GÖRÜNTÜLÜ

Kadın katliamlarında artış: 8 ayda 280 kadın katledildi

Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Bahar Peker, cezasızlık politikalarının kadın katliamlarının önünü açtığını vurgulayarak, kadınların öz savunma geliştirmesi gerektiğini söyledi.

KADIN CİNAYETLERİ

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun yayımladığı "Kadın Cinayetleri 8 Aylık Raporu"na göre, 1 Ocak- 31 Ağustos 2024 tarihleri arasında en az 280 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 50 kadının ölümü ise 'şüpheli ölüm' olarak kayıtlara geçti. Kadınların 153'ü ateşli silahla, 60'ı ise kesici aletle öldürüldü.


Yaşanan kadın katliamlarını ANF'ye değerlendiren Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Bahar Peker, "Son dönemde kadın cinayetleri en üst seviyeye ulaştı. Bu cinayetler, özel savaş politikalarının bir parçası olduğunun göstergesidir. Geçmişten bugüne kadar kadın üzerinde kurulmuş bir tahakküm var. Son yıllarda kadın katliamlarının artmasında 6284 sayılı yasanın kaldırılmasının temel hedeflerinden biri olduğunu görüyoruz. Bu yasanın kaldırılması, kadınlar üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Biz Kürdistan kadınları olarak bu yasanın kaldırılmaması gerektiğini alanlarda dile getirdik. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ardından kadın ve çocuk cinayetlerinin artacağını haykırdık" dedi.

HER GÜN BİR KADIN KATLEDİLİYOR

Ağustos ayında 31 kadın ve 5 çocuğun katledildiğine dikkat çeken Bahar Peker, "Baktığımızda hemen hemen her gün bir kadın katlediliyor. Birkaç gün önce bir kadın, eşi tarafından eczanenin içinde bıçaklanarak katledildi. Bu kadın katliamlarının yaşanmasının temelinde cezasızlık politikası var. Kadına yönelik şiddet uygulayan, kadını katleden eril erkek zihniyeti, ne yazık ki cezasızlık politikasından ve iyi hal indirimi uygulanması nedeniyle herhangi bir ceza almadan bu katliamların yolunu açıyor. Biz kadınların herhangi bir can güvenliği yok. Kadınlar artık güvenli bir şekilde sokağa dahi çıkamıyor. Kadınların kendi aileleri içinde dahi can güvenliği yok. Bu temelde baktığımızda, artık kadınların nefes alabilecekleri bir alan kalmadı" diye konuştu.

CEZASIZLIK POLİTİKASI KATLİAMLARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR

Geçtiğimiz günlerde Amed'de katledilen Narin Güran cinayetine değinen Bahar Peker, "Narin cinayeti sadece Kürdistan’da değil, tüm dünyanın takip ettiği bir olay. Bu durum, aslında bize özel savaş politikasının bir ürünü olduğunu gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı alanlardayken, bunların olacağını söylemiştik. Narin olayında, 19 gün boyunca bir çocuğun cesedinin bulunamaması gerçekten ciddi bir sorun. Narin’in katledilmesinde ailesi de bu olayın bir parçası. Sıla bebek olayına baktığımızda ise gerçekten tüyler ürperten bir durum. Söylemekte ve konuşmakta bile vicdanımızı zorlayan bir noktadayız. İki yaşında bir kız çocuğunun üvey babası tarafından istismar edilip öldürülmesi, biz kadınların artık tahammül sınırlarını aşmış durumda. Açıkçası bu cezasızlık politikaları ve iyi hal indirimleri, birçok katliama neden oluyor" ifadelerini kullandı.

ERİL ZİHNİYETE KARŞI ÖZ SAVUNMAMIZI GELİŞTİRMELİYİZ

Kürdistan'da muhafazakârlık kimliği adı altında yozlaşmış bir kültür inşa edilmek istendiğini belirten Bahar Peker, "Bu çok net ortada. Bunun yansımasını Kuran kurslarında çocukların cinsel istismara maruz kalmasında görüyoruz. Eril zihniyete karşı tüm kadınların artık öz savunmalarını geliştirmesi gerekiyor. Bu noktada Kürt kadın hareketi olarak kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Biz kadınlar bu zihniyete karşı durarak özgürlükçü mücadelemizi genişletmeliyiz. Aynı zamanda ahlaki ve politik bir toplumun inşası için elimizden gelen mücadeleyi vermeye devam edeceğiz" dedi.