Leyla Qasım'ın direniş bayrağını devralarak sembolleşen Viyan Soran'dan etkilenip gerilla saflarında mücadele veren Zilan Pencewin; "Bugün Zilan, Beritan ve Viyan benim için nasıl ki öncüyse Leyla Qasım da öyledir" dedi.

Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi, Kürdistan'ın bölüşülen her parçasında ayrı ayrı bedeller verilmiştir. Bu bedeller Kürt tarihi boyunca süre gelmiştir. Bunlardan bir tanesi de Güney Kürdistan Kurtuluş Mücadelesi yürütürken, 1974’de Baas Rejimi tarafından idam edilen Kürt Kadınlarından Leyla Qasım'dır. Kürdistan'ın her parçasında sembolleşen Kürt kadınları Zeynep Kınacı, Gülnaz Karataş, Şirin Elemhulî ve Leyla Qasım günümüzde de Kürt kadın öncüleri arasındadır. İdam edilişinin 42. yıl dönümü olan Qasım, bugün de ulusal kurtuluş mücadelesini yürüten savaşçılar tarafından anılarak, onu kendilerine bir çizgi olarak görüyor. Bu savaşçılardan bir tanesi Zîlan Pencewîn aslen Federal Kürdistan kentlerinden Süleymaniye'ye bağlı Pencewîn ilçesinden. Şu an PKK saflarında mücadele yürüten Pencewîn; "Bugün benim için Zîlan, Bêrîtan ve Vîyan nasıl ki öncüyse Leyla Qasım'da öyledir" diyerek günümüzde de Qasım'ın ardıllarının olduğunu söyledi.

‘KÜÇÜK BİR DÜNYANIN BÜYÜK BİR ANLAMI OLAMAZ’

Başurê Kürdistan'da feodal toplum yapısından kaynaklı, kadınların küçük düşürüldüğünü, kadının kendine karşı güvensizleştiğini, iradesinin kırıldığını belirten Pencewîn şunları aktardı: “Tüm dünyada kadın üzerinde bir sömürü söz konusudur. Başurê Kürdistan'da yaşananlar çok farklı olmamakla birlikte, kadın üzerindeki sömürünün en derinleştiği bir yerdir. Orada kadınlar tüm dünyasını bir aileyle sınırlandırıyor. Böylesi küçük bir dünyanın büyük bir anlamı olamaz. Leyla Qasım bu toplumda yaşamış, yaşanan derin köleliği kabul etmemiştir. O küçük bir yaşamı ret ederek büyük bir yaşama doğru adım atarak ilerlemiştir."

'DİRENİŞİ YENİ NESİLLERDE CAN BULDU’

Leyla Qasım'ın kadın mücadelesinde direnişin sembolü olarak hafızalara kazındığını anlatan Pencewîn; "Tarihte oynadığı rolle adını tarih sayfalarına direnişçi Kürt kadını olarak yazdıran Leyla Qasım'ın şehadetinin üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen halen unutulmamış, aksine direnişi yeni nesillerde can bulmuştur" diyerek Berîtan, Zîlan, Vîyan ve Leyla'nın kendisi için birer çizgi olduğunun altını çizdi.

“Bugün Kürt kadını başta olmak üzere tüm dünyada milyonlarca kadın, sembolleşen bu direnişçi kadınların izinde yürüyerek, özgürlük mücadelesini sürdürmektedir" diyen Pencewîn şöyle konuştu: "Tarih boyunca kadına dair her şey tarih sayfalarından silindi. Eğer bu gün biz kadınlar tarihe adını direnişle yazdıran kahraman kadınların mücadelelerini sahiplenmezsek, o çizgide ilerlemezsek onlarda aynı şekilde tarih sayfalarında silinebilir. Bu nedenle tüm kadınlar başta olmak üzere ve özelde Kürdistan'daki kadınlar erkek egemen zihniyetine boyun eğmemelidir. Leyla Qasım ve kahraman kadınların ruhuyla direnişçi kadın çizgisinde ilerlemelidir."

'LEYLA QASIM VE VİYAN SORAN ÇİZGİSİNDE İLERLEYİP DİRENMEK ŞARTTIR’

Başurê Kürdistan'da yaşayan kadınların içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekerek her kesten önce onların direniş saflarına katılmaları ve özgürlük için en büyük adımı onların atması gerektiği vurgusunu yapan Pencewîn; "Leyla Qasım ve Viyan Soran çizgisinde ilerleyip direnmek şarttır. Bu kahraman direnişçi kadınların mücadelelerini herkesten önce kendileri sahiplenmelidir. Çünkü derin köleliğin yaşandığı, çığlıklarının duyulmadığı yerlerden bir tanesi de Başurê Kürdistan'da yaşayan kadınlardır. Kadın özgürlüğü onlar için bir yaşam ihtiyacıdır. Kadın köleliği zihniyet köleliğidir. Bu zihniyet değiştirilmeden gerçek bir özgürlükten söz edilemez. Bundandır ki her Kürt kadını kölelik zincirlerinden kurtulana kadar başkaldırmalıdır, özgürleşene kadar da direnmelidir" diyerek mücadelenin kaçınılmaz olduğu bu süreçte tüm Kürt kadınlarının direnişe katılması çağrısında bulundu.