Erciyes: Süreç, direnişi her yönlü büyütme sürecidir

Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyonu Üyesi Emine Erciyes, AKP'nin Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırıları ve halkın direnişini ANF'ye değerlendirdi...

PAJK Koordinasyonu Üyesi Erciyes, tıpkı Kobanê direnişinde olduğu gibi, Kuzey Kürdistan'daki direnişin de yayılması halinde zafer elde edileceğini vurguladı. "Devlet, bu mücadele tüm Kürdistan’a yayıldığında tamamen çıkmaza düşecektir" diyerek direnişi büyütme çağrısı yapan Erciyes, "Kürt halkının özgür iradesine saldırı olan bu savaş, Erdoğan’ın sonunun gelişidir" dedi.

Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyonu Üyesi Emine Erciyes, AKP'nin Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırıları ve halkın direnişini ANF'ye değerlendirdi...

'KOBANÊ, YENİ BİR DÖNEMEÇTİR'

Kobanê'nin özgürleşmesinin birinci yıl dönümünü kutlayarak değerlendirmesine başlayan Erciyes, "Tüm Kürt halkına ve Kobanê'ye destek veren, savaş boyunca yüreği Kobanê'de atan tüm devrimci ve demokratlara kutlu olsun, diyorum. Kobanê’nin kurtuluşu mücadelesinde canlarını feda ederek, bu direnişi yaratan kahraman şehitleri saygıyla anıyorum. Kobanê direnişi Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yeni bir dönemece ulaşmasıdır. Toplumsal yaşamın inşası ve korunması aşamasının mücadele tarzıdır. İnşa süreçleri, direnişin yarattığı birikimin toplum yaşamında oturması, devrimin somutlaşmasıdır. Bu nedenle inşa aşamasında Kobanê büyük bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Ama açığa çıkan halk iradesi ve örgütlülüğü bu saldırıyı darmadağın etti" dedi.

Kürt halkının, ulusal birlik bilincini Kobanê direnişiyle daha da güçlendirdiğine dikkat çeken Erciyes, şöyle devam etti: "Tüm Kürt halkının yüreği Kobanê'de attı, tüm Kürt halkı tek yürek oldu. Kobanê zaferinde başta Bakur halkının direngen duruşu belirleyici rol oynadı. Suruç bu anlamda Kobanê direnişini tamamlayan eylem merkezi haline geldi. Aynı zamanda Kobanê direnişi Kürt halkının özgürlük taleplerinin  haklılığının tüm dünya tarafından tanınmasını getirdi. Demokrasi ve özgürlükten yana olan, vicdanlı olan herkes Kobanê etrafında birleşti. Oluşan ortak direniş cephesi Kürt halkının özgürlük arayışının evrenselleşmesi anlamına geliyor."

CENEVRE TOPLANTISI

3. Cenevre toplantısının hazırlık sürecine değinen Erciyes, "Buraya Kürtlerin bir irade olarak çağrılmaması bu toplantının sorunu çözme toplantısı olmadığının ifadesidir. Çünkü sorunun muhatapları hazır olmayacaktır. Bu durum toplantının uluslararası güçlerin kendi dengelerine göre çıkar ilişkilerini tartışacakları bir toplantı olduğu anlamına geliyor" diye ekledi.

'YPS/YPS-JİN BÜYÜTÜLMELİ'

Geçen yıl Kobanê'ye yapılan saldırıyla, bu yıl Bakur direnişine karşı yürütülen savaş için 'aynı zihniyetin ürünü' diyen Erciyes, şunları belirtti: "Geçen yıl özgür Kürtlükle Kobanê'de DAİŞ maskesiyle savaşan TC, bu yıl aynı zihniyetle hazırladığı AKP çeteleriyle, Bakur halkına saldırmaktadır. Bugün Bakur’da devam etmekte olan direniş Kobanê direniş ruhunun büyüyerek devam etmesidir. Kobanê ile Kürt halkı kendini savunabileceğini, kendi iradesiyle kararlarını alıp uygulayabileceğini göstermiştir. Bu ruhun tüm Kürdistan’a yayılması bu anlamda çok doğaldır. Bugün TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan emrinde, Türkiye devleti Kürt halkına savaş açmış durumdadır."

Saldırıya uğrayan bir halkın kendini savunmasının, 'bir doğa kanunu' ve 'meşru' olduğunu ifade eden Erciyes, Kuzey Kürdistan'daki direnişe şu sözlerle dikkat çekti:

"YPS ve YPS-Jin bu ihtiyaçla doğmuştur. Kürt gençlerinin YPS etrafında hızla örgütlenmesi ve YPS’in hızla büyüyor olması bu ihtiyacın hayati önemiyle bağlantılıdır. YPS ve YPS-Jin, Bakur halkının kendi kendini savunmasıdır. Öz savunmanın halklaşmasıdır.  YPS ve YPS-Jin, Bakur direnişinin öz dinamiği olarak doğmuş, ve her gün biraz daha genişlemektedir. Ulusal bilinci, yurtseverlik bilinci olan, devrimci demokrat duyguları olan başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm Bakur halkı YPS ve YPS-Jin bünyesindeki örgütlülüğe katılmalı, güçlendirmeli ve direnişi tüm Kürdistan’a yaymayı amaçlamalıdır. Mücadeleyi tüm Kürdistan’a yaymak, sömürgeci devlete, tüm Kürdistan coğrafyasını, il, ilçe kasaba ve köyleriyle geçit vermez kılmak özgürlüğe giden direniş tarzının gereğidir. Süreç direnişi her yönlü ve her yerde büyütme sürecidir. Özgürlük onuru bu sürece aktif katılmayı gerektirir.

'DİRENİŞ YAYILIRSA DEVLET ÇIKMAZA DÜŞECEK'

Bugün belli ilçelerde devam eden direnişi kıramayan devlet, bu mücadele tüm Kürdistan’a yayıldığında tamamen çıkmaza düşecektir. Geçen yıl Erdoğan”ın 'Kobanê düştü düşecek' sözleri nasıl boşa düşmüşse, bu yıl da Bakur’da süren direnişin kaleleri olan; Sur’u, Cizre’yi Silopi’yi Gever’i, Kerboran’ı, Nusaybin’i,  düşürme hayali boştur. Her bir direniş kalesi tarihe adını onur, gurur ve altın harflerle yazmaktadır. Nasıl Kobanê bugünkü Bakur direnişine ilham olmuşsa, Bakur direnişi de tüm Bakur'a yayılacak ve tüm Kürdistan’a özgürlük ilhamı olacaktır."

Erdoğan diktatörlüğünde yürüyen devlet faşizminin, sadece Kürt halkına değil, insanca ve özgürce yaşamak isteyen herkese düşman olduğunu vurgulayan Erciyes, şunları dile getirdi:

'TÜRKİYE HALKI DA SAHİPLENMELİ'

"Bakur'da süren savaş Amed’de, Suruç’ta  Ankara’da halkın içinde patlayan bombalarla başlamıştır. Ankara Katliamı, devletin direniş cephesine öfkesinin pervasızlığını göstermiştir. Bu olaylarla Türkiye’nin her yerinden demokrat ve özgürlükçü insanların katledilmesi, devletin Türkiye'nin tüm demokrasi ve özgürlük arayışçılarına  savaş açtığını göstermektedir. Faşist devlet önce kendi halkına karşı savaş açar. Muhalif, aydın, farklı renklerin çıkmasına tahammülü yoktur. Herkes diktatörün emir ve buyruklarına göre yaşamalıdır. İşte Tayyip Erdoğan tek bir muhalif sesin olmadığı, herkesin ona itaat ettiği bir Türkiye yaratmaya çalışıyor. Erdoğan’ın diktatörleşmesinin önündeki en büyük engel ise Kürt halkının öz yönetim direnişidir. Bu nedenle bu kadar öfkelidir; kadın, çocuk yaşlı demeden sivil halka katliam dayatmaktadır. Tüm saldırı ve katliamlara inat, Kürt halkının kararlılıkla sürdürdüğü öz yönetim direnişi aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi kaderini de belirleyecektir. Bu nedenle Bakur halkının sürdürdüğü direnişi tüm Türkiye halkı sahiplenmelidir."

AKADEMİSYENLERE DESTEK

Erciyes, Türkiyeli aydın ve akademisyenlerin, Kürt halkına karşı yürütülen savaşa ortak bildiriyle tavır koymalarını anlamlı bularak, "Aydınların, bu savaşın Erdoğan’ın diktatörlüğünü inşa etme amaçlı yürütüldüğünü ifade etmeleri Erdoğanı oldukça öfkelendirdi. Çünkü aydınlar toplumun vicdanı olmak gibi bir role sahiptirler. Aydın, akademisyen, topluma doğruyu gösteren olmak, demektir. Herkesin görmediği hakikatleri görüp, topluma aktarmak  aydın olmanın vicdani duruşudur. Türkiyeli aydınlar bu misyonlarına sahip çıkmak istemişlerdir. Bunun Erdoğan tarafından büyük bir öfkeyle, hakaretle karşılanması ise Erdoğan’ın aydın insanlara tahammül edemediğini gösteriyor. Çünkü diktatörlük cahil insanların bilmezliğinden faydalanılarak kurulur. Aydınlara hakaret etmek ise tam bir kara cahilliktir. Erdoğan bu kara cahilliğiyle tüm Türkiye halkının kaderiyle oynuyor. Türkiyeli aydınların, başlattıkları onurlu tavır ve tutumu devam ettirerek, Türkiye’nin geleceğini Erdoğan’ın karanlığından kurtarmada üzerlerine düşen sorumluluğu göstereceklerine ve çabalarını sürdüreceklerine inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Türk devlet güçlerinin saldırılarını artırdığını; Cizre’de yaralıların ölüme terk edildiğini, her gün birinin şehadetinin gerçekleştiğini söyleyen Erciyes, "Dahası yaralıların bulunduğu yere toplar atılıyor, panzerler müdahale etmeye çalışıyor. Cenazeler günlerce sokaklarda kalıyor. Bunlarla Kürt halkına özel savaş uygulanıyor. Direniş iradesi kırılmaya çalışılıyor. Devletin bile tüm işleyişini alt üst eden,  tüm kurumları emri altına alarak etkisizleştiren, kendi çıkarları için kullanan, Erdoğan ve AKP’nin, Kürdistan’da herhangi bir savaş hukukunu tanıması ve uygulaması beklenemez. Esas aldıkları savaş tarzı faşist devlet tarzıdır" diye belirtti.

'ULUSLARARASI GÜÇLER KATLİAMI ONAYLIYOR!'

"AKP çetelerinin Kürt halkına saldırılarına, sivillerin vahşice katledilmesine, tüm dünyanın izleyici kalması ise uluslararası güçlerin bunları onaylamış olmaları nedeniyledir" eleştirisinde bulunan Erciyes, "Kendi özgür iradesiyle ve sistemiyle yaşayan bir Kürt halkı uluslararası güçlerin Ortadoğu üzerine olan planlarına uymaz çünkü. Uluslar arası güçler, Kürtler üzerinde imha ve inkar politikasını tekrar derinleştirme konseptini Türkiye’nin önüne koymuşlardır.  Erdoğan ve AKP bu konseptin uygulayıcısıdır. Erdoğan, uluslararası güçlerden aldığı perspektifle Kürt halkına bu kadar saldırıyor" diye ekledi.

'KÜRT HALKI ZAFER YARATACAK; TÜM DİRENİŞÇİLERİ SELAMLIYORUZ'

PAJK Koordinasyonu Üyesi Emine Erciyes, artık katliam ve baskıyla sonuç alınamayacağına işaret ederek, son olarak şu mesajları da verdi:

"Artık katliamla baskıyla bu halkı bastırma, susturma, varlığını inkar etme çağı geçmiştir. Kürt halkı yurtseverlik bilincinin ve bunun verdiği direnç gücünün en çok yükseldiği bir dönemdedir. Kendi öz savunmasını yapacak gücü ve örgütlülüğü hızla oluşturmaktadır. Kürt halkının özgür iradesine saldırı olan bu savaş, Erdoğan’ın sonunun gelişidir. Kürt halkının ise zafere yürüyüş savaşıdır. Bu zaferi yaratacak tek güç ise halkın kendi iradesidir, direnişidir. Bu direniş Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlama direnişidir.  Özgürlük direnişiyle bu günlerin örgütlü ve bilinçli iradesini yaratan Kürt halkı, zaferi de yaratacaktır. AKP çetelerinin tüm vahşi saldırılarına karşı başı dik duruşları büyük bir onurlu duruşu tarihe nakşetmektir. Bu temelde direnişe katılan tüm halkımızı selamlıyorum. Barikatlarda direnen tüm YPS ve YPS-Jin direnişçilerini saygıyla selamlıyorum."