Köln’de Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyen TJK-E, yeni kampanyasını ilan etti. Toplantıya çok sayıda kadın hareketi ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Türkçe ve Kürtçe okunan kampanya metninde, “Değişim ve özgürlük için sen de ayağa kalk” (Ji bo azadî û guhertinê tu jî rabe ser piyan) hamlesinin startı verildi.
Bu örgütlenme seferberliğinin amacı şöyle özetlendi: “Bu hamle özgür kadın özgür toplum önündeki tüm anlayış ve engelleri ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yine kadının duyguda düşüncede yeniden örgütlenmesi yaşamı demokratik ulus paradigması esaslarına göre inşa etmesi özgür bir geleceğin tüm toplumlara kazandırılmasının yegane yoludur.”
Basın toplantısında okunan kampanya metni şöyle:
“Erkek egemen ve devlet aklı kadının bedeni, duygusu, ve emeği üzerinde geliştirdiği tahakküm ve baskıları sistemli hale getirerek toplumun bütün kesimlerinde kadına karşı şiddet kültürünü yaratır. Erkeğin zihniyetinde çok çeşitli kodlamalar yaratarak anti toplum politikalarını ahlaki ve politik topluma ait olmayan kapitalist sistem öğretilerini çok ustaca yerleştirmektedir. Toplumun özsavunmasını erkeği kadına ve değerlerine saldırtarak yavaşlatmaktadır. Kadının toplum içindeki statüsünü düşürdüğü oranda kendisinin aile ve toplum içerisinde zora ve şiddete dayalı hatta katletmeye dayanarak statüsünü korumaya çalışır. Devletin kadının ucuz iş gücü, doğurma makinesi, cinsel meta, iradesi, düşüncesi bedenini anti toplum yasalar aracılığı ile mutlak tahakkümü esas almaktadır. Toplumu toplum yapan çok inançlı ve farklı halkların bir aradalığını kendisi için bir tehlike olarak görmektedir. Bu kadar sistemli tahakküm ve zora dayalı politikaların özünde kadının varlığından, örgütlenmesinden, topluma öncülük etmesinden ve Xwebun olmasından yaşadığı korkudur. Genelde halklar ve kadınlar üzerinden yürütülen politikaların tümü devletin ve erkek egemen sistemin varlığını sürdürmesini sağlayan en temel alan olmaktadır. Günümüzde de kapitalist modernitenin yaşadığı krizi kadınları ve gençleri daha fazla sömürmek ve özünden uzaklaştırarak aşmaya çalışmaktadır. Gelişen teknoloji ile gençleri izole ve teknik bir yaşama mahkûm ederek aile ve sosyal bağlarından koparmayı hedeflemekte madde bağımlılığına ve fuhuşa sürüklemektedir. Yine kadınları kendi bedenine yabancılaştırmakta estetik operasyonlar adına hem sağlığını yitirmesine neden olmakta hem de devasa ekonomik olarak da sömürmektedir. Kadına yönelik şiddet uluslar arası bir konseptte ele alınmakta ve her ülkede farklı boyutlarda olsa da özünde aynı politik uygulamalar ile yaşama geçirilmektedir. Kadına yönelik şiddet dil, din ve ırk ayrımı yapmaksızın bütün kadınları hedeflemektedir. Tahakküm, her türlü şiddet ve baskıya karşı mücadelede örgütsüz olan hiçbir kadının yaşama ve başarma şansı yoktur.
Toplumsal, ekonomik sorunların çözülmediği sürece köklü değişimlerden bahsetmek mümkün değildir. Kürt kadın hareketi olarak tüm bu sorunlar başta olmak üzere bütün sorunlarımızın tanımı yapmak ve çözümü ortak tartışarak kolektif ruhla mücadele ile aşabilmek için toplumsal tüm dinamikleri ve özelde de kadınların örgütlenme ve çözüm sürecine dahil olması için bizlerde Avrupa da ’”DEĞİŞİM VE ÖZGÜRLÜK İÇİN SEN DE AYAĞA KALK’’ şiarıyla bir hamle başlatıyoruz.
Dini, dili, etnik kimliği ne olursa olsun erkek egemen sistemden, öğretilerinden ve dayatmalarından rahatsız olan tüm kadınları ’’Jin Jîyan Azadî’’ felsefesi ile yaşamı yeniden örmeye çağırıyoruz. Erkek egemen zihniyetin saldırılarına karşı tek bir kadın ve aile örgütsüz kalmasın bilinci ve hedefi ile örgütlenmek, dünyanın neresinde olursa olsun şiddete ve saldırıya uğrayan bir kadın varsa, tepki göstermek, kabul etmemek yaşanan şiddetin bütün kadınlara yönelik olduğunu görmek ve hissetmek An’da özgürlüğü yaratma hedefinin ilk adımlarıdır. Aile içerisinden başlayarak bütün toplumu bu anlayışlara karşı bilinçlenme ve eğitsel faaliyetler ile toplumun çürümüş yanları onarılır ve toplumsal inşa sağlanır. Bir toplumun en temel özsavunma aracı demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma esaslarına göre ve toplumun ihtiyaçlarına göre inşa etmek ve örgütlemek ile toplumda ki ahlaki ve politik alan açığa çıkacaktır. İnşanın başarıya ulaşmasının yegane şansı da verili olan toplumsa cinsiyet rollerinin tüm verili klasik ve modernist kadın anlayış ve alışkanlıklarından arınma ile mümkündür. Yine erkeğin var olan egemen, feodal, tekçi, baskıcı ve şiddet ile donatılmış zihniyetinin aşılması için tüm toplumsal kesimleri çok güçlü ve süreklilik arz eden radikal bir mücadeleyi esas almak gerekir.
Yine toplumda antikapitalist, çevreci, feminist, inanç çevreleri tüm erkek egemen sisteme karşı muhalif olan bütün kadınların mücadele etmesi sorunların aşılmasında ve demokratik ulusun tüm boyutları ile yaşamsallaşması için ortak bir çatı altında örgütlenmesi hayati önemdedir.
Kürt kadın hareketi olarak büyük bedeller ile yaratılan Rojava Devriminde verilen mücadele ve kazanımlar bütün dünyada kadınlar nezdinde büyük bir umutla karşılanmış alternatif özgür yaşam umutlarını yeniden yeşertmiştir. Barbar DAİŞ çetelerine ve onları besleyen zihniyete karşı mücadele dünyanın her yerinde kadınlardan doğru bir karşılık bulmuştur. Bir kez daha çok net görülmüştür ki kadının direndiği, mücadele ettiği ve savaştığı bir toplum karşısında hiçbir faşist örgüt ve sistemin yaşama şansının olmadığı gerçeğidir.
bilinç ile tüm alanlarda kadına yönelik şiddetin evrenselleştiği gerçeğini doğru okuyarak, yerelden genele doğru evrensel kadın ağlarını, komitelerin oluşturmak ve örgütlenmeyi mücadeleyi büyütmemiz bizim özgür yaşam ve alanları açığa çıkaracaktır. Kadının sosyolojik durumunu doğru ile almak ihtiyaçlarını birlikte belirlemek de kapitalisit sistemin sunduğu sanal özgürlük anlayışını başa çıkaracaktır. Kadının bilinçlenmediği, örgütlenmediği, her alanı kapitalist sistemin tüketici ve bireyci anlayışlar ile doldurduğu gerçeğini görerek doğru bir kadında, gençlerde ve toplumda “DEĞİŞİM VE ÖZGÜRLÜK İÇİN SEN DE AYAĞA KALK” şiarı ile örgütlenme seferberliği başlatıyoruz. Bu hamle özgür kadın özgür toplum önündeki tüm anlayış ve engelleri ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yine kadının duyguda düşüncede yeniden örgütlenmesi yaşamı demokratik ulus paradigması esaslarına göre inşa etmesi özgür bir geleceğin tüm toplumlara kazandırılmasının yegane yoludur.
Bu temelde Avrupa Kürt kadın hareketi olarak bu hamleyi bulunduğumuz alanda farklı eylem, etkinlik ve faaliyetlerle yürüteceğiz. Bir kez daha ’’DEĞİŞİM VE ÖZGÜRLÜK İÇİN SEN DE AYAĞA KALK’’ diyoruz.”