'AKP ulusal ve uluslararası suç işliyor'

Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Kadın Kurulu, AKP'nin siyasi soykırım operasyonlarına ve saldırılarına son vermesini istedi.

Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Kadın Kurulu, AKP'nin siyasi soykırım operasyonlarına ve saldırılarına son vermesini istedi.

Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Kadın Kurulu, DBP belediyelerine yönelik yürütülen siyasi soykırım operasyonları ve gözaltında belediye eşbaşkanlarına uygulanan işkenceye ilişkin açıklama yaptı.

Kurul adına Çimen Işık tarafından yapılan açıklamada, "Tekçi, milliyetçi, cinsiyetçi, tahakkümcü ve eril egemen sistem demokrasiye, barışa, çözüme, eşitliğe,  kadın özgürlüğüne yönelik top yekûn saldırılarını hiçbir evrensel hukuk, demokratik anlayış ve temel insan hak ve özgürlüklerini tanımadan fütursuzca ve sınır tanımadan sürdürmektedir" denildi.

'İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR'

"Devlet aklı ve devlet erkekliği ile birleştirilen gözü dönmüş erkek iktidar hırsı, kadın bedenine saldıracak kadar pervasız ve aciz bir konuma gelmiştir" vurgusunun yapıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"10 Ağustos’ta Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) Muş'un Varto ilçesinde işkence edilerek katledilmesinin ardından cenazesinin çırılçıplak halde teşhir edilmesi ile doruğa çıkan bu vahşi erkek egemen anlayış her gün yeni bir insanlık suçu işlemeye devam etmektedir. 

Bu suçlardan en sonuncusu hiçbir meşru ve hukuki sebebi olmayan ve anti demokratik biçimde gözaltına alınarak tutuklanan kadın belediye eş başkanlarımıza yapılan saldırılardır.

19 Ağustos'ta gözaltına alınan DBP’li Diyarbakır Sur ve Silvan belediye eş başkanlarımız gözaltına alınarak tutuklanmıştır.   Tutuklama kararının ardından plakasız araçlarla Diyarbakır'dan kaçırılan, önce Kırıkkale'ye oradan Ankara'ya götürülen Sur Belediye Eş Başkanımız Fatma Şık Barut ve Silvan Belediye Eş Başkanımız Yüksel Bodakçi, götürüldükleri Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde "ince arama" adı altında "zorla çıplak arama" işkencesine maruz kalmıştır. Eş başkanlarımıza yol boyunca sözlü tacizde bulunan özel harekât timleri sürekli kendilerine silah doğrultarak, 'Hadi öz savunmanızı alın' şeklinde tehditler savurmuştur.  

Bu saldırılar özgür ve özerk yaşam savunucularına tahammül edemeyenlerin kadın bedeninin çıplaklığı üzerinden toplumu ve kadınları aşağılama, korkutma, sindirme çabasıdır. Devlet bu saldırılarla, kadın beni üzerinde kendi tahakkümünü yeniden ve tekrar üretmeye çalışmaktadır. Ancak bu saldırılar devletin manipüle etmeye çalıştığı kendi tecavüzcü erkek zihniyeti örtüsünü bir kez daha kaldırmış, kadın düşmanlığını, insan onuruna ve kadın özgürlüğüne saygısı olmadığını bir kez daha çırılçıplak gözler önüne sermiştir."

'BİR AN ÖNCE BU UYGULAMALARA SON VERİLMELİ'

AKP ve devletin ulusal-uluslararası tüm mekanizmalara göre suç işlediğine, bir an önce bu uygulamalara son verilmesi gerektiğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

"Biz DBP’li yerel yönetimlerde yer alan eş belediye başkanı, meclis üyeleri, çalışan tüm kadınlar olarak erkek egemen zihniyete ve onun tecavüzcü kültürünün temsilcilerinin politikalarına asla biat etmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Biz barış talebimizi yükseltmekte ısrarcıyız. Biz ekolojik, demokratik ve kadın özgürlükçü yaşam anlayışımızı pratikleştirme ve toplumsallaştırma iddiamızın arkasındayız.

Biz eşitlik, adalet, demokratik, barış, özerk ve özgür yaşamın kurucuları olarak demokratik meşru mücadelemizi her şart ve koşulda devam edeceğiz."