TJK-E: Saray darbesine karşı irademizi sahiplenmeliyiz

TJK-E Koordinasyonu, esir alma ve biat ettirme” politikalarıyla “faşist cunta” olduğunu birçok kez ispatlayan AKP devletinin, CHP ve MHP’nin desteğini de alarak tarihe “20 Mayıs Darbesi” olarak geçecek yeni bir sürece imza attığını belirtti.

TJK-E Koordinasyonu, iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca halklara ve kadınlara yönelik uyguladığı “esir alma ve biat ettirme” politikalarıyla “faşist cunta” olduğunu birçok kez ispatlayan AKP devletinin, CHP ve MHP’nin desteğini de alarak tarihe “20 Mayıs Darbesi” olarak geçecek yeni bir sürece imza attığını belirtti.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Koordinasyonu açıklamasında bir yandan Kürdistan’da DAİŞ’i aratmayan yöntemlerle korku iklimi yaratmaya çalışan ve kirli savaş politikalarını her gün çeşitlendirerek devreye koyan, diğer yandan ise halkların seçilmişlerine müdahale eden bir darbe hükümeti ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “24 Temmuz'dan bugüne devletin bütün gücünü önüne katarak Kürdistan topraklarına gözü dönmüşçesine saldıran AKP iktidarı, buradan istediği sonucu elde edemeyince, bu kez de halkın seçilmişlerine yönelerek toplumu hizaya çekeceğine inanmıştır. Kendinden önceki hükümetlerin çokça denediği ve sonuç alamadığı yöntemlerle halk iradesini alaşağı etme çabası güç zehirlenmesinin vardığı noktayı gözler önüne sermektedir. Kendisine aykırı tek bir sese dahi tahammül edemeyen, en hızlı şekilde onu yok eden, sessizleştiren, zindana tıkayan, katleden bir zihniyet ile karşı karşıya bulunmaktayız. Neo-Osmanlı ve Hanedanlık düşü uğruna topluma ve toplumsal değerlere karşı yapılan düşmanlık her gün yeni bir boyut kazanmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki zulüm kendisini büyüttükçe, anti sistem güçleri olarak halklar ve kadınlar kendilerine direnişi büyütmeyi yol bilmişlerdir. Ne sistemin dayattığı köleliğe teslim olacağız, ne de baş eğeceğiz. Bugün Kürdistan'da ‘çöktürme planı’nı boşa çıkartan bir direniş boy vermektedir. AKP'nin IŞİD çetelerinden feyz alarak devreye koyduğu barbarlığa rağmen direnişin tarihten günümüze susmayan sesi yankılanmaktadır. Hanedanlığa karşı direnişin en gür sesi olarak Nusaybin-Şırnak öz yönetim direnişleri bizlere çok şey anlatmaktadır. Bu anlam gücüne dayanarak ‘sarayınıza da sultanınıza da teslim olmayacağız’ diyerek alanlara akmalıyız. Korkuyor muyuz? Hayır, korkmadığımızı bize direnişlerle dolu tarihimiz öğretmektedir. Saralar'dan Sevêler'e süregelen kadınların hiç dinmeyen özgürlük haykırışları, korkuyu yenenlerin nelere muktedir olduğunun dersleri ile doludur. Alanlara inmeliyiz, çünkü direnenlere en yakışan yerdir alanlar. Faşizm, topluma en acımasız şekilde yönelerek en fazla da sokaklardan, alanlardan ve bir araya gelmekten uzaklaştırmak istemiştir bizleri. Faşizme inat her gün alanlarda olmalıyız. 

Özellikle Avrupa'da yaşayan Kürdistanlı kadınları ‘20 Mayıs Saray Darbesi’ne karşı ses çıkarmaya, irademizi sahiplenmeye, Nusaybin ve Şırnak öz yönetim direnişlerinin yanında durmaya çağırıyoruz” dedi.