KÖM’den kadınlara ‘sessiz kalmayalım’ çağrısı

Silvan'ın bombalamalar nedeniyle Kobanê'ye benzediğini belirten KÖM heyeti, tüm kadınlara "Bulunduğumuz her yerde bu savaşı durdurmak ve onurlu bir barışı getirmek için sessiz kalmamalıyız" çağrısında bulundu.

Amed’in Silvan ilçesinde asker ve polis saldırısının ardından ilçeye giderek incelemelerde bulunan KÖM heyeti, izlenimlerini paylaştı. Silvan'ın bombalamalar nedeniyle Kobanê'ye benzediğini belirten KÖM heyeti, tüm kadınlara "Bulunduğumuz her yerde bu savaşı durdurmak ve onurlu bir barışı getirmek için sessiz kalmamalıyız" çağrısında bulundu. 

Kadın Özgürlük Meclisi'nde (KÖM) yer alan Nimet Tanrıkulu, Ceylan Bağrıyanık, Hatice Ödemiş, Yüksel Mutlu, Evrim Kurdoğlu, Macide Şimşek, Dilek Öcalan, Mehveş Evin, Işıl Özgentürk, Filiz Kerestecioğlu, Güneş Engin, Ayşe Acer Başaran, Fatma Yalçın'dan oluşan heyet, asker ve polis saldırısının gün boyu sürdüğü Amed’in Silvan ilçesine gitti. Heyet, Silvan'da yaşananları, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında yaptıkları basın toplantısıyla açıkladı.

KÖM heyetinden Nimet Tanrıkulu, gördükleri karşısında dehşete düştüklerini belirtti. Kendilerine gelen bilgiler ışığında Silvan'a gitme kararı aldıklarını belirterek, "İlçe merkezine girmeye çalıştığımızda özel hareket timleri bir kısmının yüzleri kapalı olmak üzere ellerinde uzun namlulu silahlarla bize doğrultular ve bizim oradan ayrılmamızı istediler. Bizde ısrarla kendileriyle görüşmek istediğimizi söyledik. Kendimizi tanıttık. Türkiye'nin dört bir yanında barış görüşmelerini yürüttüğümüzü söyledik. Bugün Silvan'da yaşadığımız süreç Türkiye'nin 90'lı yılarından farkı yoktur söyleminin tam denk düşen bir süreçti. Bize silahları doğrulatırken seslerini de yükselterek tehditvari bir tonla bizden derhal oradan ayrılmamızı istediler. Biz uzun bir süre orda bekledikten sonra içeri girebildik" diye konuştu.


Silvan halkının kaygılı olduğunu, çok sayıda yaralının olduğunu aktaran Tanrıkulu, yaşananlardan önce polis tarafından Tekel Mahallesi'nin boşaltılması yönünde çağrı yapıldığının da altını çizerek şunları söyledi: "Çok sayıda kişi sokakta çaresiz bir şekilde ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Bize gösterilen yaklaşım aynı şekilde milletvekili arkadaşlarımıza da gösterilerek oradan bir an önce çıkmaları söylenmiş. Tabi şu an bölge milletvekillerimiz orada" diye konuştu. Kadınların bölgede olmasının ne kadar önemli olduğuna vurgu yapan Tanrıkulu, "Türkiye'nin dört bir tarafındaki kadınlara duyuruyoruz ve buraya gelmeleri için çağrı yapıyoruz."

İlçeye girmekte dahi zorlandıklarını aktaran heyetin üyesi Filiz Kerestecioğlu ise, "Silvan'a baktığımızda kapısı kapanmış büyük bir şehir gibi ve insan diyor ki bir ülke ve bir halk aynı hikâyeyi kaç kere yaşar? Gerçekten artık yaşamak istenmediğimiz şeyler bunlar. Belediyeye gittik itfaiyecilerle konuştuk. Yakılan evlerin olduğunu öğrendik. Ondan sonra Kaymakam ile görüştük. Kaymakamın henüz bir hafta önce geldiği öğrendik kendisinden. Silvan'a hâkim olmadığını belirti. İki üç mahallede çatışmalar var insanlar evlerine gıda alamıyor. Küçük çocuklar var o çocuklara süt ulaştırılamıyor" dedi. "Aslında baktığımızda askerler de ölmek istemiyorlar. Onlar da çok korkuyorlar" diyen Kerestecioğlu, kimsenin ölmesini istemediklerini ve kadınlar olarak yaşananların takipçisi olacaklarını ifade etti. 

İmralı Heyeti üyesi Ceylan Bağrıyanık da, Silvan'da savaş filmlerinde olan manzaraların olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Orada halkla ve genelde kadınlarla yaptığımız görüşmelerde de Silvan'ın bombalanmasından ve taranmasından tam bir Kobanê olduğunu ve Kobanê gibi viran edildiğini her yerin bombalandığı ve evlerin ve işyerlerinin ateşe verildiğini belirtiler. Orada kurulan abluka bu toplumu çok kaygılandırıyor. Biz kadınlar olarak bu savaşın durdurulması için tüm demokratım diyen ve savaş istemeyen vicdanla hareket eden bütün herkesi ve özelliklede kadınlara buradan tekrar bir çağrı yapmak istiyoruz. Bulunduğumuz her yerde bu savaşı durdurmak ve onurlu bir barışı getirmek için sessiz kalmamalıyız."