Sarsılmadan veda etti: Beni Feraşin Yaylası'na gömün

Çocuk yaşta Türkiye kentlerinde emek meselesi ile tanışan Sêvê, sonraki yıllarda ise kadın özgürlük mücadelesinin sarsılmaz bir adanmışı oldu.

Sêvê Demir, ismini bereket tanrıçası Star’dan alan Mardin’in Stewr (Savur) ilçesinde 1974 yılında dünyaya geldi. Çocuk yaşta Türkiye kentlerinde emek meselesi ile tanışan Sêvê, sonraki yıllarda ise kadın özgürlük mücadelesinin sarsılmaz bir adanmışı oldu. Ömrüne doğduğu topraklara ismini veren tanrıça Star’ın izinde bir yaşamı sığdıran Sêvê, Silopi’de “Ölürsem beni Feraşin Yaylası'na gömün” dedikten iki gün sonra devlet güçleri tarafından iki kadın ve bir erkek arkadaşı ile birlikte katledildi. 

ASİMİLASYONA KARŞI EMEKÇİ VE KURDEWARİ DURUŞTA ISRAR

Dicle Nehri’nin bir kolu olan bereketli Stewr Çayı havzasındaki Şutê (Şenocak) köyünde doğan Sêvê, devletin '90’lı yıllarda köyüne yönelik zulüm ve baskısı karşısında ailesi ile birlikte Türkiye kentlerinden Manisa’ya doğru göç yollarına koyulur.

Sêvê, Manisa’ya gittiğinde 13 yaşındadır, ailesi ile birlikte tarla işçiliği yapar. Erken yaşta emek ile tanışan Seve, bir yandan da artık Türkiye kentlerine de taşınan Kürt Özgürlük Mücadelesine yoğun ilgi duymaya başlar. Türkiye kentlerine göç eden yaşıtlarının çoğunluğu asimilasyon ve kent yaşamının etkisine girerken, Sêvê, ise Kürdewari kalmakta ısrar eder ve yıllar sonra arkadaşları arasında emekçi ve güler yüzlülüğünün yanında en çok Kürdewari özelliği ile tanınır. 

KADIN MÜCADELESİNİN ÖNCÜSÜ

Sêvê, ilerleyen yıllarda kadın özgürlük bilincini de geliştirerek, 1997 yılında Manisa HADEP kadın kolları çalışmalarında yer almaya başlar. Bundan sonra da Sêvê Kürt hareketi içerisinde kadın özgürlük mücadelesinin güler yüzlü öncüsü olarak mücadelesini son ana kadar büyük bir inanç ve kararlılıkla sürdürür. 

Manisa’da kadın mücadelesinin en önünde uzun yıllar çalışır, HADEP’in kapatılmasından sonra DEHAP’ta kadın çalışmalarına devam eden Sêvê, son olarak DEHAP Manisa kadın kolları başkanlığı da yapar. 

Sêvê, 2005 yılına gelindiğinde Kürt kadın hareketinin, kadın kimliği üzerinden özgün örgütlenme ve kurumlaşmalarının siyasal alandaki ilk adımlarından biri olan Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) kurucularından biri olarak Kürt kadın mücadelesi tarihinin bu devrimsel dönemecinin de öncülerinden biri olarak tarihe geçer. 

ÖNCÜLÜĞÜ VE KARARLILIĞI ZİNDANDA DA DEVAM EDER

Emek ve fedakarlığı ile her zaman en önde olmayı başaran Sêvê, 2009 yılında AKP hükümeti tarafından devreye konulan ve siyasi soykırım operasyonları olarak kayıtlara geçen "KCK Operasyonları" sırasında da ilk hedef alınanlardan biri oldu. Sêvê bu operasyonlarda, aynı zamanda KCK Ana Davası'nı da oluşturan dosya kapsamında tutuklanan 52 kişiden biriydi.

Dışarıdaki kararlı ve öncü duruşunu mahkeme salonları ve zindanda da sürdüren, özgür kadın mücadelesinin güler yüzlü, emekçi ve Kürdewari öncüsü Sêvê, KCK Ana Davası yargılamaları sırasında Kürtçe savunma direnişinin de öncüsü oldu. 

Sêvê, 12 Eylül 2012 yılında Türkiye ve Kürdistan cezaevlerindeki PKK’li tutsakların “Önder Apo üzerindeki tecridin son bulması ve ana dil hakkının tanınması” talepleri ile başlattığı süresiz açlık grevi eyleminde 68 gün boyunca yer aldı.

CEZAEVİNDEN SONRA ÖZ YÖNETİM İNŞASINDA YER ALDI

5 yıllık tutsaklığın ardından tahliye edilen ve hiç ara vermeden dışarıdaki çalışmalara katılan Sêvê, Temmuz 2014'te kurulan ve programında demokratik öz yönetim modelini esas alan Demokratik Bölgeler Partisi'nde (DBP) PM üyeliğine seçildi. Halkın öz yönetim çalışmalarında yerini alan Sêvê, kadınların öz yönetim inşasına aktif katılımının sağlanmasında her zaman olduğu gibi öncü rol oynadı.

‘BERXWEDAN JİYANE’

Devlet tarafından 2015 Temmuz ile birlikte öz yönetim alanlarına yönelik başlatılan "sokağa çıkma yasakları" ve saldırılara karşı öz yönetim alanlarında sergilenen direnişin içerisinde yer alan Sêvê, son olarak Silopi’de başlayan yasak ve saldırı karşısında ilçeden ayrılmayarak kadınların ve halkının yanında yer aldı. 

Devlet güçlerinin Silopi’de saldırıları arttıkça moral ve kararlılığını daha da büyüten Sêvê, bunu çevresine ve arkadaşlarına da "Bu iş olacak, berxwedan jiyane" sözleri ile taşır. Sêvê, katledilmeden iki gün önce de bir arkadaş sohbetinde sözü ölmeye getirir ve gülerek "Ben burada ölürsem beni Feraşin Yaylası'na gömün” der. Sêvê, ölümünü adeta öngörmesine rağmen, son ana kadar halkın moralini yüksek tutmak için büyük bir çaba sarf eder ve kararlılığından asla taviz vermez. 

ÖZ YÖNETİM MÜCADELESİNİN SEMBOLÜ OLDU

Sara (Sakine Cansız) ile benzer yaşam ve direniş örneklerini taşıyan Sêvê’nin, şehadeti de zamanlama, biçim ve failler açısından Sara'yı hatırlattı. Tıpkı onun gibi iki kadın yoldaşı ile birlikte bir Ocak gününde aynı zihniyet tarafından katledildi. Sêvê, kadın öncülüğünde her geçen gün büyüyen ve kök salan öz yönetim mücadelesinin kadın yüzü ve sembolü oldu. 

Arkadaşlarının imgeleminde “Güler yüzlü, emekçi, mütevazi ve Kurdewari’ olarak yer edinen Sêvê, belki Feraşin Yaylası'na gömülemeyecek, ama Feraşin gibi berrak ve bereketli Stewr’deki dünyaya ilk gözlerini açtığı köyünde, bereket tanrıçası Star’ın ismi ile anılan topraklarda, izdüşümlerini taşıdığı, tanrıçalaşan yoldaşlarına kavuşacak.