Bir anne ve kızının dağ serüveni

Kürdistan'da gözün değdiği her mekân, her alanda ayrı (ya da aynı) acılar var.

"Kürdistan'ın kalbi" diye adlandırılan Botan da direniş ve onun bedelleriyle dolu. Her yaşam bir öykü, her öykü de bir direnişle sarılı, Botan'da.

Gerilla Nalîn’in öyküsü de bunlardan biri. Nalîn Bêrîvan, 2009’da gerilla saflarının yolunu tutar. Kürdistan için bu kavgaya doğru yol alır.

Çoğunda olduğu gibi Gerilla Nalîn’in öyküsü de Şırnak’a bağlı olan Nerex köyünün yakılmasıyla başlar. Kendisi henüz küçükken babası PKK'li olduğu gerekçesiyle TC faşist güçleri, dönemin jandarma istihbarat güçleri tarafından kaçırılır. Nalîn,bir süre sonra da babasının şehadet haberini alır.

Nalîn, o günleri şöyle anlatıyor: "Tam olarak o günleri anımsayamıyorum. Sadece babamın evden çıktığını ve bir daha da dönmediğini hatırlıyorum. Onun yokluğunu hiçbir şeyle dolduramıyordum. Ve zaten yokluğuna da bir türlü cevap bulamıyordum. Ama şunu iyi biliyordum ki, düşman babamdan korkmuştu. Ve bunun için babamı alıp götürmüştü."

ANNESİ DAYANAMAZ...

Nalîn'in yılları ayrı bir öyküye dönüşerek devam eder. Babasının katledilişinden sonra baskılar daha da artar ve ailesiyle, yani annesi ve kardeşiyle 1995 yılında göç yolunu tutarlar. Annesi iki çocuğunu alarak önce Güney Kürdistan alanında yeni kurulmaya başlayan Nînova Kampı, oradan da Ertuş Mülteciler Kampı'na yerleşir. Henüz babasının yokluğuna alışamayan Nalîn, bir anda annesinin yokluğuyla da yüz yüze kalır ve yanında sadece erkek kardeşi kalır. Oysa Anne Rihan Uçar da gerillaya katılmış ve adını Nalîn Karker koymuştur. Vatanını terk edişini, köyünün yakılışını ve yaşam arkadaşı olan Temer Uçar’ın katledilişini hazmedemeyerek dağların yolunu tutmaya başlar ve hem bir anne hem de bir gerilla olarak intikam andı içer.

Nalîn’in annesi olan Nalîn Karker, 1996 yılında Medya Savunma Alanları'ndan Kandil'e gelir ve yeni savaşçılar eğitimini burada tamamlar.

Yıllarca mücadele yürüten Bêrîvan, yeni savaşçı çalışmasını yürütmek için daha sonrasında Maxmur Şehit Rüstem Cudî Mülteciler Kampı'na geçer. Gerilla Bêrîvan Nalîn, annesi Nalîn’i Maxmur’da görür. O günü de gözleri dolu bir şekilde anımsayarak şöyle anlatıyor:

'ANNE, SENİ KAÇIRMAYA GELDİM!'

"Annemin bizi terk edişine anlam veremiyordum. Hep bizi sevmediği için bizimle yaşamak istemediğini, onun için de dağa gittiğini düşünüyordum. Çünkü hangi çocuk olsa bunu düşünür. Anne, baba ve vatanın yokluğunu birden yaşıyordum. Ve tüm bunlar da çocukken oldu. Yıllar geçti aradan ve bir gün annem Maxmur’a geldi. O zamanlar nenem ve dedem de Maxmur'a gelip bize bakıyordu. Ben ve erkek kardeşim onlara emanet olarak verilmiştik. Annemi görünce ona çok kızdım, 'neden bizi bıraktın' diyordum. O da bizlere öyle olması gerektiğini söylüyordu. Bu da bana yetmiyordu tabii.

Annemi görmüştüm yıllar sonra. Ama gerilla olduğu için yanımızda kalamıyordu. O zamanlar anlam veremiyordum. Ama şimdi düşünüyorum da onun yokluğuna anlam veremediğim için yanımda istiyordum. Kendi kafamda planlama yaptım ve annemin kaldığı yere gittim. Pencereyi açtı ve ona, onu kaçırmak için geldiğimi söyledim! Bana ‘beni nasıl kaçıracaksın’ diyerek güldü. Ben de ona 'sen bu pencereden çık, senin elini tutarak kaçıracağım' dedim. Bana hep gülüyordu. Ben de bana güldüğü için ağlıyordum. Beni ciddiye almadığını düşünerek anneme kızıyordum. Beni sevdiğini, bizlerle beraber olmak istediğini söylüyordu ama neden gerilla olması gerektiğini söylerken anlam veremiyordum."

Annesi, yine bu süreçte ona hep hakikat yolunda olması gerektiğini söyler. Kürt gerçekliğinden asla kopmaması ve bu yolda yürümesini söyleyerek ileride iyi bir gerilla olması gerektiği konusunda perspektifler sunar.

PUSUYA DÜŞER...

Anne Nalîn, daha sonra özgürlük dağlarına döner ve mücadelesini yürütmeye devam eder. Kandil'de belirli bir süre mücadele yürüttükten sonra da yönünü 8 arkadaşıyla birlikte Rojhilat dağlarına veren Nalîn, yolda düşman pususuna düşer. Pusuda girdikleri çatışmada kahramanca savaşarak şehit düşer.

Bêrîvan, annesi şehit düştükten sonra paramparça edilmesi hedeflenen kimliğini daha derinden hisseder; bu mücadelede yer alma kararını verir.

YOLDAŞI OLAN ANNESİNİN ÖYKÜSÜNÜ YAZIYOR

"Ve zaman 2011 yılında başlar benim için" diyor, gerilla Nalîn Bêrîvan: "Artık benim için tek yol devrim yolu olmuştu. Hem annem ve babamın intikamı, hem de halkım ve yurdumun özgürlük şartlarını yerine getirme yükümlülüğü üzerimdeydi. Katılımımda ilk neden, annem ve babamın silahının yerde kalmamasıydı. Artık onların intikamını alma vakti gelmişti."

Kürdistan özgürlük dağlarında mücadelesini yürüten Nalîn Bêrîvan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sözü olan "Her gerilla yazmalıdır. Yazmaz iseniz yalnız kalırsınız" perspektifini dikkate alarak, şimdiye kadar yaşadıkları ve annesinin yaşam öyküsü için kitap yazıyor.

...