PAJK Koordinasyonu yazılı bir açıklama yayınlayarak 30 Haziran 1996’da Dersim’de fedai eylem gerçekleştiren Zeynep Kınacı’yı (Zilan), 1998 Newroz’unda zindanda bedenini ateşe verdikten sonra 17 Haziran 1998’de yaşama gözlerini yuman Sema Yüce ve 7 Haziran 2002 tarihinde Medya Savunma Alanlarında bir komplo sonucu yaşamını yitiren Filiz Yerlikaya’yı (Gulan) andı.

PAJK Koordinasyonu tarafından yayınlanan açıklamada “Şehadetinin 19. Yıldönümünde Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşı, 17. Yıldönümünde Sema Yüce yoldaşı, 13.yıldönümünde Gulan-Filiz Yerlikaya’yı saygı ve minnetle anıyoruz” denildi.

Ortadoğu’daki özgürlük mücadelesinde yaşamını kaybeden tüm devrimcilerin anıldığı ve özgür savaşçılarının selamlandığı açıklamada şunlar belirtildi: “Zilan-Zeynep Kınacı yoldaş 30 Haziran 1996’da Dersim’de fedai eylem yaparak kadınlar ve Kürt halkı için tarihin seyrini değiştirmiştir. Sürece müdahale etmiş, bir eyleme yüzyıllık bir gelişmeyi sığdırmıştır. Önderliğimize 6 mayıs 96’da yapılan bombalı saldırının Önderlik şahsında kadınların, halkımızın özgür yaşamının, mücadelemizin tasfiyesinin amaçlandığını derinden anlayarak müdahale etmiştir. Sömürgecilik sisteminin beyninde patlamıştır. Sömürgeciliği derinden sarsmıştır, kırmıştır. Zilan yoldaş, yaşamıyla, eylemiyle bir manifestodır. Önderliğimizin belirttiği gibi özgür yaşama çağrıdır. Bin yıllardan beri düşürülen kadının, İştar’dan Zilana kadar gelen sürecin tersine çevrilmesidir. Yüceleşme yolundaki kadınların tanrıçalaşma zirvesidir. Ortadoğu’da gerçek bir kadın özgürlük baharının yaşanmasına kadın olarak öncülük yapmıştır. Zilan çizgisi, askeri başarı kadar bundan öte ideolojik çıkıştır. Yeni yaşam felsefesidir. Kadınlar ve halklar için nasıl yaşamalı, nasıl savaşmalı sorusuna büyük bir cevaptır. Bu anlamda manifestodur. Zilan yoldaş, kadın olmanın, Kürdistan’da kadın olmanın ne denli zor olduğunun bilinciyle erkek zihniyetinin, onun devlet zorunun, faşizminin ve kadın üzerindeki her türlü zihni, ruhi, bedensel operasyonunu tersine çevirmenin devrimci zorunu radikal bir biçimde ortaya koymuştur. Zilan gerçeği, özgürlük bilinciyle örgütlenmiş kadın kimliğinin, iradesinin baş aşağı giden tarihin seyrinin nasıl değiştirilebileceğinin öncü militan duruşudur. Yaşamı uğruna ölecek kadar sevmenin abidesidir. Kadın kurtuluş ideolojimizin ilkelerinin yaşamsallaştıranıdır. Şehadetiyle 98’de Kadın Kurtuluş İdeolojimiz ilan edilmiştir. Önder APO’yu anlamanın, uygulamanın tarzıdır, çizgisidir. Zilan yoldaşın biz yoldaşlarına bıraktığı vasiyetini yerine getirmek kadın devrimini gerçekleştirmek olacaktır.

Sema yoldaş, parti içi çizgi mücadelesinde kararlı bir duruştur. Önderlik gerçeğine doğru katılmanın, küllerinden kendini yeniden yaratmanın, aşmanın diyalektiğidir. Zilan yoldaşın açtığı yolda kararlılıkla ilerlemenin andlaşmasıdır. Sema yoldaş, mektubunda Zilan yoldaşın ardılı olarak takipçisi olacağını belirtmiş, kadın kurtuluş ideolojisinden büyük bir heyecan duyduğunu ifade etmiştir. Özgürlük aşkını, tutkusunu, mücadele kararlılığını 8 Marttan, 21 Marta bedeniyle taşımak, bir köprü olmak, kadınlara, Kürt halkına taşımak istediğini belirtmiştir.

Gulan-Filiz Yerlikaya yoldaşımız, Zilanların fedailik çizgisinin kurumlaşmasında öncü düzeyde rol oynamıştır. Sayısız kadın-erkek yoldaşlarımızın APO’cu temelde militanlaşmasında, fedaileşmesinde eşsiz bir emek ve çaba sahibi olmuştur. Bu nedenle 7 Haziran’da özel seçilerek hedeflenmiştir. Böylesine öncü militanlarımızın ideolojik-siyasi-askeri düzeyi bir çizgi, kültür, ahlak haline gelerek militan ölçülerimizi somutlaştırmıştır. Bugün fedailik ruhu, bilinci Kürdistan’da halkımızın, kadınların gerçeğine dönüşmüştür. Savaşan bir halk gerçeği yaratılmıştır. Rojava’da en hunharca, dehşet düzeyinde yürütülen soykırım saldırılarında görüldüğü gibi direnen bir halk ve kadın gerçeği yaratılmıştır. Bu anlamda Rojava’da kazanan iradenin zaferi olmuştur. Toplumsal bir bilinç, öz savunma örgütlülüğüne yol açmıştır. Bu çizginin takipçileri olarak Binevşler, Arin Mirkanlar, Revanlar, Zilan Pepuleler, Kawandeler yaratılmıştır.

Yüce soylu değerlerimizin yoldaşları olarak bir kez daha şehitlerimizle zafer sözleşmesini kadınlar olarak, halk olarak, militanları olarak yineliyoruz. Her gün kadın kurtuluş ideolojimizin ilkeleriyle yaşamak, Kobani iradesiyle savaşmak, Kobani zafer ruhuyla başarmaktır. Kobani iradesi, ruhu Zilan ruhudur, Zilan iradesidir, çizgisidir. Bu temelde Önderliğimizi özgürleştirmek, kadın özgürlüğünü, halklarımızın demokratik konfederal sistemini inşa etmek ve savunma görevimiz vardır. Kobani, Kürt halkı, Kürdistan için, kadınlar ve Ortadoğu için 21. Yüzyılda direnişin sembolüdür, kalesidir. Kobani gerçeği dört parça Kürdistan gerçeğidir. Tüm halkımız bu bilinçle yaşamını örgütlemelidir. Bu sadece Kobani’de, Rojava’da yaşanan bir durum değildir. Türkiye’de seçim öncesi ve sonrası yapılan katliam girişimi yeni katliamların provasıdır. Türk devleti, Rojava başta olmak üzere nerede Kürtler adına bir başarı ortaya çıkarsa bunu tasfiye ve imha etmek için tüm varlığını yatırmıştır. İmha etmek için tüm devlet kurumlarını seferber etmiştir. Günlük imha savaşında sonuç almak için her türlü gericiliği kullanmaktadır. Rojava’daki katliamdan bizzat sömürgeci Türk devleti sorumludur. Erdoğan Kürt halkının kazanımları için ‘asla’ müsaade etmeyeceğiz diye itiraf etmiştir. Katliamdaki sorumluluğunu gizlememiştir. Savaş suçlusu olarak halkların vicdanında yerini almıştır. Ancak halklara, kadınlara hesap vermesi, DAİŞ çetelerine verdiği destek ve işbirliği yapma suçundan yargılanması için ve azgınlaşmış faşizme geçit vermemek için Zilanca sürece katılım dönemidir. Zilanlaşarak erkek terörüne, devlet terörüne karşılık verme zamanıdır. DAİŞ-TC işbirliğiyle yapılan katliamda yaşamını yitiren yurtseverlerin ailelerine ve tüm Kürdistan halkına baş sağlığı diliyoruz. Bu saldırılar asla YPJ-YPG’nin direnişini kıramayacaktır. Halkımızın zafer, özgürlük inancını kıramayacaktır. O kadim topraklarda demokratik ulus projesi hayata geçecektir. Bunun ifadesi olan Kobani Kantonu başta olmak üzere Cizere, Afrin Kantonları yeni demokratik-özgür yaşam sistemi olarak her ne pahasına olursa olsun hayat bulacaktır. Devrini tamamlamış olan tek millet, tek dil ve milliyetçilik, ırkçılık, dinciliğe, kimliğe dayalı ulus-devlet örgütlemesidir. Tüm Ortadoğu halkları kardeştir, kardeşçe bir arada özgür yaşama sistemini kadın özgürlüğü temelinde, kadın öncülüğünde kuracaktır. Bu temelde başta kadınları, gençleri ve halkımızı soykırım saldırılarını durdurmaya, öz savunmasını güçlendirmeye çağırıyoruz. Kobani’ye, Şengal’e güçlü sahip çıkmaya çağırıyoruz. Tüm gençleri özgürlük saflarında yurtseverlik görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.”