PAJK: Silopi’de katledilen üç kadın Saraların ardılıdırlar

PAJK Koordinasyonu, Paris katliamının dördüncü yılında Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’ı yazılı bir açıklama ile andı. Açıklamada, ‘intikamını alana kadar katliamcıların peşini bırakmayacağız’ mesajı verildi.

PAJK Koordinasyonu, Paris katliamının dördüncü yılında Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’ı yazılı bir açıklama ile andı. Açıklamada, ‘intikamını alana kadar katliamcıların peşini bırakmayacağız’ mesajı verildi.

Silopi katliamına da dikkat çekilen açıklamada, ‘’Silopi’de üç özgürlükçü kadın siyasetçinin katledilmesi, devletin öz yönetim direnişine saldırılarının sonuç almamasına duyduğu öfkenin ifadesidir. Direnişe en güçlü ve aktif kadınlar katılmaktadır. Kuzey devrimi de kadın devrimi olarak karakter kazanmaktadır. Bu nedenle AKP’nin savaş çeteleri en fazla kadınları hedef almaktadır’’ denildi.

ÜÇ KADIN YOLDAŞIMIZA BAĞLILIK SÖZÜMÜZÜ YİNELİYORUZ

Partiya Azadiya Jinên Kurdistanê-PAJK Koordinasyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, 9 Ocak 2013’te Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez anıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: ‘’Üç kadın yoldaşımızın anılarına bağlılık sözümüz, özgürlük hayallerini gerçekleştirmek olacaktır. Paris katliamının amacı, özgürlük bayrağını yükselten hareketimiz PKK’ye, direnişiyle an be an özgürlüğü yaratan halkımıza ve özgürlüğün öncü gücü kadın hareketimize darbe vurmaktır. Paris katliamının dördüncü yıldönümüne birkaç gün kala Silopi’de Seve Demir,  Pakize Nayir, ve Fatma Uyar’ın öldürülmesi de aynı katliamcı zihniyetin ürünüdür. Paris katliamının yıl dönümüne denk gelitirilmesi faillerin aynı güçler olduğu, katliamdaki amaçlarıda aynıdır. Çünkü özgürlükçü bu üç kadın siyasetci de Saraların ardılıdırlar. Direnen kadına katliam dayatan tüm hegemon ve devlet güçleri şunu bilmelidir ki, nasıl ki Paris şehitlerinden sonra özgürlük direnişi daha büyümüşse, Silopi şehitlerinden sonra da Kuzey Kürdistan’da direniş, Kürt halkı özgürlüğünü kazanana kadar yükselerek sürecektir.’’

SARA YOLDAŞ KADIN ÖZGÜRLÜK ÇİZGİSİNİ DURUŞUNDA SOMUTLAŞTIRMIŞTIR

Sakine Cansız’ın mücadele yaşamına dikkat çeken PAJK Koordinasyonu açıklamasında; ‘’Özgürlük hareketimizin PKK’nin kurucularından olan Sara yoldaş, kadın özgürlük çizgimizin karakterini hareketimizin kuruluş aşamasından itibaren kendi duruşunda somutlaştırmıştır. Özgürlük hareketine kendi çabalarıyla ulaşıp katılması, özgürlüğü arayan bir ruhun, özgürlüğü neredeyse arayıp onu bulacağına en güzel örnektir. Zindanda dayatılan teslimiyet ve irade kırma yaklaşımına karşı destansı direnişi kararlı bir özgürlük militanının her koşulda göstereceği dirayetin sembolüdür. Sara yoldaşımız, yıllarca dağlarda, toplumsal ortamlarda ilk günkü coşkusundan ve heyecanından en ufak bir sarsılma yaşamadan, her gün inancını ve kavgasını daha da büyüterek, yaşamı görkemli bir direniş olarak yaşamıştır.  PKK’nin direniş çizgisinin sembolüdür, kadın hareketinin özgür kadın kişilik ölçüsünün temsilidir, direnen halk gerçeğinin Dersim mirasının yaşayan abidesidir. Kadın Özgürlük Partisi PAJK olarak bizlerin ideolojik çizgimizin somutlaşmış ifadesidir.

SARALARIN ŞEHADETİ DİRENİŞİ DAHA DA BÜYÜTMÜŞTÜR

‘’Paris katliamının arkasındaki güçler, özgürlüğü, halkımız, kadın özgürlük hareketi ve PKK şahsında vurmak isterken Saraların şahadeti, direnişi daha da büyütmüştür. Adeta dünyanın her yerinden özgürlük ve demokrasi arayışçıları, onların katliamına karşı bir araya gelmiştir. Dünyanın tüm özgürlük arayışçıları özgürlüğe, direnişe adanmış bir ömrün heybeti etrafında toplanmıştır. Rojbin yoldaş coşkusuyla, özgür kadın duruşuyla onu tanıyan herkesi etkilemiş ve özgürlük adına bir çekim merkezi olmuştur. Özgürlüğün yaşayan ruhu, dili olmuştur. Ronahi yoldaş ise özgürlük arayışının gençlik sembolüdür. Bu üç yoldaşımızın ortak ruhu mücadelenin neresinde ve hangi aşamasında olunsa da en içten, en özlü, en dinamik ve en güçlü katılımın ifadesidir. Onlardan öğrendiklerimiz, ve kazandığımız ruhla mücadeleyi daha da yükseltmekteyiz. Onların mücadele duruşlarının öğrettikleri tüm kadınları özgürlük etrafında daha da kenetlemekte ve birleştirmektedir.  Asla unutulmayacaklar, mücadelemizin her anında direnişçi özgür kadın olmanın sembolü olarak bizlerle olacaklardır’’ denildi.

Paris katliamının mücadeleleri için kritik bir dönemin karakterini sembol ettiğini belirten PAJK, Devlet heyetinin Kürt Halk Önderi Öcalan ile ilk defa görüşmeye başladığı bir sürece denk gelmesi, o sürecin karakterinin tehlikesini ifade ettiğine dikkat çekti.

Açıklama şöyle devam ediyor:

Sara yoldaşımız en zor dönemlerde bile özgürlük umudunu capcanlı korumuş, barışa inanmış bir kişilikti. Böyle bir sürecin şehidi olması bu anlamda da manidardır. Halkların barışını kendisi için tehlike gören, kandan ve ölümden beslenen katil ruhlu egemen güçler bu katliamla halkların barışını doğmadan boğmak istemişlerdir. Paris katliamı, o sürecin özgürlük kadar katliamların da gelişme potansiyelinde olduğunun ifadesidir. Önderliğimiz sürecin bu karakterine rağmen özgürlük ve halkların birliği mücadelesini yürütmüş ve bu halkların direniş cephesinde bir uyanış ve birlik yaratmıştır.

ÖZGÜR KÜRT DİRİLİŞİNİ BOĞMAK İSTİYORLAR

Önderliğimizin yürüttüğü sürecin, hegemonyasının darbelediğini gören TC devleti ve AKP hükümeti, yeniden bir savaş konseptiyle özgür Kürt dirilişini boğmak istemiştir. Bu sefer en faşist ve vahşi yöntemlerle, Amed, Suruç ve Ankara’da olduğu gibi toplu katiamlarla halkların ortak direnişini sindirmek istemiş. Kürdistan ilçelerinde öz yönetim direnişi gösteren halka tankla topla saldırıp şehirleri yıkarak irade kırmaya çalışmıştır. Sivil insanları sokak ortasında katlederek tüm toplumu katliamla tehdit etmektedir. Fakat artık geldiğimiz süreç özgürlük bilincinin geliştiği, örgütlendiği bir süreçtir. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin zafere en yakın olduğu günlerdir. Bu nedenle düşman saldırısı da en üst düzeydedir. Ama artık hiç bir saldırı özgürlük iradesini kıramaz, saldırılar arttıkça öfke ve mücadele daha da büyüyecektir. Çünkü Kürt halkı bu direniş ruhunu Saralardan devralmıştır, direnişi Onlardan öğrenmiştir, zafere kadar mücadelede kararlıdır.‘’

KATLİAM ZİHNİYETİ KADIN ŞAHSINDA ÖZGÜRLÜK İRADESİNİ KIRMAYA ÇALIŞMAKTADIR

5 Ocak günü Silopi’de katledilen üç Kürt kadın siyasetçiyi de anan PAJK, bu katliama ilişkin şu mesajı verdi;

Silopi’de üç özgürlükçü kadın siyasetçinin katledilmesi, devletin öz yönetim direnişine saldırılarının sonuç almamasına duyduğu öfkenin ifadesidir. Direnişe en güçlü ve aktif kadınlar katılmaktadır. Kuzey devrimi de kadın devrimi olarak karakter kazanmaktadır. Bu nedenle AKP’nin savaş çeteleri en fazla kadınları hedef almaktadır. 54 yaşındaki Taybet anadan 12 yaşındaki Bişeng Garan’a kadar katliam zihniyeti kadın şahsında özgürlük iradesini kırmaya çalışmaktadır. Katil AKP çeteleri, kadınların direnişteki aktif öncülüğüne öfkelerini sağ ele geçirdikleri bu özgürlükçü kadın siyasetçilerini önce işkence edip sonra kafalarına onlarca mermi sıkarak katletmekte göstermişlerdir. Paris katliamının yıl dönümüne denk getirilmesi tüm kadınlara, tarih tekrar eder, direnen katledilir şeklinde verilmek istenen bir mesajdır. Buna kadınlar cephesinden verilecek cevap, direnişçi kadınların, yoldaşların intikamı alınana kadar mücadelenin büyütüleceğidir.

KADINLARA ÇAĞRI

PAJK Koordinasyonu, açıklamanın sonunda şu çağrıda bulundu:

Paris katliamının yıl dönümünde tüm kadınlar ve halkımız Sara, Rojbin ve Ronahi yoldaşların anısına eylemlerde olmalıdır. Katiller açıklanıp cezalarını alana kadar peşleri bırakılmamalı mücadele büyütülmelidir. Ulus devletin katliamcı zihniyetine inat, tüm kadınları özgürlük bayrağı altında birleştirelim. Paris katliamının yıl dönümüne denk yaşanan Silopi katliamı başta Bakurê Kürdistan ve halkımızın bulunduğu her yerde katil devlet zihniyetinden hesap soran eylemlerle kınanmalıdır. Silopi başta olmak üzere Sur, Cizre, Kerboran, Nusaybin’de devam eden öz yönetim direnişin tüm Kürdistan’da yükseltilmelidir Bakur’da yükselen devrim ateşi Önderliğimizin özgürlüğüyle taçlanana kadar direniş büyütülmelidir. Tüm kadınlar katillerden hesap sormalı ve özgürlük şehitlerinin hayallerini gerçekleştirme azmiyle mücadeleye yüklenmelidir. Kuzey devrimi Önder Apo’nun özgürlüğü devrimidir bilinciyle mücadele büyütülmelidir.