'Sessizlik, Türk devletini katliam için cesaretlendiriyor!'

Güney Kürdistanlı aydın ve siyasetçi kadınlar, Türk devletinin Silopi’de Pakize Nayır, Seve Demir ve Fatma Uyar’ı katletmesine ilişkin ANF'ye konuştu.

Güney Kürdistanlı aydın ve siyasetçi kadınlar, Paris ve Silopi’deki kadın katliamlarına karşı mücadeleyi her yerde büyütme çağrısı yaptı. Kadın siyasetçiler, 9 Ocak Paris Katliamı'nın yıl dönümünde Şırnak'ın Silopi ilçesinde üç Kürt kadın siyasetçinin daha katledilmesinin bir tesadüf olmadığına dikkat çekti. Dört parça Kürdistan ve uluslararası çevrelerden de sessiz kalınmaması istendi.

Güney Kürdistanlı aydın ve siyasetçi kadınlar, Türk devletinin Silopi’de Pakize Nayır, Seve Demir ve Fatma Uyar’ı katletmesine ilişkin ANF'ye konuştu.

AZİZ: KÜRT KADINI ŞAHSINDA TOPLUM TESLİM ALINMAK İSTENİYOR

Kürdistan Ulusal Kongres i(KNK) Başkanlık Divanı üyesi Pervin Aziz, Silopi’de 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesini, Paris Katliamı'ndaki gibi Kürt kadını şahsında Kürt toplumunu teslim alma planı olarak yorumladı. Aziz devamla şöyle konuştu: "Kuzey Kürdistan'da 3 kadın siyasetçinin katledilmesinin, 9 Ocak Paris Katliamı'nın 3. yıl dönümüne denk getirilmesi tesadüf değildir. Kürt kadını şahsında Kürt halkına karşı uygulanan kirli komplo planlarının devam ettiği iyi anlaşılmalıdır. Türk devleti Kuzey Kürdistan'da soykırım politikalarını devreye koymuş durumda. Bu saldırılara karşı başta Kürt kadını olmak üzere, Kürt halkı görkemli bir direniş sergiliyor. Türk devleti Kürt özgürlük mücadelesine öncülük eden Kürt kadınlarını katlederek, Kürt halkını mücadeleden koparıp, tasfiye etmek istiyor."

'AVRUPA'NIN SESSİZ KALMASI SUÇ ORTAKLIĞIDIR'

Uluslararası toplumun ve kamuoyunun katliamlara karşı sessizliğinin katliama ortak olma anlamına geldiğini söyleyen Aziz, "Eğer Paris Katliamı'nı gerçekleştirenler ortaya çıkarılıp bağlantıları deşifre edilseydi, bugün Türk devletine karşı başta Avrupa olmak üzere uluslararası toplum sessiz kalmazdı. Bu anlamda Avrupa Kürdistan’da uygulanan soykırıma ortaktır" dedi.

'TÜRK DEVLETİ BU SESSİZLİKTEN CESARET ALIYOR'

Dört parça Kürdistan'da yaşayan Kürt halkına çağrı yapan Aziz, Kürdistan’da yeterli tepkinin gelişmemesinin Türk devletini yeni katliamlar için cesaretlendirdiğini söyledi. Aziz, şunları söyledi: "Dört parça Kürdistan'da Kürt toplumundan da bu katliam politikalarına karşı çok fazla ses çıkarılmıyor. Kuzey Kürdistan'da Kürt halkına karşı gerçekleşen saldırılar karşısında ses çıkarmak ulusal ve yurtseverlik görevimizdir. Her şeyden önce de insanlık görevimizdir. Türk devletinin sessizce gerçekleştirmek istediği Kürt katliam planını uluslararası topluma ulaştırmalıyız. Bütün Kürt siyasi partilerin bu katliam planına karşı harekete geçmesi gerekiyor. Kürdistan'da katliam yapılmak istenirken hiçbir şey yokmuş gibi yaşanmamalıdır. Aynı zamanda insan hakları dernekleri, kadın örgütleri bu katliama karşı harekete geçmelidir. Bu sessizlik kırılmadıkça Kuzey Kürdistan'da katliam yapılmaya devam edecek. Türk devleti katliam yapma cesaretini bu sessizlikten alıyor."

İBRAHİM: EN İYİ CEVAP MÜCADELEYİ YÜKSELTMEKTİR

Goran Hareketi Parlamenteri Evar İbrahim ise, Türk devletinin Kuzey Kürdistan'da faşizm uyguladığını belirtti. İbrahim, "kadın düşmanlarına ve faşist Türk devleti zihniyetine verilecek en iyi cevap her yerde mücadeleyi yükseltmektir. Kadın özgürlük yürüyüşü bilerek hedef alınıyor. Paris Katliamı ile aynı zamana denk getirilmesi de bilinçli bir olaydır. Bu katliam bizi derinden üzdü. Ancak üzülmek, yas tutmak yetmiyor. Buna karşı mücadele vermek gerekir. Türk devleti Kuzey Kürdistan'da Kürtlere faşizm uyguluyor. En doğal meşru hakları savunan Kürtleri katletmek ancak faşist zihniyetle tanımlanabilir" diye konuştu.

Başta kadın örgütleri ve aktivistler olmak üzere bütün kadınları katliamlarla mücadele etmeye ve direnişe destek olmaya çağıran İbrahim, "Gün kadın mücadelesini yükseltme günüdür. Kürt kadınları bulundukları her yerde bu mücadeleyi yükselterek katliama cevap vermeli. Kadın düşmanlarına, Kürtleri katledenlere verilecek en iyi cevap her yerde mücadeleyi yükseltmek olacaktır" dedi.

DRAY: PARİS VE SİLOPİ’DE KADIN ŞAHSINDA İNSANLIK KATLEDİLDİ

Süleymaniye Üniversitesi Öğretim Görevlisi Şirin Dray ise "Kürt kadınları şahsında katledilen insanlıktır" vurgusunda bulundu. Dray, şöyle konuştu: "Şunu herkes bilmeli, ne Paris’te ne de Silopi’de katledilen sadece üç kadın yoldaşımızdır; Paris ve Silopi’de insanlık katledilmiştir. Kadınların şahsında insanlık hedef alınıyor. Türk devleti bir kez daha kadınları hedefleyerek kadın mücadelesinden ne kadar koktuğunu göstermiş oldu. Türk devleti sadece kadınları da değil, çocukları, 70 yaşındaki yaşlı kadın ve erkekleri katlediyor. Bu, AKP’nin faşist karakterini ve Kürt düşmanlığını gösteriyor."

‘BM VE AB NEDEN SESSİZ KALIYOR?’

Konuşmasında uluslararası insan hakları kuruluşlarına, BM ve AB'ye seslenen Dray, "Türk devletinin yaptığı katliamlara neden sessiz kalıyorsunuz" diye sordu.  Dray, şöyle devam etti: "Oysa Suriye’de DAİŞ vahşeti yaşanınca bütün dünya tepki gösterdi. Neden Türk devletine karşı sessiz kalınıyor? Bunu herkesin sorması ve tepki göstermesi gerekir. BM kendisini özgürlüklerin temsilcisi gösteriyor. O halde halkımıza karşı uygulanan katliama neden sessiz kalınıyor? Kadınlar, çocuklar, yaşlılar katledilerek her gün suç işleniyor."

'GÜNEY DE SESİNİ ÇIKARMALI'

Güney Kürdistan’da var olan sessizliğe de tepki gösteren Dray, "Bu sessizlik hem halk nezdinde hem de hükümette yaşanıyor. Oysa bu vahşete karşı her yerde ayağa kalkmak gerekirdi. Ama şunun da bilinmesi gerekir ki, saldırılar bize geri adım attıramayacak. Her yerde bu mücadele giderek gelişecektir" şeklinde konuştu. 
 

...