüm gücüyüz ve sürecin en dinamik yapısıyız. Buda tehdit olarak algılanıyor ve KJA üyeleri, kamuoyuna illegal bir şekilde lanse ediliyor. Bu şekilde kamuoyu algısı yaratılıyor. Bu algı da yönetiliyor. KJA üzerindeki devletin koymuş olduğu o hukuk sınırları içerisinde çizmeye çalıştığı sınırlar KJA'nın faaliyeti, iddiası ve tüzüğü göz önüne alındığında ortaya çıkan meşrutiyet karşısında aciz kalıyor."

'KADINLAR ÖZGÜN-ÖZERK ÖRGÜTLENMEDİKLERİ SÜRECE, MEVCUT SİSTEM İÇERİSİNE BAŞARI ŞANSLARI YOK'

KJA'nın yıllardır kendisini var eden bir kadın mücadelesi ve direnişi üzerinden örgütlendiğini söyleyen Akat, "Bugün KJA'nın Türkiye'deki mevcut sistemdeki demokrasi güçlerinin yapamadığı kadar bir değişim-dönüşüm gücü var. Bunu da ortaya koymuştur. Bundan sonrada bu süreç devam edecektir. Kendisini aralıksız ve kesintisiz bir şekilde devam ettirecektir. Bu nedenledir ki gözaltılar, tutuklamalar, hatta katletmeler ile kadın bir şekilde dört duvar arasına hapsedilmeye, özgürlük iddiasından düşürme arayışları devam edecektir. Bunun karşısında KJA olarak bizler bir çözümün en büyük muhatabı olarak gördüğümüz Önderliğimiz, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için bugüne kadar var olduğu gibi bugünden sonrada alanlarda örgütlenerek, bu sürecin tamamlanıncaya kadar mücadelecisi olacağız. KJA'lı kadınlar tüm Türkiye, Ortadoğu'ya ve dünyaya şunu gösterdiler. Kadınlar özgün özerk örgütlenmedikleri sürece, mevcut sistem içerisine başarı şansları yoktu. Emekten-basına, basından kültür alanına kadar tüm yaşamın ve yaşama nüfuz eden tüm alanlarda örgütlülüğü sağlayamayacaklardı. Bu özgür-özerk örgütlenme, bu özyönetim iddiası, bu Türkiye'de bir değişim-dönüşüm modeli olarak sunulan demokratik özerkliğin en büyük savunucusu olmak gerçeği kadını, biz mücadeleyi yükselttikçe karşımızda bu anti-demokratik sisteminde kadına karşı şiddetini, kadına karşı yok sayma pratiğini, politikasını muhtemelen büyütecektir. Ama bunun karşısında bizim açımızdan dün olduğu gibi bugünde mücadeleyi ve direnişi büyütmek ve ortaya koymuş olduğumuz taleplerin sonuna kadar, gerçekleşinceye kadar en büyük savunucu ve gerçekleştiricisi olma noktasındaki kararlılığı ortaya koymaktır" dedi.

'KJA OLARAK MÜCADELEYİ BÜYÜTME KARARLILIĞINDAYIZ'

Bugün KJA olarak bu kararlılığın tam da içerisinde en büyük sonuç alacak günlerinde gördüklerini söyleyen Akat, şunları dile getirdi: "Türkiye, Ortadoğu ve dünya gerçeğine baktığımızda yaratılan suni gündemlere baktığımızda asıl gündemin özgürlük, demokratikleşme olduğunu KJA'lı kadınlar olarak tespit ediyoruz. Asıl gündem özgürlük gündemidir. AKP içerisindeki çalkantı, bölünmüşlük dokunulmazlıkların kaldırılması, bunların hepsi özde Türkiye'de var olan özgürlük ve demokrasi sorununa işaret eder. Asıl sorun özgürlüklerin genişletilmesi, bugün özellikle özyönetim alanları için askıya alınmış olan temel hak ve özgürlüklerin biran önce gerçekleşebilir duruma getirilebilmesidir. Bu konuda KJA olarak bizler sürecin tamda içinden sürecin tarafı olarak mücadeleyi büyütme kararlılığındayız."