GÖRÜNTÜLÜ

CENİ’nin 9’ncu kongresinde bir dizi karar

CENİ, 9’ncu kongresini gerçekleştirdi. Yeni yönetimin seçildiği kongrede bir dizi karar alındı. Kongrede yapılan konuşmalarda ise kadınların mücadelesine dikkat çekildi.

CENİ, 9’ncu kongresini gerçekleştirdi. Yeni yönetimin seçildiği kongrede bir dizi karar alındı. Kongrede yapılan konuşmalarda ise kadınların mücadelesine dikkat çekerek, “Kürtlerin 40 yıllık özgürlük mücadelesinde kadınların rolü büyüktür” vurgusunda bulunuldu.

Kürt Kadın Barış Bürosu’nun (CENİ) 9’ncü kongresi Almanya’nın Wuppertal kentinde ülkenin birçok kentinde gelen onlarca delegenin katılımıyla gerçekleşti. “Emê di xeta Şehîd Rojbîn de bibin pêşengên dîplomasiya gelan” sloganıyla dün yapılan kongre salonunda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Arin Mîrxan, Uta Schneiderbanger’in yanı sıra Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı mücadele eden YPJ savaşçılarının fotoğrafları asıldı. Hamburg Eyalet Parlamento Milletvekili Cansu Özdemir, TJK-E adına Xanê Engîzek, Şehit ve Kayıp Aileler (Komaw) derneği Eşbaşkanı Şengê Kahraman, Kürt Enstitüsü adına Avesta Aydın, Mezopotamya Kültür Hareketi (TEV-ÇAND) kadın sanatçıları adına Sosin, Utamara ve Berivan Ezidî Kadın Meclisi temsilcileri hazır bulundu. Kürt kadınlarının sorunlarının tartışıldığı kongrede, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinin anlatılması için seminerlerin düzenlenmesi, Paris Katliamının açığa çıkması için eylemlerin yapılması ve kayıp Kürt kadınların akıbetinin araştırılması gibi bir dizi karar alındı. 

‘YÜRÜTÜLEN MÜCADELE DÜNYA KADINLARI İÇİNDİR’

Yapılan divan seçiminin ardından kongrenin açılış konuşmasını yapan CENİ’nin başkanı Münevver Azizoğlu-Bazan, Kürt Özgürlük Mücadelesindeki kadınların rolüne değinerek, “40 yıllık mücadele içerisinde CENİ’nin rolü büyüktür. Eğer bugün uluslararası alanda Kürt mücadelesi bu düzeye gelmişse burada CENİ’nin rolü tartışılmazdır. Bugün bütün dünyayı ahtapot gibi saran kapitalist sisteme karşı Önder Apo’nun yeni yaşam paradigmasını yaymaya çalışan CENİ, bu konuda ciddi faaliyetler içerisinde olmuştur. Bunun mücadelesini veriyor. Demokratik konfederalizm sistemini yaymaya çalışıyor” dedi. Kürt kadınların Ortadoğu’da yürüttükleri mücadelenin insanlık mücadelesi olduğunu belirten Münevver Azizoğlu-Bazan, devamla şunları söyledi: “Ortadoğu’da Kürt kadınların yürüttüğü mücadele sadece Kürt kadınların için değil bütün dünya kadınları içindir. Ondan dolayı biz Kürt kadın kurumları olarak bu çalışmayı daha da geliştirip, yaymalıyız.”

‘KADIN KATLİAMLARIN SORUMLUSU AKP’DİR’

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) temsilcilerinden Xanê Engîzek ise konuşmasına Kürt kadın diplomasisinin öncülerinden Fidan Doğan’ı (Rojbin) anarak, başladı. Kürdistan’da AKP ve DAİŞ saldırıların dikkat çeken Engîzek, “Amed, başta olmak üzere birçok yerde katliam ve saldırı var. AKP Kürtlere karşı topyekûn saldırı halinde. Kürt sivilleri katlediyor. Rojava da ise bunu DAİŞ yapıyor. En son Til Temir saldırısında onlarca sivil hayatını kaybetti. Türk devleti ve DAİŞ saldırılarını kınıyor, halkımızın bu saldırılar karşısındaki direnişini de selamlıyorum” dedi. Engîzek, her gün katliamlarla uyandıklarını dile getirerek, “Taciz, tecavüz ve katliam kadınların kaderi olmuş neredeyse. Bunun sorumlusu da kuşkusuz AKP’nin yarattığı sistemdir. Buna karşı durmak için örgütlemek ve birleşmek gerekiyor” çağrısında bulundu.

‘TOPLUMSAL SİYASETİ YAPMALIYIZ’

AKP hükümetini sert bir dille eleştiren Engîzek, konuşmasın şu sözlerle sürdürdü: “Bugün AKP ve DAİŞ işbirliğinde Ortadoğu’da dünya savaş yaşanıyor. Sivil insanlar katlediyor, milyonlarca masum insan yerinden yurdundan oluyor. Burada da özellikle kadın ve çocuklar zarar görüyor. Paris katliamı bunun örneğidir. Çünkü hiç bir askeri ve devlet kurumu hedef alınmamıştır. Tamamen hedef alınan sivil insanlar olmuştur.”

Ortadoğu’da yaşanan sorunlara karşı Kürtlerin bir alternatif ve sistem sahibi olduğunu belirten Engîzek, “Ortadoğu’da bizim en büyük avantajımız alternatif bir toplum modeline sahip olmamızdır. Bizim en büyük avantajımız budur. Geçen bir yıl YPJ’nin DAİŞ’e karşı mücadelesi bizi dünya kamuoyuna tanıttı. Ama gelecek yıl çalışmasında ise bunu daha da geliştirerek, kadın ideoloji temelinde dünyadaki sol demokratik çevrelerle bir araya gelip, ortak mücadele temelinde mücadelemizi geliştirmeliyiz. Bu yüzden hem CENİ hem de kadın meclisleri kendilerini Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik modernite paradigması ve kadın ideolojisi eksenli örgütlemeli” diye konuştu. Kürt kadınların ciddi sorunlarının olduğuna da dikkat çeken Xanê Engîzek, özelikle kadın kurumlarının bu sorunların çözümü için projeler yaratıp, toplumsal siyaset yapması gerektiğini söyledi.

‘DÜNYA YPJ’YE HAYRAN KALDI’

Sol Parti Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili Cansu Özdemir de Kobanê’de Kürt kadınlarının DAİŞ’e karşı verdiği mücadele bütün dünya tarafından hayranlıkla karşılandığını belirterek, şunlara vurgu yaptı: “Kobanê direnişinde Kürt kadınları, insanlık ve kadın düşmanı olan DAİŞ örgütüne karşı verdikleri mücadele ile tüm dünya halkları ve feminist gruplar tarafından hayranlıkla izlendi. Sadece silahlı mücadelesi değil aynı zamanda ideolojik ve toplumsal anlamda verdiği mücadele dünyayı etkiledi. Rojava’daki kadın devrimi, Avrupa’daki çalışmalarımızı etkiledi ve sömürgeci ülkelerin Ortadoğu planlarını alt üst etti. Bunu geliştirmek bize kalmış.”

CENİ’DE YENİ YÖNETİM

Yapılan konuşmaların ardından kongre okunan faaliyet raporuyla devam etti. CENİ yönetimi adına bir yıllık raporu Songül Talay, okudu. Talay, geçtiğimiz yılın Şengal ve Kobanê’de kadına karşı vahşi saldırılarının olduğuna dikkat çekerek, buna karşı Kürt kadınları, Sakine Cansız ve Arin Mirkan’ın ruhuyla buna karşılık verdiğini vurguladı. Talay, raporda bu saldırılara karşı Avrupa’da ciddi bir mücadele yürütüldüğü, yine PKK yasağının kaldırılması, Şengal ve Rojava’ya heyetlerin gönderilmesi gibi çok sayıda çalışmalar yapıldığına dikkat çekti.

Kongre daha sonra faaliyet raporların değerlendirilmesine geçildi. Yapılan değerlendirmede Almanya’da kadın sığınma evlerinde çok sayıda Kürt kadını olduğunu, bunlara bir çözümün bulunması gerektiği, yerel çalışmalarda eksiklikler olduğuna vurgulandı. Yine 9 Ocak 2013 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilişlerini yıl dönümü yaklaştığını yapılacak Paris’teki anma yürüyüşüne Avrupa’daki kadın kuruluşlarının katılımını sağlama önerisi yapıldığı görüldü. Okunan faaliyet raporunun ardından seçime geçilerek, Kürt Kadın Barış Bürosu’nun yeni dönem yönetimine şu isimler seçildi: Rihan Dewriş, Devrim Alp, Melanie Kupper, Susanne Rössling, Şengê Kahraman, Ayten Kaplan ve Perihan Tuncer.

CENİ KONGRESİNDE BİRÇOK KARAR ALINDI

Yapılan 9’ncu CENİ kongresinde bir dizi karar alındı. Alınan bazı kararlar ise şöyle:

*Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan uluslararası komplonun 17’nci yıl dönümü olan 15 Şubat’ta kadın avukatlarından oluşan bir heyetin Strasburg’da insan hakları komitesiyle görüşüp kamuoyu bilgilendirilmesine.

*Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesine sahip çıkmak amacıyla “Kadınlar Önder Apo’yu okuyor” sloganıyla yabancı kadınlara yönelik seminerlerin düzenlenmesi. 

*Paris katliamının 3’ncü yılında Sakine Cansız’ın hayatının anlatıldığı “Heh kavgaydı hayatım” kitabının Almanca’ya çevrilen ikinci cildinin YXK-Jin ile tanıtım etkinliklerin düzenlenmesi.

*Paris Katliamının aydınlatılması için Kürt kadın meclisleriyle ortak çalışmanın yürütülmesi. Bu çerçevede seminer, miting ve görüşmelerin yapılarak, mücadelenin geliştirilmesi. Yine Kürt kurum ve kuruluşların katkılarıyla Sakine Cansız’ın hayatının anlatıldığı belgeselin gösterilmesi.

*Şengal’ın yeniden inşası için doktor, psikolog, eğitimci ve gazetecilerden oluşan 2 heyetin 8 Mart’ta Şengal’a gönderilmesi.

*Êzîdî kadınların özgürlüğü içi Êzîdî Kadın Meclisiyle ortak bir çalışmanın yürütülmesi ve “ Şengal kadınlarının özgürlüğü insanlığın özgürlüğüdür” kampanyası çerçevesinde bir konferansın düzenlenmesi.

*Dersim, Şengal ve diğer Kürt soykırımlarında kayıp kadınların akıbeti için araştırılmanın yapılması.

*Zeynep Celaliyan ve siyasi tutsaklara özgürlük kampanyasının sloganı olan “Onlar tutsak değil yoldaşlarımızdır” çerçevesinde KJAR ile dayanışma amacıyla eylemlerin düzenlenmesi.

...