Feministlerden Kurdistan raporu: Kadınlar belediyelere daha rahat giriyor

Colemêrg, Gever ve Wan’da ziyaretlerde bulunan feminist kadınlar, açıkladıkları raporda, “Patriyarkal iktidarın tüm baskısına karşın bu illerde kadınların mücadelesiyle eşit, özgür bir yaşam örülmeye çalışılıyor” vurgusu yaptı.

İrade gaspına karşı kadın hareketinin ortak mücadele zeminlerini güçlendirmek amacıyla 6-7 Temmuz’da Colemêrg ve ilçesi Gever’i (Yüksekova) ile Wan’ı ziyaret eden bir grup feminist, izlenimlerini raporlaştırdı. Rapor, Beyoğlu’nda bulunan Feminist Mekan’da düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı.

Raporu feministler adına Selin Top ve Betül Topkaya açıkladı. 

Amaçlarının kayyum politikalarının öncelikle kadın kazanımlarına dönük bir saldırılarını görmek, kadınların patriarkaya ve iktidara karşı mücadelesini vurgulamak, ortak bir mücadele zemininin imkanlarını oluşturmak olduğunu ifade eden Selin Top, “Bu ziyaretimizde de Diyarbakır ve Batman’daki gibi birçok deneyime ve hikayeye benzer şekilde kayyumların halk ve özellikle kadınlar üzerindeki etkilerini, yol açtıkları yıkımı ve zararı dinledik” diye belirtti.

‘KADINLAR BELEDİYEYE ÖZGÜRCE GİRİP ÇIKABİLİYOR’

Kayyum yönetimindeki kentlerin tamamen bir erkek alana dönüştüğüne işaret eden Selin Top, şöyle devam etti: “Yüksekova Belediyesi kazanıldıktan sonra en belirgin değişiklik, kadınların belediye binasına özgürce girip çıkmaya başlamış olması. Kadın eşbaşkan ve kadın meclis üyelerini gören diğer kadınlar, taleplerini daha rahat dile getiriyor. Yüksekova’da kayyum belediyesi ne halka ne de kadınlara dönük çalışma yürütmüş. Şu anda tamamı DEM Parti’li 25 belediye meclisi üyesi var, 7’si kadın. İlçe nüfusuna göre 19 birim belirlenmiş ve kadın birimi yok. Kadın yaşam evleri, psikolojik destek hattı, kadın birimi açılması gibi planları var 5 yıl içerisinde.”

İRADEYE SAYGI YÜRÜYÜŞÜ

Gever'de basın açıklamalarını Barış Anneleri ile birlikte gerçekleştirdikten sonra İradeye Saygı Yürüyüşü’ne katıldıklarını hatırlatan Top, “Hakkari’ye kayyum atanmasını takiben DEM Parti’nin çağrısı ve birçok şehirden insanın katılımıyla Van’dan Hakkari’ye doğru başlayan yürüyüşü, Devrimci Gençlik Köprüsü’nde TJA’lı arkadaşlarla birlikte karşıladık. Açıklama sırasında jandarmanın ‘Trafiği kapatıyorsunuz’ baskısı ve ‘Müdahale edeceğiz’ tehditlerine rağmen açıklama sonrasında açılan trafikte araçlar, zafer işaretleri ve zılgıtlarla geçiyordu” şeklinde ifade etti.

 KAYYUMUN BELEDİYELERDE YARATTIĞI TAHRİBAT'

Colemêrg’de seçim sürecinin eşit şartlarda olmadığını belirten Selin Top, “Burada da kayyum, belediyeyi milyonlarca lira borçlandırmış. Kadroların çok büyük kısmı AKP yandaşı, liyakat yok, işe gelmeden maaş alanlar var. Birçok korucu toplu ulaşım, temizlik gibi birimlerde çalışıyor gibi gösterilerek çift maaş alıyor. Kayyum varken bütçeden kesilmeyen borçlar, eşbaşkanlar göreve başladığında İller Bankası tarafından kesilmiş (25 milyon TL bütçenin 9 milyonu kesilmiş ve işçi maaşlarına dahi yetmiyor.) Seçilmiş eş başkanlar sadece iki ay görevde kalabildi fakat bu iki ayda bile belediyede kadın eşbaşkan ve kadın meclis üyeleri olmasının verdiği rahatlıkla belediye binasına kadınlar gelip gitmeye, gelenlerin yaklaşık yüzde 90’ını kadınlar oluşturmaya başlamış. Bir yandan kendi anadilinde taleplerini dile getirmenin de verdiği bir güven oluşmuş” diye konuştu.

 WAN’DAKİ DİRENİŞ SONRASI BASKILAR

 Colemêrg’den Wan’a geçerken bölgedeki baskıyı hissettiklerinin ifade eden Selin Top, “Seçimlerde büyükşehir ile birlikte toplam 14 belediyeyi firesiz şekilde eş başkanları ile kazanmış bir şehir olarak hepimizi heyecanlandırıyordu elbette. Yerel seçimler sonrası harita tamamen mor olmuştu. Kazanılan bu belediyeye, Abdullah Zeydan üzerinden bir dava bahanesiyle kayyum atanması gündeme gelmiş ancak hem Van halkı günlerce direnmiş hem de diğer illerde dayanışma eylemleri gerçekleşmişti. Nihayetinde Van tekrardan, seçilmiş eş başkanları ile belediye meclisine geçti” diye belirtti.

 WAN’DA KADIN POLİTİKALARI

 Wan’da da belediyenin önümüzdeki sürece dair planları arasında kadın ekonomisini daha eşitlikçi geliştirme, kadın istihdamını artırma, kadın akademileri açma, kadına karşı şiddete karşı çalışmaların olduğunu belirten Betül Topkaya da  “Kadınların başvurabileceği şiddet hattının yanında dinlenme evleri, kamusal mekanlar, akademiler kayyum yönetiminde kapatılmışken yeni belediye ile tekrar açıldı. Jin Kart uygulamaya geçti ve sadece il merkezinde değil, ilçelerde uygulamak için de çalışmalara başlanmış. Daha önceki raporumuzda da bahsettiğimiz bu uygulama, eş başkanlık olan hemen tüm illerde planlanıyor ve kadını anneliğe indirgeyerek çıkarılan ‘anne kart’a kıyasla daha ileri olan ortak bir uygulama” diye belirtti.

ORTAK MÜCADELE VE DAYANIŞMA

 Tüm baskı ve şiddete dair Kürt kadınların arzusu ve direncine tanık olduklarını belirten Betül Topkaya, “Patriyarkal iktidarın tüm baskısına karşın bu illerde kadınların mücadelesiyle eşit, özgür bir yaşam örülmeye çalışılıyor. Kayyum gaspı, aslında kadınların hayatını çalma girişiminin somut bir aracı. Aile eylem planı, 9. yargı paketindeki soyadı hamlesi gibi kadının adını her yerden silmeye yeminli iktidarın politikaları, kayyumların belediyedeki uygulamalarını da şekillendiriyor. Feminist bir perspektiften kayyuma karşı söz söylemek, atanan kayyumların yasa dışılığını ve kadın düşmanlığını ortaya koymak, bu belediyelerin kadın politikalarını görünür kılmak, gerektiği yerde çeşitli dayanışmalar kurmak, hepimize güç veren ziyaretleri artırmak hepimizin önündeki görev olarak duruyor” dedi.