'Kadınların öz savunması toplumu da kurtarır'

Fatma Bostan Ünsal, “21. yüzyılda kadınların öz savunması, kendisini ve tüm toplumu ‘sorumlu, ahlaklı, inisiyatif sahibi bir insan’ olmaktan uzaklaştıracak her tür söylem karşısında durmak olacaktır” dedi.

Siyaset Bilimci ve İnsan Hakları Savunucusu Fatma Bostan Ünsal, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin insanlığın genel özgürlük ve eşitlik arayışıyla sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu belirtti.

Tarih boyunca kadın hakları hareketinin toplumsal adaletin sağlanmasında önemli rol oynadığına işaret eden Fatma Bostan Ünsal, şunları söyledi: "Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine kısa bir göz atmak bile insanlığın genel özgürlük/eşitlik mücadelesi ile sıkı sıkıya ilişkili olduğunu gösterir. Fransız ihtilalini büyük bir coşkuyla karşılayan ve bununla ilintili olarak Vindication of the Rights of Men (1790) kitabını yazan Mary Wollstonecraft’ın iki yıl sonra Vindication of the Rights of Woman kitabını yazmasıdır. Kadınların ikincil görüldüğü, temel faziletler olarak itaat etmek, alımlı olmak gibi kabullere karşı çıktığı kitabın yazılması bu ortamda olabilmiştir. Yine kadınların oy hakkı mücadelesi ile köleliğe karşı mücadele ve Amerikan iç savaşı sırası/sonrası arasında paralelliğin görülmesi bu durumu gösterir. Kadınların mücadelesi, kölelikle mücadele, sonrasında siyahlara yönelik ayrımcılıkla mücadele, kolonyalizme itiraz, yerli halklara yönelik baskılar ve onların güçlendirilmesi, muhtemel çevre felaketlerine dikkat kesilmek gibi global/bütüncül hak mücadelesi içinde çok çeşitlenmiştir. Bu alanda çok önemli mesafe kaydedilmiş olsa bile bu bakış açısının hâlâ ana akım olarak sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta yer aldığını düşünmüyorum. Yerleşmiş adaletsizlikleri fark eden, bununla mücadele etme pratiği geliştirmiş yaklaşım, bugün en açık şekilde İsrail’in Filistinlilere yönelik korkunç saldırısında gördüğümüz kaos ortamını barışçı ve adil bir yöne çevirme potansiyeline sahiptir. Çok İlginç şekilde Filistin’i destekleyen gösterilere izin verdiği için Harvard ve Stanford üniversitesinin istifa etmek zorunda kalan iki rektörünün de kadın olması bu çerçevede ilginçtir.”

'KADIN MÜCADELESİ EGEMENLERİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL'

Kadınların öz savunma mücadelesinin, yerleşik güç dengesizliğinin devamına yönelik en büyük engellerden biri olduğuna değinen Fatma Bostan Ünsal, “Bazı insanların veya insan gruplarının bir başkası üzerinde hâkim olmasına yönelik itiraz, giderek genişleyen halkalara farklı grupları -hak mücadelesi içine- dahil etmektedir. Köleci sistemi savunan, kolonyal yönetimi bir zamanlar meşru gören, kadınları ikincil varlıklar olarak gören, yerlileri yarı insan olarak gören bir anlam dünyasından bugün uzaklaşılmış olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Filistinlileri bugün insan görmediklerini açıkça ifade eden İsrail yöneticilerinin ifadeleri çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşte kadınların mücadelesi bu tür ‘yaratılıştan üstünlük” iddialarına en büyük engel oluşturmaktadır” diye konuştu.

“Dünyada insanlara kurtuluş vadeden hiçbir sistem yok” diyen Fatma Bostan Ünsal, bütün dünyada hâkim olan, kazancının önünde hiçbir engel tanımayan kapitalist sistemin, kadın hareketi ile birlikte gelişen çevre hareketi, işçi haklarını savunan sendikalar gibi engellerle karşı karşıya kaldığının altını çizdi.
Kadınların ‘belli vücut ölçüsünde olma’, ‘belli güzellik normlarına uyma’ya zorlandığına dikkat çeken Fatma Bostan Ünsal, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Yaygın medya vasıtaları ile kadınları ikincil gören, temel görevinin erkekleri hoşnut etmek ve güzelleşmek olduğunu öngören geleneksel anlayışların modern versiyonu olarak kadınları meşgul etmekte, evrende sorumlu bir varlık olarak hareket etmesine engel olmaktadır. 21. yüzyılda kadınların öz savunması, kendisini ve tüm toplumu ‘sorumlu, ahlaklı, inisiyatif sahibi bir insan’ olmaktan uzaklaştıracak her tür söylem karşısında durmak olacaktır. Çevre felaketleri veya insanlığa büyük zarar verecek diğer sonuçlara sebep olsa bile kazancını hiçbir sınırlama olmadan arttırmak isteyen hâkim düzende kadınların itirazı en önemli engel olmaktadır. Kadınların bu sorumluluktan uzaklaşması insanlığı bu tehlikede savunmasız bırakacaktır.”