GÖRÜNTÜLÜ

Hamburg’da öz yönetim paneli

Hamburg'da HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak ve Alman oyuncu Rolf Becker’in katılımıyla düzenlenen panelde demokratik konfederalizm modelindeki öz yönetim gerçekliği tartışıldı.

Almanya’nın Hamburg kentinde HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak ve Alman oyuncu Rolf Becker’in katılımıyla düzenlenen panelde demokratik konfederalizm modelindeki öz yönetim gerçekliği tartışıldı. Becker, Almanya’daki PKK yasağının kaldırılmasını talep ederken, Irmak, Kürtlerin artık statüsüz yaşamak istemediklerini belirterek tekrar görüşmelere dönmek için tüm yolları denediklerini açıkladı.

Hamburg Üniversite’de NAVDEM Hamburg tarafından düzenlenen paneli yaklaşık 300 kişi izledi. Panelin başında beyaz önlüklerle salona giren Alevi açlık grevi grubu alkışlarla karşılandı. Pazartesi gününden itibaren Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nde “Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın – barış hemen şimdi” şiarıyla dönüşümlü olarak devam eden açlık grevi eylemcileri adına yapılan konuşmalarda, açlık grevini Kürdistan’da yaşanan vahşete karşı bir protesto olarak yaptıklarını belirtti.

Yavuz Fersoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı panel, geçen hafta Almanya Federal Parlamentosu Milletvekili Jan von Aken’in de bulunduğu heyetle Sur ilçesinde incelemelerde bulunan ünlü Alman oyuncu Rolf Becker’in anlatımlarıyla devam etti.

Sur ilçesindeki izlenimlerini aktaran Becker, Almanya’daki politikacının itiraf ettiklerinden daha fazla şey bildiklerini söyledi. “İki gün Sur ilçesindeydik. Yaklaşık elli günden beri Sur içinde su, yemek vb. ihtiyaçlar temin edilemiyor. Sadece anneler, çocukları yanında olmak şartıyla alışveriş yapabiliyorlar. Orada iddia edildiği gibi PKK savaşçıları yok, sadece bir şekilde silahlanmış gençler var. Erdoğan’ın bu baskıcı tutumu, Kürtleri Türkiye´den ayrılmaya zorluyor” diyen Becker, konuşmasının sonunda Almanya‘da PKK yasağının kalkması için elinden gelen her gayreti göstermek gerektiğini de vurguladı.

Daha sonra söz alan kameraman Uwe Ahlborn; Nuseybin, Cizre ve Sur’da edindiği izlenimlerini şöyle ifade etti:

“Diyarbakır’a geldiğimizde yeni havaalanına indik. Yeni acilmiş olan bu havaalanı çok gösterişli ve mermerle döşenmiş bir yer. Eski havaalanı şehir içinde ve tamamen askeri amaçlar için kullanılıyor. Sur içinde gördüklerimiz; yerde bulunan cesetlerin alınmasına müsaade edilmiyor ve almaya çalışanlar da öldürülüyor. Arada bir silahlar susuyor, sonra yeniden çatışmalar başlıyor. İnsanlar ise konuşmaktan korkuyor, çünkü halk üzerinde çok büyük bir baskı var. Ben oradayken sokağa çıkma yasağı beş gün daha uzatıldı. Ayni şekilde Cizre´de de sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Cizre tepelerine yerleştirilmiş tanklarla evlere ateşler açılıyor. Çoğu evler yıkılmış durumda. On binlerce kişi göce zorlanmış. Yeni göçmenler Avrupa´ya gelmek için yollarda.”

Son olarak söz alan HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak bölgedeki durum hakkında bilgi vererek demokratik konfederalizm modelini anlattı. Otuz beş senelik mücadelenin sonucunda Kürtlerin temel hakları sorununun görüşmelerle çözülmesi noktasına gelindiğini belirten Irmak, “Bu otuz beş sene boyunca en güzel ve en değerli çocuklarımızı yitirdik. Ve şunu da biliyoruz ki; özgürlük bedel istiyor, bu bedeller de çok acılı oluyor. Annelerin gözyaşı dökmediği bir sürece girmeliyiz. Üç yıllık İmralı görüşmeleri halkta büyük bir barış umudu uyandırmıştı. Demokrasinin olmadığı bir yerde barış olmaz. Kürt halkı özgür, demokratik ve beraberce yaşanabilir bir süreç başlattı. Ve buna hazır olduğunu ortaya koydu. Ortadoğu’da yeni sınırlarının dizaynı yapılırken Türk rejimi Kürtlere savaşı dayatıyor. Erdoğan, barış sürecinden iki şey umdu; sirincisi, sorunu çözüyormuş gibi yapıp oy almak ve onunla - kendisinin de itiraf ettiği gibi - Hitlervari bir başkanlık sistemini elde etmek istedi. İkincisi, Kürt özgürlük hareketini Öcalan’ın eliyle yok etmek istedi. Erdoğan’ın bütün derdi, Rojava’da elde edilecek bir statüyü de engellemekti. Aynı zamanda Ortadoğu’nun sultanı olmak istiyor. Yani muhteşem Süleyman olmak istiyordu. Fakat 7 Haziran seçimleriyle Kürtler onun bu hayalini kursağında bıraktı, onu deli İbrahim yaptı. Onun için Erdoğan savaşı başlattı. Ben Hakkâri’deydim. Seçimlerden hemen bir hafta sonra, binlerce askeri sevkiyatı Hakkâri’ye yerleştirdi. İşte Erdoğan savaşı o zaman başlattı. Sevkiyat yapıldığında hiçbir hendek yoktu. 21.yüzyılda biz koyun gibi boynumuzu başkalarına uzatmayacağız. Ve Kobanê’de olduğu gibi direnmeye kararlıyız” dedi.

Buzdolaplarında bekletilen veya sokaktaki cenazelerini seyredip alamayan anneler olduğunu da hatırlatan Irmak şunları söyledi: “Ve bugün, şuanda da, aynı şeyler devam ediyor. Barikatların arkasında insanlar, komünal bir yaşam inşa ediyorlar. Bize çatışmadan başka bir imkân bırakmadılar. Ne yapabiliriz? Tekrar görüşmelere dönmek için tüm yolları deniyoruz. Kürtler artık statüsüz yaşamak istemiyorlar. Kürtler, artık valilerin onları öldürtmelerine müsaade etmeyecekler. Yok etme sürecine sessiz kalınırsa, bu savaş daha da uzun sürecek. Bunun için Batının buna sessiz kalmaması gerekiyor. Kürtlerin bugünkü direnişi, global güçlerin saldırısına karşıdır. Bunun için direnişin de global olması gerekir. Cenevre´de de görüldüğü gibi, Erdoğan Batı tarafından cesaretlendiriliyor. Beraberce organize edeceğimiz bir direnişle bu faşizmi yeneceğiz” dedi.

İzleyicilerin sorularıyla devam eden panel, Cumartesi günü Berlin’de gerçekleştirilen yürüyüşüne katılım çağrısıyla sona erdi.

...